hesabın var mı? giriş yap

  • 2009/15481 sayılı bakanlar kurulu kararı’nın 9 nolu ekinde belirtilen eşyalardır.

    bu eşyalardan ilk kısımda belirtilen yiyecek ve içecekleri yalnızca beraberinizde getirebilirsiniz, posta yoluyla yurda sokamazsınız. ancak, yiyecek ve içecek dışındaki diğer eşyaları yurtdışından gelirken yanınızda getirebileceğiniz gibi gelmeden 1 ay önce veya geldikten 1 ay sonra da posta yoluyla yurda sokabilirsiniz.

    eşyalar:

    tütün ve tütün ürünleri
    1- sigaralar (400 adet)
    2- sigarillolar (her biri 3 gr.dan ağır olmayan purolar) (100 adet)
    3- puro (50 adet)
    4- kıyılmış tütün (200 yaprak sigara kağıdı ile)(250 gr)
    5- pipo tütünü (250 gr)

    alkollü ürünler
    1- alkol derecesi % 22’yi geçen alkol ve alkollü içkiler (1 litre)
    2- alkol derecesi % 22’yi geçmeyen alkol ve alkollü içkiler (2 litre)

    kozmetik ürünler
    en fazla 120 ml.lik şişeler içinde beş adet kolonya, lavanta, parfüm, esans veya losyon

    gıda ürünleri
    1- çay (1 kg)
    2- çözülebilir hazır kahve (1 kg)
    3- kahve (1 kg)
    4- çikolata (1 kg)
    5- şekerden mamul yiyecek (1 kg)

    giyim ve yolculuk eşyası
    1- yolcunun giyinip kuşanmasına mahsus eşya
    2- yolcunun yaşantısına mahsus eşya ile seyahat eşyası

    elektronik /dijital eşya
    1-lcd veya plazma ayrımı yapılmaksızın bir adet renkli televizyon (55 ekrana [55 ekran dahil] kadar)
    2- birer adet video kamera (10 adet boş kaseti ile birlikte) ve fotoğraf makinesi (hafıza kartı veya 5 adet filmi ile
    birlikte)
    3- bir adet gps yön bulma cihazı
    4- bir adet dizüstü bilgisayar ya da pc, aksam ve parçaları (flash bellek, harici hard disk dahil)
    5- bir adet radyo veya radyo-teyp
    6- her türlü ses ve görüntü kaydedici ve oynatıcı cihazlardan bir adet ile bu cihazlara ait toplam 10 adedi geçmemek üzere üzerine kayıt yapılabilen plak, teyp kaseti, cd, vcd, dvd
    7- bir adet kasetli veya oyun kartlı elektronik oyun aleti
    8- tv, müzik çalar, video oynatabilme özelliğine sahip olanlar dahil olmak üzere gsm-cep telefonu (yabancı misyon mensupları hariç iki takvim yılında 1 adet)

    müzik aletleri
    elde taşınabilir müzik aletlerinden birer adet olmak üzere en çok 3 adet

    spor ve oyun aletleri
    1- bir adet kamp çadırı
    2- bir adet dalgıç takımı
    3- bir adet motorsuz şişirme bot
    4- bir adet yelken tertibatlı sörf
    5- bir çift yüzme paleti
    6- golf malzemesi (golf aracı hariç)
    7- yolcunun tek başına kullanabileceği özelliğe sahip birer adet olmak üzere spor yapmasına mahsus diğer spor alet ve giysileri (paraşüt ve kayak takımı dahil, deniz motosikleti ve motorlu deniz kızağı hariç)

    sağlık cihazları
    1- hasta yolcuya ait yatak
    2- maluller için hareket ettirici tertibatı bulunan motorlu, motorsuz koltuk
    3- şahsi tedavide kullanılan ilaçlar
    4- kişinin kullanımına mahsus tıbbi cihazlar
    5- gaz maskesi, koruyucu elbise

    mutfak eşyası
    yolculuk esnasında kullanılacak mutfak aletleri ile birer adet olmak üzere küçük ev aletleri

    diğerleri
    1- hac ve umreden gelen yolcuların beraberlerinde getirecekleri veya posta veya kargo yoluyla gönderecekleri, müsteşarlık ile diyanet işleri başkanlığınca belirlenecek miktarda hurma ve zemzem suyu
    2- çocuk yolcuya mahsus bir adet çocuk arabası
    3- çocuk yolcuya mahsus oyuncaklar
    4- bir adet ütü
    5- bir adet bisiklet
    6- bir adet el dürbünü (gece görüş dürbün ve gözlükleri ile gece görüş keskin nişancı dürbünleri hariç)
    7- araçla birlikte yolculuk halinde, aracın kendisine ve sürücüsünün kullanımına mahsus diğer alet ve cihazlar (akü şarj cihazı, akü ile çalışan otomobil süpürgesi, akü ile çalışan buzluk vb.)
    8- kişisel kullanıma mahsus kitap veya benzeri basılı yayın
    9- yolcunun beraberinde olmak kayıt ve şartıyla evcil hayvanlardan toplam 2 adet veya 10 adet akvaryum balığı (veteriner sağlık raporu, orijin ve aşı belgesi ile varsa kimlik ve eşgal belgesi ibrazı şartı ve veteriner kontrolü kaydıyla)

    detaylar ve ilgili mevzuat hükümleri için bknz. 2009/15481 sayılı bakanlar kurulu kararı

  • hawaii adalarına özgü bir kuş türü olan kauai ‘o’o kuşu, en son 1985 yılında görüldü; sesi ise son kez 1987 yılında duyuldu.

    bu kuşlar, 20. yüzyılın başlarında kauai adası’ndaki ormanlarda oldukça yaygın bir türken, ticari amaçlardan ötürü bölgeye ait olmayan hayvan türlerinin adaya getirilmesi nedeniyle, sayıları giderek azalmaya başladı.

    adalı bir fotoğrafçı (david boynton) tarafından kaydedilen aşağıdaki ses, türün son üyesi olan erkek kuşun eş bulmak amacıyla söylediği şarkıyı bize dinletiyor.

    bir çağrı yaptığınızı; ancak bu çağrıya sonsuza dek yanıt verecek kimsenin olmadığını düşünün. türünüze ait son ses sizden çıkıyor…

    bu açıdan bakıldığında şarkının oldukça hüzünlü bir tarafı var.
    https://youtu.be/ndry0cmcynu

  • ya arkadaş anlamadığım birşey var ben neden 10, 15 bin verip aldığım telefonun şarjını şizofren gibi yüzde 20-80 arası tutmak için kendimi yıpratıyorum yada batarya ölmesin diye uğraşıyorum, çok afedersiniz ama öyle telefonun amk.

    edit: canım arkadaşlarım lütfen entrymi beğenip favlamayın rica ediyorum, ben kendi işinde gücünde adamım, apple fanboylarıyla uğraşacak durumum yok. tamamen şahsi fikrimdi yazdıklarım.

    zaten ülke olarak battığımız bok çukurunda debelenip duruyoruz. eğer ki bu telefona bu kadar para verecek durumun varsa bak keyfine kendini üzme her gün açıp açıp bakma pil sağlığım kaça düşmüş diye, gelip burda da ağlama boşver. ayrıca apple markasını da babasının malı gibi ölümüne savunanlara da anlam veremiyorum.

    edit 10.09.22 : arkadaşlar i phone fiyatları inanılmaz duruma geldi, yeni çıkan phone 14 fiyatına 3 sene önce fiat punto almıştım. aklı olan insanlar phone alacağına ülkeden kaçmanın yollarını arar.

  • futbolda en yalnız mevki kaleciliktir derler ya bir çift eldivenle kandırılmış sanki özgürlüğü elinden alınmış ceza sahasında geçen koca bir kariyer..takımının gol attığı durumlarda en çok belli olur kalecinin yalnızlığı. bir başına koşar, bir başına taklalar atar, direklere tırmanır, türlü sevinç gösterilerinde bulunur kaleci, arkadaşları az ilerde sevinç yumağı oluşturmuşken. bu aslında saçma bir görüntüdür, çünkü insanın sevinirken yanında sevincini paylaşabileceği ya da sarılabileceği en az bir insan daha olmalıdır bence. fakat, gel gelelim yedek kalecinin yalnızlığına. o yalnızlık ki, kaleci yalnızlığı dahil tüm yalnızlıkların toplamıdır aslında bu hayatta.

    yedek kaleci..yaz kış demeden kenarda battaniyesinin altında maça seyredalan gözleri küçük bir umuda dalıyordur aslında bir gün as kalecinin yerine kendisinin geçebileceği. devre arasında maçlar reklama girer ama stadyumdaysan fark edersin onları denk gelirse o da veyahut dikkatini çekerse. sahaya çıkmış, kalenin önünde sağa sola atlıyor, yalandan da olsa top çıkarmaya çalışıyor ama bezginliği her halinden okunuyor. gol yerken dönüp topa bir de kendisi vuruyor, kendisine gol atıyor. sonra bazen mutluymuş gibi görünüyor, gülümsüyor fakat o en mutlu anında yandan pat diye nerden geldiği meçhul bir top suratında patlıyor. onu bir tek futbol topları anlıyor ama onlar da yanlış anlıyor. diğer yedek oyuncular gibi teknik direktöre arada sitem etme hakkı da kısıtlıdır yedek kalecinin. ancak kimi zaman as kaleci sakatlanıyor, sağlık görevlileri oyuna girerken yedek kaleci de fişek gibi sıçrıyor yerinden. ısınma hareketlerine başlıyor hemen zikzaklar, yerinde atılan deparlar, sıçramalar tam pijamasını çıkarıp oyuna girecekken "taam taam iyiyim" diyor as kaleci ve geri dönüyor yedek kaleci klubesine, battaniyesinin içine. hala sıcak, zaten fazla uzaklaşmış olamazdı..en kötüsü de, bazen kaleci kırmızı kart yer ama yedek kaleci yerinden bile kıpırdayamaz. çünkü takımın oyuncu değişiklik hakkı dolmuştur. evet dolmuştur bu hak ve o an kaleye defans, libero yahut orta saha hatta kimi zaman forvetten biri geçer. hele bir de penaltı falan kurtarırsa varlığını, dünyadaki yaşam sebebini sorgulamaya başlar o vakit yedek kaleci. son düdük çalar, maç biter, soyunma odasına gidilir.bu olayın ya da başka pozisyonların kritiği yapılır duş altında yedek kaleci ise duş bile almaz çoğu zaman aslında.

    ve dönüp bakıyorum kendime ensesi uzamış kaleci saçımla, promosyon şapkam ve kramponlarımla yedek kalecinin ağır yalnızlığını yaşıyorum bu hayatta. evli çiftlerin, sevgililerin, mutlu insanların, arkadaş gruplarının hatta yalnızların ve hatta diğer ağır yalnızların arasında kimseye farkedilmeden, dokunmadan, belki de dokunamadan yürüyorum yavaşça. bir çocuk ürkekliğiyle gökyüzüne bakıp "hocam ne zaman oyuna alıcan beni" diye küçük bir sitem ediyorum onu da uzaklara bakmaktan yakını göremez hale gelen gözlerimle yapabiliyorum en fazla. bazen de oluyor gibi, yalan yok umutlanıyorum o ara iniyorum saha kenarına büyük bir heyecanla yan yan sekerek koşturuyorum. kollarımı çeviriyorum değirmen gibi, türlü ısınma hareketleri yapıyorum bir bacak önde çökme hareketi..yerimde sıçrıyorum bir kurbağa gibi ama sonra acı bir ses geliyor kulağıma "otur otur" diyor ve dönüyorum yerime geri, giriyorum sıcak battaniyemin içine hiç kullanamadığım eldivenlerimle ve pijamamla koca bir ömrün geçmesini bekliyorum.

  • yine harika bir işe imza atmışlar. pazar günü oynanacak efes - banvit maçına kitap getirenlere bilet verilecek. kitaplar da ihtiyaç sahibi öğrencilere gönderilecek. tek şart, kitapların yıpranmamış olması.

  • pedofil kardeşler örgütüne gönül vermişleri her şekilde üzecek olan karar.

    mısır'ın neredeyse yarım yüzyıllık virüsü olan bu pedofil kardeşlerin gerçek taleplerini burdan görebilirsiniz. video'yu koyan kişi de video açıklamasından göreceğiniz üzere bu pedofil kardeşleri destekleyen biri.

    kendisi hüsnü mübarek'e karşı sokağa çıkan milyonlarca insanın mücadelesine konmuş bir adamdır. yüzde 46 katılımın olduğu seçimlerde yüzde 25 alıp ikinci tura kalmıştır. öyle halkın büyük bölümünün sevdiği bir adam falan değildir. zaten kendisine karşı yapılan protestolar da mübarek'e karşı yapılanlar kadar büyüktür. çünkü kendisi dünyanın her yerinde iktidara gelen islamcıların yaptığı gibi kendisini padişah yapacak anayasa düzenlemelerine koyulmuştur. tayyip'in de zamanında söylediği gibi bunlar için demokrasi amaç değil araçtır.

    o yüzden mursi denen gavatı savunanlar kimsenin kendilerine sempatiyle bakmasını beklemesin. müşlümanlayın yönetmeşine ijin veyilmiyoymuş hiçbir yer :(:( dünyada müslümanların yönettiği her yerde özgürlük ve insan hakları geriler. ortadoğu'da bunun aksini gösteren tek bir örnek bile yok. bundan sonra da olmayacak. o yüzden nazilere, ku klux klan'cılara, engizisyon mahkemelerine nasıl bakıyorsak bu mursi dalyarağını destekleyen ihvancılara, selefi vahabi köpeklere, pedofil kardeşlere öyle bakıyoruz.

  • buna sokağa çıkma yasağı demeyelim de "gün içinde yaya olarak istediğinizi yapabilirsiniz yasağı" diyelim siz de kurtulun biz de kurtulalım..