hesabın var mı? giriş yap

  • hayvan herif doğal seleksiyon yazmış. kabullenemiyorsunuz nispeten de olsa eğitimli bireyleri. herkesi kendilerinin olduğu gibi bok çukuruna çekmek istiyorlar. bokunuzda boğulun.

    edit: tabiki silip kaçmış.
    görsel

  • tam olarak bu reklamdaki hayatı, temizliği ve saflığı özlediğim için oyum muharrem ince beyefendiye gidecektir.

  • ~ türk yargı sistemine > "türkiye yargı sistemi" diye başlık açan bir "türk" kelimesi rahatsızı,

    ~ "türkiye 4'e bölünsün" şeklinde başlık açarak, subliminal üniter devlet karşıtı alt mesajları veren,

    ~ "zeytin dalı harekatı'nın gereksizliği" argümanı ile başlık açıp, pyd'ye yapılan operasyonları gereksiz gören,

    ~ şehit olan polis ve askerlere "katledilen" ifadesini kullanan

    ~ "fırat çakıroğlu şehit değildir" yazan,

    ~ "atatürk'ün şapka devrimi vizyonsuzluğu" diye başlık açıp, atatürk'e atatürk diyemeyip, mustafa kemal yazıp duran ve devrimi kötüleyen,

    ~ entrylerinde devamlı türk milliyetçilerine saldırmış olan,

    birinin açtığı başlık. şimdi bunları toplayın. ortaya çıkan sonucu siz bulun.

    edit: başlıkları nasıl buldum? entrylerini en çok favorilenenler butonunda sıraladım. çok araştırma yapmadım.

  • ciciş kardeşler esra ve ceyda'nın umreye gitmesiyle başlayan ülkemiz üzerindeki karabulut serisinin yeni bir basamağı

  • geçen seneki "şampiyon 4. yıldız için sahada" yazan eleman yazmazsa eleyeceğimiz takımla maçımızdır

    edit: iş bu entry tüm lig boyunca bu entryi yazan, kalkın ulan fener'in maçı var diyen emekçi dostumuz, çubukluya gönül vermiş kardeşimiz nick yazmazsam ne olacak ki renkdaşımızı incitmek için yazılmamıştır. yaptığı totemin ters tepmesine, esprili bir tepkidir.
    kendisine ve çubukluya gönül vermiş renkdaşlarıma selam ederim.

  • az önce yorganı tepesine kadar çekip uyuyan annemin yanına gittim, hemen yorganı kalkırıp, kocaman yatağına yattım, göğsüne, çocukluğumdaki gibi, kalp atışlarını dinledim. duymak istedim. o da sarıldı, gülüştük. anneannemi hatırladık sonra, sadece sessizce kapadık gözlerimizi... hala atan kalbini duydukça ağladım birazcık huzurla.

    uzun zamandır, bu kadar güzel bir şey hissetmemiştim. ne diye büyüyüp, yok yere başka omuzlara vuruyorsak kendimizi?

    ve annenin hayatta olması bu dünyadaki bence en güzel/anlamlı şey gibi...

  • insanlarımızın 11 mart 2011 japonya depremi sonrasında tekrar hatırladığı ancak tam olarak araştırmadan, okumadan üzerinde yorum yaptığı bir dalga tipi.

    genel olarak tsunamiler sismik hareketler(depremler), heyelanlar, volkanik faaliyetler ve tektonik plakaların hareketi sonucu su kütlesinin yer değiştirmesi gibi nedenlerle oluşan dalgalar olarak açıklayabiliriz. derin sularda, okyanuslarda tsunamilerin oluşumunu gözlemlemek çok zor bir iştir. "oha koca koca dalgaları nasıl göremiyorlar?" dediğinizi varsayarak oluşum aşamasındaki büyüklüklerinden bahsedeyim biraz da. bir tsunaminin dalga boyu 1000 metreye ulaşmaktadır ve tahmin edebileceğiniz üzere bu büyüklükteki bir dalgayı en derin denizlerde bile gözlemlemek zordur çünkü sığ su dalgası gibi hareket eder. peki neden bu dalgalar karaya gelirken okyanustan, açık sulardan seyir halindeki gemileri, tankerleri getirmiyor? bunun cevabı bir önceki cümleye yapılacak ufak bir eklemeyle yapılabilir. dalga yüksekliği en derin denizlerde bile sadece 1 m'yi bulmaktadır. 1000 metrelik dalga boyunun yanında abzürt bir sayı olsa da bugüne kadar yapılan araştırmalar bunu göstermiştir. bu nedenle okyanuslardaki gemiler bu dalgaları fark etmeden seyirlerine devam ederler.

    tsunamilerin en korkutucu yanı saatte 800 km'ye varan hızıdır. kıyaslamak için sıradan bir rüzgar dalgası saatte 30-40 km hızla hareket ettiğini söylemekte fayda var. peki ne oluyor da bir anda kıyıya yaklaşan tsunami dalgası onlarca kat yüksekliğe erişiyor ve ekran karşısındaki bizleri hayretler içerisinde bırakıyor? bir önceki paragraftan hatırlanacak olursa tsunami dalgalarının sahip olduğu devasa ölçülerdeki dalga boyundan bahsetmiştim. kıyıya yaklaştıkça sığlaşma artacağından tsunaminin dalga çukuru (dalganın en alçak noktası) zemine yaklaşır, zeminin dikliğine göre çarpabilir. bunun üzerine bu dalganın hızı ve boyu azalır ancak yüksekliği kat kat artar. gerisini zaten hepimiz biliyoruz. önüne geleni yıkarak doğanın bir başka yıkıcı haline ve bir bakıma kendine ait olanı geri almasına şahit olmuş oluruz.

    beni şu satırları yazmaya iten şey, medyada jet hızında başlayan "deprem istanbul'u etkiler mi?" konusu* değildi. sadece istanbul'da tsunami olur/olmaz geyiklerine daha teknik açıdan bir cevap vermekti. eski kayıtlara bakıldığında istanbul'a gelen tsunami özelliği taşıyan dalgaların maksimum yüksekliğinin (yanlış hatırlamıyorsam) 2-3 metreyi bulduğu görülmektedir. ama bizim her konuya hakim halkımız (bu bir eleştiri değil, dünyanın çoğu toplumunda görülen bir mükemmellik*) 3 metrelik tsunami dalgasını sadece sumatra, japonya ya da herhangi bir felaket filmindeki büyüklüklere sahip olmadığı için dalgadan saymıyor.

    geoteknik yerine kıyı ve liman yapıları* uzmanlaşmaya çalıştığım bir alan olduğundan, hem lisans hem de master derslerinden hatırladığım kadarıyla aklıma gelenleri dökmeye çalıştım. gözümden kaçmış hatalar ya da yanlış bildiğim bilgiler olabilir. o yüzden herhangi bir yoruma ve düzeltmeye açığım.

    edit: kizlar 7 beni marmara denizi'nde oluşabilecek tsunamilerin maksimum 6 metre yüksekliğinde olabileceğini söyledi, bilgilendirdi. teşekkür ettim.

  • kesinlikle inandırıcı olmayan bir değişim, içtenlik samimiyet yok. konuşmasını bile "mübarek yaşlı dede" formatına çevirmiş.

    bu tarz devrimin daha samimi ve kimsenin meriç erkan'daki gibi dalga geç(e)mediği örneği için ;

    (bkz: gamze özçelik)