ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
volkan konak
-
iki sene önce.
cerrahpaşa'ya yatıyorum.
teşhis kötü, tanı kötü..
cerrahpaşa geceleri karanlık, ıssız. aylarca yatıyorum, duvara görünmez çentikler atarak. on adım sayıyorum odamda, ayağa kalkabilsem on adım atarım odadan çıkmak için. ayağa kalkabilsem, şu pencereyi olsun açabilsem, yıldızları görebilsem... oysa odam çamaşırhaneye bakıyor, biliyorum.
gece ıssız, gece uğursuz gibi sessiz. telefonuma bir mesaj düşüyor, tanrı'nın tesadüfler yoluyla benimle eğlendiğini düşünüyorum. deliler gibi ağlıyorum sonra, sonra gülmeye başlıyorum halime.
"volkan konak- cerrahpaşa şarkısını xx kontöre cebine indir" diyen bir spam telefona düşen. inanır mısınız indiriyorum sittin kontöre, zil sesi yapıyorum. " cerrahpaşa'ya koydum canımın yarısını " diyecek kimsem olmadığı için o vakit, anamdan başka, daha bir ağlatıyor şarkı...
orada öyle ince, öyle derinden anladım ki ben bu adamı. acısını acıma karıştırıp öyle bir ağladım ki, kimseler duymadan öyle feryatlar çıktı ki ağzımdan.
şimdi her halta inat ayaktayım, şükür. cerrahpaşa'da değil, evimdeyim ama.. öyle bir anladım, öyle bir sevdim, öyle bir acısına ortak oldum, öyle bir ağladım ki bu adamla. işte bu yüzden tüm sikko anketlerde, ne zaman kim sorsa "en sevdiğin sanatçı kim?" diye, hep volkan konak derim. içten, yürekten söylerim, öyledir.
az evvel cerrahpaşa'yı söyledi yine.
öyle güzel söyledi ki...
sıfırdan tanışılıp sabaha kadar konuşulan o gece
-
işte belanızın sikileceği gün
yaran inci sözlük entry'leri
-
baslık : merhaba beyler ben manavlar derneği başkanı
1. en büyük patlıcan bende
2. en iyisini hep kendinize saklarsınız zaten
1985-1990 arası doğan mutsuz nesil
-
yoklukla imtihan edilmekten iflahi kuruyan x kuşağının sonuç olarak ürettikleri yanlış politikaların yanı sıra teknoloji çağına geçişe maruz kalmış nesildir.
ne tam anlamıyla x olup monoton yaşamayı, azla yetinmeyi, teknolojiden uzak olmayı becerebilmiştir ne de tam bir z gibi makinelerin, yazılımların çocuğudur.
kafası hem nostaljik çalışır hem de modern çağın koşuşturması ve yabancılaşmasına duhul olmuştur.
yine de en iyi bu nesil hayal kurmasını bilir. geçmişi ve geleceği harmanlamak sancılıdır ama görmesi/görebilmesi haz verir.
6 haziran 2023 uber'in türkiye'de yasaklanması
-
tabi,
gideceğimiz yere ne kadar ücret ödeyeceğimizi bildiğimiz için,
gidilecek mesafenin farketmediği için,
müşteri seçimi yapılmadığı için,
saygılı şöförlere sahip olduğu için,
trafik kurallarına uyduğu için,
“haksız rekabete” yol açmıştır.
yemin ediyorum şu taksiciler güncel bir yeniçeri vakamızdır. adamlar kendileri hariç tekerlekleri olan herşeye karşılar. umarım bir gün vakayı hayriye gerçekleşir.
boğaz köprülerinin çift taraflı ücretlendirilmesi
-
ortaya da gişe konmadıkça beni bozmayacak olay. (onu anlayan bunu da anlar)
honda türkiye fabrikasının kapatılması
-
fabrikayı cami yapalım.
teoman şarkılarında geçen acımasız sözler
-
...
öper beni annem yanaklarımdan,
güzel bir rüyada,
sanki sevdiklerim hayattalarken hâlâ...
...
fıstık ezmesi vs fındık ezmesi
-
fındık yetişmeyen ülkelerin mecburen uydurduğu fıstık ezmesini sırf amerikalılar tüketiyor diye yücelten fındık ülkesinin vatandaşlarını hayretle izlememizi sağlayan karşılaştırma başlığı.
istanbul'da 26 eve sahip olmak
-
şu anki ev sahibimin içinde bulunduğu keyif verici durum.
bizim sülale hep artist, okumuş insanlar. kanundan korkarlar, nizama uygun harekette bulunurlar hep. böyle ahlaki, (namuslu) davranarak vatan için, millet için toplum için faydalı bireyler olduklarını düşünürler. beni de maalesef böyle yetiştirdiler. bunların hepsini "medeniyet" çatısı altında yaptılar.
ama ben şu an kimin evine kira veriyorum?
60-70 li yıllarda istanbula gelip, hazine arazisine gecekondu dikip ilk seçimde tapu alan ve şu an bu arsa yüzünden 26 dairesi olan malatyalı ilkokulu bitirmemiş birine. 3000 lira da kiram var. ev sahibimi görseniz gider bir lokantada karnını doyurursunuz.
ben kimim? yüksek lisansını yapmış biri maaşımın yarısı direkt bu insana gidiyor yani. evet bazılarınızın o meşhur vergileriyle aldığım maaş.
peki bu insanın vatana millete ne gibi bir katma dağeri var, ben görmedim. belki gizliden gizliye bir şeyler yapıyordur ama şahit olmadım.
şimdi aileme dönelim, medeniyet çatısı altında vatana millete hayırlı olsun diye yetiştirdikleri çocuk, kirasıdır marketidir yoludur yemeğidir bir tiyatroya bir sinemaya bile ayıracak bütçeye sahip değil. hayatı metroda, metrobüste, tramvayda ayakta yolculuk yaparak geçiyor. çok meraklı olduğu tarih için türkiye dışına dişinden tırnağından arttırarak nadiren çıkabilmiş, vatana millete bir entelektüel olarak dahi katkıda bulunamıyor. fikirleri hiç olmuş öyle solup gidiyor.
bunu kendim için söylemiyorum, burada bu yazıyı okuyan binlerce insan benim gibi. benden çok daha kaliteli insanlar ulan akşam ne yiyeceğim diye düşünüyor. ticari, ekonomik fikirleriyle istihdam yaratacak, ülke ekonomisine katkı sağlayacak pırıl pırıl binlerce genç, beylikdüzünden levent'e metrobüsle geliyor.
her neyse başlığa dönelim.
harika bir olaydır evet.
istanbul'da 26 evim olsa ne olurdu? aylık 80 bin lira kazanç demek. hadi 10bini düşelim aylık 70 bin. kendi açımdan söylüyorum, ben dünyayı gezerdim. sağlığım oldukça da harika bir hayat sürerdim.
bunları neden yapamıyorum. ailem medeni, kanuna saygılı bir aile olduğu için.
hayat mı merhametsiz, biz mi, bilemedim.
herkese, başar sabuncu'nun namuslu filmini önererek entrymi sonlandırıyorum.
trt'nin chp'nin reklamını yayınlamayı reddetmesi
-
"akp'yi eleştirdiği" gerekçesiyle alınmış ve bugün resmi yazıyla tebliğ edilmiş karar. devlet televizyonunun parti çiftliği olarak kullanılmasının güzel bir örneği.
21 şubat 2016 hakemin kırmızı kart görmesi
-
kırmızı kart gösterirken bir yandan da sol eliyle dışarıyı işaret etmesiyle "benim taşaklar dökme demir" demiştir.