hesabın var mı? giriş yap

  • yolun kenarinda karsiya gecmek istedigini dusundugum bir gorme engelli vatandasa yardim etmek istemem. yanina gidip "beyefendi, yardim etmemi ister misiniz?" diye sormam. adamin da bana "kolumu birakir misiniz, karsiya falan gecmek istemiyorum." demesi. tabii sonrasinda "e niye ama!" diye sormasaydim daha iyi olabilirdi.

  • ingiliz satranç ustası nigel short'un cinsiyetçi söylemi.

    yalnız londra’daki casual satranç kulübünün işletmeciliğini yapan amanda ross, nigel'e iyi ayar vermiş:

    “kadınlar eski satranç şampiyonu judit polgar, klasik oyunlarda nigel short’u beş kez yenip, üç kez mağlup olmuştu. beş kez de berabere kalmışlardı. polgar o karşılaşmalara erkek beynini getirmiş olmalı. umarım o günlerde nigel otomobilini park etmeye çalışırken kaza yapmamıştır”

    haber linki

    debeci geldi: manyak mısınız la? gazete haberinden debe mi olur? cinsiyet ayrımcıları sizi.**

  • kazanın gerçekleştiği ve bir yaralının olduğu vagonlardan birindeydim. kaza anını anlatmak gerekirse, metro hafiften titremeye başladı, çok anormal bir durum olarak görmedik ama bir süre sonra titreme şiddeti epey arttı ve saniyeler içerisinde şu manzara gerçekleşti: (+18)

    http://imgur.com/ecpwjpw.jpg

    bu manzaradan hemen sonra metrodaki acil çıkış düğmesine bastık ve sirenler çaldı. şansımıza metronun her iki tarafında duvar değil de sağ tarafında inşaatın olduğu ve inşaat işçilerin olduğu boş bi alan vardı. onlardan yardım istedik, kapı açıldı ve çıkmaya başladık. ambulans istedik ve 30 dakika boyunca ambulans gelmedi ve o adam yaralı bi şekilde yerde yatmaya devam etti. kazazedelerden biri metroda çalışan işçilere "burada sağlık görevlisi yok mu hiç? başınıza bi şey gelse çağırabileceğiniz herhangi bi kimse?" dedi ama işçilerin başını öne eğip susması durumun vehametini özetlemeye yetti. kaza alanından çıkmak için de bu yolu kullandık:

    http://imgur.com/itq7kqs.jpg

    http://imgur.com/sccpgju.jpg

    http://imgur.com/ykrjrmm.jpg

    http://imgur.com/pf71ktv.jpg

    söylenecek çok söz de yok aslında.

    dip not: burayı okuyan haber ajanslarının dikkatine, yukarıdaki fotoğrafları dilediğiniz gibi kullanabilirsiniz. yeter ki türkiye'de insan hayatının bu kadar ucuz olduğunu herkesin yüzüne tokat gibi çarpın.

  • uğur sende yok kalibirasyon
    yazmışsın şiir yine atmasyon
    inanmıyor artık size bu populasyon
    utandırma şehitleri yapma ajitasyon.

  • el yumrugu yemedigi icin kendininkini balyoz zanneden bi cocuk taparin dehsete dusurucu ifadeleri..

    bir psk olarak hicbir zaman cocugunuzu salin cayira sigir gibi buyusun seklinde bir "ozgurluk” ogutu vermedim..

    siz baskalarinin ozgurlugune tecavuz etmediginiz surece ozgursunuz.. bu is hak ihlallerine girerse o zaman bal gibi de haksizsin..

    cocuguna adap edep ogreteceksin.. sen elinden geldigince o cocugu birlikte yasanabilir, topluma entegre bir birey haline getireceksin; digerleri de sana tolerans gosterecek..

    ama yok sen cocugu salacaksin koridora, bi o yana bi bu yana parmak atacak cocuk ve sen de diyeceksin ki ne olacak canim cocuktur..

    baskalarindan bekledigin bu toleransi, madem ki cok elit ve dusunceli birisin sen rahatsiz olanlara gostereceksin sigir..

    bi de demis ki bir yumrukta yere sererdim bilmem ne.. borbo klavyeli seni

    edit: “anne baba olma ayricaligiyla henuz tanisamamis” seklindeki ifadesiyle de ztn ne kadar bos bir kibre sahip oldugunu anliyoruz bu adamin.. ulan kirpinin de inegin de atin da kedinin kopegin de yavrusu var.. dogada herkesin ilk yaptigi isi buyuk bir esermis zannetmen ne buyuk bir sigliktir ya.. ne oldu yani? dunyada ureme problemi vardi da 7 milyar insandan bir siz mi üremeyi basardiniz? madalya taktilar mi? bi plaket falan?

  • ayıp lan sizin yaptığınız. ulan ne yapsınlar, kuytu köşe bulmuşlar, önleri kapalı, üstü kapalı, kimseyi rahatsız etmiyorlar, ne diye karışıyorsunuz gençlere? kime ne zararları var yani? anca artistliğiniz bu sesi çıkmayanlara yeter zaten.
    nasıl da mutlulardı oysa, şekilden şekile giriyorlardı.
    (bkz: gözümde canlanır koskoca mazi)

  • genişletilmiş ürün konusunda en güzel örnektir.

    sadece test ve tespit amacıyla bir doktora öğrencisi yaklaşık 6 saat burada zaman geçirmiş.
    hiç bir şey almadan, yanında kendi getirdiği yiyecek ve içecekleri tüketerek.
    ek olarak internetini, elektriğini ve wcsini kullanarak
    karışan eden yok.. 6 saatten sonra sıkıldığı için çıkmak zorunda kalmış.

    özetle insanlar buraya kahve içmek için geliyorlar, yani core product burada kahve fakat yanında sunulan hizmet ve psikolojik huzur asıl çekici kılan.
    sevgilisiyle buluşanlar, ders çalışanlar, parası olmadığı için zaman geçirenler, sadece oturmak isteyenler..
    amerikan kapitalizmi diz boyu eyvallah, fakat misafirperverliğiyle ünlü hangi türk çay & kahve mekanında bu kadar uzun süre kalıp bu kadar fayda sağlayıp para bırakmadan çekip gidebilirsiniz henüz ben rastlamadım.

    6 şubat 2023 depremi nedeniyle zorunlu edit: firmanın ticari ahlakı örnek teşkil ediyor fakat insani değerleri maalesef sınıfta kaldı. bugün depremin 4. günü, geçmiş olsun mesajı yayınlamadılar, yardım konusuna hiç girmiyorum. otur sıfır!

  • içen kişiyi ölümsüz kıldığına inanılan efsanevî su. nâm-ı diğer " hayat suyu. "

    insanoğlu her daim ölümsüz olmayı istemiş hatta tarih boyunca bazı hükümdârlar akla hayale sığmayacak işlere girişmiştir bu uğurda.

    gerçek ile mitolojinin yoğun şekilde iç içe geçtiği unsurlardan biridir âb-ı hayat.
    tüm dünya mitolojilerinde olmakla birlikte gılgamış destanı ve iskender efsanesi, âb-ı hayat özelinde mükemmel eserlerdir.

    tarihin ilk yazılı destanı olan gılgamış destanı'nda, hükümdâr gılgamış'ın ölümsüzlüğü arayışı hikâye edilir.

    iskender efsanesinde, iskender, âb-ı hayat çeşmesinin varlığını öğrenir âlimlerden. tüm ordusunu toplar ve bu suyu aramak için yola koyulur. lâkin olmadık işler gelir ordunun başına ve iskender'in yanında sadede aşçı kalır. aşçı yemek hazırlamak için bir çeşmeye gider, yanındaki tuzlanmış balığı yıkamak ister fakat balık suya değer değmez canlanır ve çeşmenin gerisindeki derin suya atlayıp kaybolur. aşçı, bu suyun âb-ı hayat olduğunu anlar ve ve sudan içer. olayları iskender'e anlatır. iskender bunun üzerine hemen oraya koşar fakat çeşme falan göremez. o kadar çok sinirlenir ki aşçıyı öldürmeye karar verir ancak bir türlü öldüremez. nihayet aşçının boynuna bir taş bağlayıp onu denize atar. aşçı yine de ölmez ve artık bir deniz cini olarak sonsuza dek yaşamaya devam eder.

    evet, mitolojik bir sudur bu lâkin tarih boyunca gerçekten var olmuş bazı simyacılar, hükümdârlar bu suyun var olduğuna gerçekten inanmışlar ve onu aramışlardır.

    meselâ günümüzde dünya üzerindeki en inanılmaz kalıntılardan olan toprak askerleri mezarının çevresine yaptıran çin'in ilk imparatoru qin shi, âb-ı hayatın bulunması için ülkesinde bir ferman yayımlamış, bu ferman 2002 yılında arkeolojik kazılarda bulunmuştu.
    dünya üzerinde ölümden bu kadar korkan başka bir insan olduğunu sanmıyorum.
    öyle ki bu fermanlar çin'in en ücra köşelerine dahi ulaştırılmış, dağlar kazılmış, dereler kurutulmuş lâkin yine de âb-ı hayat bulunamamıştır. bunu da hükümdâra gelen cevaplardan anlıyoruz.

    islâmî bir figür olan hızır da bu sudan içmiştir. biliyorsunuz ki kendisinin günümüzde hâlâ yaşadığına ve zor durumdaki insanlara yardım ettiğine inanılır.

    hz. süleyman ise bu suyu içmeyi reddetmiştir. kendisinin hüdhüd kuşlarından oluşan bir meclisi vardır. kuşlar; vakti geldiğinde ölümün daha hayırlı olduğunu, bütün çocuklarının, torunlarının ölümünü görerek yaşamasının çok büyük acılar çekmesine sebep olacağını söylerler ve hz. süleyman da bu suyu içmekten vazgeçer.

    aslında tarihi boyunca filozofların da sordukları bir sorudur bu:

    " ölümsüzlük iyi midir? kötü müdür? "

    sanırım hiçbir zaman ortak noktada buluşulan bir cevabı olmayacak.

    türk mitolojisinde ise âb-ı hayat'a bengi su denilmektedir. yaşam ağacının dibinden köpük köpük çıkar. mesela köroğlu destanlarında köroğlu'nun atı bu suyu içerek ölümsüz olur.

    nihayetinde efsanevî olsa da özellikle bu hayatta kaybedecek çok şeyi olanların " keşke gerçek olsa da içsem " diye düşünüp durduğu bir sudur âb-ı hayat.