hesabın var mı? giriş yap

  • ruhçuluk. biri bir yalan uydurmuş, o yalan dönmüş dolanmış kendi kulağına gelmiş de, anlatan da kendi uyduruğu oldugunu hatırlayamamış, inanmış söylenene ya; işte böyle bir ideolojidir ruhçuluk.

    bilinen en eski inanç olmasına rağmen bu koca süre zarfında ne varlığına ilişkin bir delil ne de inanmaya yöneltebilecek bir gerekçe bulunmuştur ruh için lakin insanlar ısrarla ruh, ruh diyip dururlar. şimdilerde enerji, elektrik gibi kelimeler almış olsalarda da ruh kelimesinin yerini inanışın temeli aynıdır. (bkz: evrende serbest halde dolaşan enerji) (bkz: elektrik alamadım senden) binlerce insan ruh çağırma seanslarını profesyonel gözlemciler önünde bir kez daha tekrarlamaya çağrılmış, çoğu böyle bir şeye yanaşmamış, yanaşanların da foyaları ortaya çıkartılmıştır kolayca; ama tabi siz gene de ruha inanın.

    gökgürültüsünü, sebebini bilmedikleri için tanrıların savaşı zanneden insanlar, kendileri ile dağlar, taşlar arasındaki farkı açıklamak için ruh diye bir şey uydurmuşlar; gökgürültüsü kolaymış, zırvaladıkları anlaşılmış da insan ile taş arasındaki tek farkın tarif oldugu bir türlü anlaşılamayınca ruhun varlığına inanç da bir türlü azalmamış.

    bir ruhçu ile tipik bir diyalog da şöyle gelişir:

    - ruhun olmadığını kanıtlayabilir misin?
    - tabi. bir şeyin olmadığı nasıl kanıtlanır söylerseniz hemen kanıtlarım. mesela kretimiopsi'nin olmadığını kanıtlayarak başlayın.
    - nedir o, hiç duymadım?
    - ben de hiç duymadım. ruh gören, işiten de duyrmadım. bu varolmasına engel değil ama, engel mi.
    - saçmalıyorsun.
    - ama siz koç gibi beni bırakıp beş bin sene önce yaşamışların saçmalıklarını tercih ediyorsunuz.
    - ufff. inanıyoruam ben tamam mı. gitsene sen işine.
    - peki.

    (bkz: ruhun kısa tarihi)
    (bkz: yöntemcilik)
    bonus (bkz: ra gibi konusma rehberi)

  • desteklediğimiz rezalet. 18 yaşından küçüklere evlenmek, çalışmak, çocuk yapmak, namus cinayeti, dini ideoloji ezberi serbest, içki yasak mı olacak? yürü arap yürü.

  • malatya'da düğün fotoğrafçılığı yapan onur albayrak, bir düğün için fotoğraf çekimine gittiğinde yaşı küçük görünen geline kaç yaşında olduğunu sordu. habere göre “15” cevabını alınca da “çocuk gelin fotoğrafı çekemem” diyerek duruma tepki gösterdi.

    ...ısrarla çekimin yapılmasını isteyen damat ile fotoğrafçı arasında yaşanan yaşanan kavgada damadın burnu kırıldı."

    "... evet maalesef durum bu, keşke yaşanmasaydı ama yaşandı. bir daha olsa gene çekmiyorum der miyim evet derim. kimse kusura bakmasın, çocuk gelin de çocuk istismarıdır benim gözümde ve hiç bir kuvvet bana o çocuğun gelinlikle fotoğrafını çektiremez. çocukların saçına duvak takılmaz, kır çiçekleri ile süslenmiş taçlar takılır ancak. saygılarımla"

    onur albayrak
    http://haber.sol.org.tr/…ografini-cektiremez-242285

  • iki arkadaşım üniversiteye gidebilmek için otostop çekiyorlar. bir araba duruyor bekleyen kızlardan biri ön koltuğa oturuyor. bizimkiler arka koltuğa kuruluyorlar. biraz sonra öndeki kız arabayı kullanan çocuğa soruyor "bunlar kim?" çocuk yanıtlıyor. "bilmem seni almak için durdum arabaya bindiler"

  • ss'nin, 15 temmuz'dan itibaren el altından çok sayıda kayıtsız silah (kalaşnikof) dağıttığını iddia etmektedir.

    edit: normalde çoğunlukla okumayı tercih ediyorum ama bu konuya ilgisizlik gerçekten hayret verici. adam 1 saat önce yazdı bunları, kimsenin yazmadığını görünce başlık hareketlensin diye yazdım.

    sedat peker'in bulunduğu konum ve şu ana kadar olan iddiaları düşünülünce, böyle bir haberde yer yerinden oynaması lazım, adam elinde çekirdek, "keşke video çekse böyle tat vermiyor" diyor. muhalif diye geçinen twitter baykuşlarında tık yok...

    beter olalım.

    ilave:
    (bkz: 15 temmuz gecesi sivillere silah dagitilmasi)

  • toyota türkiye ceo’su ali haydar bozkurt salgın döneminde çalışanlarını yüzüstü bırakmayacaklarını belirterek, "bir yıl araç satmasak da maaş ödeyeceğiz, kimseyi işten çıkarmayacağız, devlet desteğini de ihtiyaç sahiplerine bırakacağız” dedi.
    böyle patronlar da var işte, kendisini tebrik ediyorum.

    kaynak

  • çok sevimli satıcılar var burada. alacağım ürünle ilgili ne zaman çetleşsek oldukça samimi diyaloglar oluşuyor. genelde cümlelerine "dear friend" diye başlayıp samimi bir esnaf gibi ilgileniyorlar. cümlelerinin sonunda da mutlaka sevimli bir smiley koyuyorlar. mesela bir keresinde takip numarası da olmadığı için 50 küsür gündür gelmeyen bir ürün için, "takip numaram da yok 50 gündür bekliyorum ama gerçekten yolladınız mı?" diye sormuştum da eleman, "bu ürünün garantisi benim kardeş ürünü yolladım biraz daha sabır istiyorum senden" deyip sonuna da yüzü kızarmış smiley koymuştu. ben de "tamam bro sen öyle diyorsan bekleyeceğim" diyerek elleri ağzında kıskıs gülen smiley koymuştum. geçenlerde ürün gelince feedback'lerime baktım da elemanın yazdığını görünce kahkaha attım. abi devamlı müşteri yağlar gibi yağlamış.

    "very nice buyer, ıf i have 10 stars,i will give you 12!!!"

    vay be çok iyi almışım demek ki. nasıl da almışım ama. aldığım da 5 dolarlık bir lego. çok feci lego alırım. elin çinlisi bile kayıtsız kalamamış bu alışıma. müthiş bir alıcıyım.