ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
onu muayene edemem abdestim kaçar nikah düşer
-
(bkz: imam hatip lisesi)
(bkz: tehlikenin farkında mısınız)
edit: o hastanede öyle bir doktor yok diyen arkadaşları hastanenin çalışma düzenine alalım;
http://www.eyupdevlethastanesi.gov.tr/…nları/26.pdf
edit 2: aramızdaki bazı alomatikler bknz'dan rahatsız olmuş, imam hatipler'den doktor-avukat sentezlemeye çalışan bürokratlar bu memlekette yaşamıyor mu? mozambikte miyiz biz? kimseye iftira atmadım ama bazı "sivri akıllılar"* üzerine alınıyor.
edit: gge gerekçesiyle.
edit 2: @ruhsuz uyardı, sayfa revize edilmiş ve doktorun adı geçmiyor. yine de linki silmiyorum. sonuçta adı yazıyordu.
çalışma hayatının tek cümlelik özeti
türkiye batarken dinlenen şarkı
-
(bkz: eşeği saldım çayıra)
münkir münafığın soyu
yaktı harap etti köyü
ölüsüne bir tas suyu
dökenin de avradını
yaran facebook durum güncellemeleri
-
+abin var mı aşkım?
-var aşkım 4 tane.
+bundan sonra 5 tane var kardesim hadi allah'a emanet.
son feci bisiklet
-
yaa o değil de insanlık gerçekten teknolojinin fazlasıyla cebimize girmesiyle birlikte tersine evrim geçiriyor.
bu teknoloji olayı yaramadı bize valla bak.
biz de ergen olduk.90 larda geçirdim 10lu yaşlarımı. ben ve tum arkadaşlarım, hatta biz tüm bir jenerasyon 90lari pink floyd, led zeppelin, deep purple dinleyerek geçirdik bu ulkede. onları dinlemeyen iron maiden, metallica, nirvana, pearl jam dinliyordu.
türk sanatçılardan mfö best of çıkardı 95te. ardından m.v.a.b. geldi. sakın gelme diye bir başyapıt çıktı o albümden misal. özlem tekin, şebnem ferah, teoman patladi 96-99 arası. 99 un en sonuna duman yetişti eski köprünün altında ile. hala daha iyi bir şarkı yapamadılar bence. ve tamam sustum diyen vega.
rock kazanı ve leman okuyorduk. sonradan roll gelmişti.
korkunç bir ergen olarak cezmi ersöz okuyordum. hatta ergenlikle suclaniyorduk cezmi okuyoruz diye. ödp kurulmuştu mesela. dünyayı cozdugunu düşünen ergenler olarak heyecan duymuştuk çokça. siyasal olmamizda her hafta leman okumamizin etkisi büyüktü.
bakın tüm bunlar biz lisedeyken oluyor. böyle bir nesil yetiştik biz bu ülkede.
şimdi bunlar nedir kardeş? ne diyeyim ben bunlara? bunlari takip edenlere ne diyeyim? ne oldu bu 20 yıl içinde ben onu anlamaya çalışıyorum.
not: evet yaşlıyım.
ümitcan uygun'un instagram hesabının hacklenmesi
-
efendi adam mesaj atar.
-merhabalar nasılsınız acaba.
-sie amk tacizcisi bir de üniversite okumuşsun.
cinayet şüphelisi, dayakcı mesaj atar.
-tekten gireyim mi sana
-olur al sana konum al al al.
eyvallah hanımlar.
12 şubat 2023 öldürülen yağmacılar
-
asayiş sıfır
koordinasyon sıfır
şeffaflık sıfır
dürüstlük sıfır
hazırlık sıfır
verilen vergilerin karşılığı sıfır
ailesini yerini yurdunu işini kaybetmiş insanlar ne yapsalar anlarım…
tek suçlu yukarıdaki “sıfırlardan” hesap sormayan biziz bence.
ilk bilgisayarda yapılan mallıklar
-
disket sürücüsüne taso yerleştirip, onların oyununu bilgisayarda oynamaya çalışmak.
yaş: 3 falan
özcan deniz'li coca-cola reklamı
-
59 saniyecilere dert olmuştur.
agop kotoğyan
-
30 yıl kadar önce hastası olarak tanışmıştım.
neden bu kadar ünlü neden bu kadar çok seviliyor? çok iyi bir insan ve çok iyi bir doktordu da ondan. iyi insanlığını anlatamam tanışmanız gerekirdi. iyi doktorluğunu şöyle tarif edebilirim hayatım boyunca eczanede hazırlanan tek ilacı kendisi yazmıştı. hastanın yaşına, hastalığının durumuna göre ilaç hazırlatan kaç doktor varki?
ölümden sonra gidilecek huzurlu bir yer varsa umarım oradadır.
zeigarnik etkisi
-
yarım kalmış olaylar, durumlar ya da görevlere karşı beynimizin verdiği tepki nedir? yarıda kalmış ya da kalmamış bir olay üzerindeki ilginizi kestiğinizde beyniniz de başladığınız yeni duruma hemen ayak uydurabilir mi? işte bu soruların cevabını 1920 yılının ortalarında berlin'de arkadaşlarıyla yemek yerken garsonların davranışlarını inceleyen bluma zeigarnik bulmuştur.
yemeklerini sipariş ederken siparişlerini alan garsonların herhangi bir kağıda not almadığını farkeden zeigarnik, bu durumu düşünmeye başlar ve bir tane garsona bu durumu sorar. garson ''tamamlanmayan her siparişi aklımda tutabiliyorum'' diye cevap verir.
garsonun verdiği cevapla düşünmeyi derinleştiren bluma, garsonların tamamlanan siparişleri akıllarında tutamadıklarını gözlemleyince aklında bir fikir oluşturdu.
aklında oluşan fikirle deneylerine başladı. topladığı bir grup insana çeşitli renklerde boncuklar verildi ve bu boncukları dizmeleri söylendi. denekler boncukları dizerken aniden yarıda kesmeleri ve başka işle ilgilenmeleri istendi.
ellerindeki boncuklar bıraktırılıp yeni bir işe başlatılan deneklere hangi boncuğu hangi sırada dizdikleri sorulduğunda sıraları hatırladıkları görüldü. fakat yeni başladıkları işte boncuk sırasını hatırladıkları kadar başarılı olmamışlardı.
yapılan bu ve birkaç benzeri deneyden sonra bluma zeigarnik, beynin yarım bırakılan iş konusunda baskı oluşturduğu ve yeni bir işe başlanılsa da yarım bırakılan işe odaklandığını öne sürdü. ve buna da zeigarnik etkisi adını verdi.
sonuç olarak eğer bir işe başlamışsanız, zorunlu bir neden olmadıkça o işinizi yarım bırakıp yeni bir şeye başlamayın. bluma'nın da dediği gibi beyin ne eski işi unutuyor ne de yeni işe tam odaklanabiliyor.
sadece yaptığımız işi yarım bırakmak değil, dinlemeyi yarıda kestiğiniz şarkının tüm gün aklınızda dolanması, sahnesi tamamlanmadan ara verilen dizinin merakla beklenmesi vb. birçok örnekle aslında hayatımızın her alanında zeigarnik etkisini yaşayabiliyoruz.