hesabın var mı? giriş yap

  • 8 yıl aradan sonra geri dönen evimizin seri katili.

    çocukluk yıllarımda arkadaşlarım pokemon izlerken ben supernatural ve dexter izlerdim. bu yapımlar hiç şüphesiz psikolojik gelişimime büyük oranda etki etti. küçük yaşta bu tür hikayelere ve karakterlere daha sıkı bağlanıyorsunuz.

    malum finali hiçbirimiz hak etmedik. ne seyirciler, ne oyuncular ne de karakterler. showtime'ın surprise motherfucker tweetini gördüğümden beri bekleyişimi micheal abimizin nadide grubu olan princess goes to the butterfly museum dinleyerek sürdürüyorum. heyecanla bekliyoruz efendim.

    o tebessüm... o kaş kaldırış... o hınzır ifade... çok özlemişiz.

    "a lonely whisper in your ear
    saying the things you don't want to hear
    with a breath, you hear him say
    on this night, you will die this way
    you will die this way"

    die this way

  • başlığı açan kişinin genç, heyecanlı, fıkır fıkır fikir ve merak insanı olduğunu beyinsel aktivitesinin çabaları sonucunda oluşturduğu bu sayfadan anlıyoruz. böyle kişileri severim ve bu kişiyi de kutlarım ki böyle bir başlık açmış. altına da kahveye bu toprak insanlarının 500 yıl önce kavuştuğunu belirterek, kahvenin bilinmediği dönemlerdeki kahve ile ilişkili anılan rengin nasıl ifade edildiğini söylemiş. pek de güzel etmiş. sonrasında bazı kişiler de şöyle veya böyle akıl oyunları sayılabilecek yanıtlar ile mevzuyu süslemişler. eh onlar da pek iyi yapmışlar. ancak gel gelelim konunun maksada eren kısmına değinen çıkmamış. niye? çünkü araştırma kısmı sınıfta kalmış diye düşünüp konuya ilişkin mevzuya ait bilgiyi kısaca sunalım:

    kahvenin osmanlı'ya gelişi en yaygın ve kabul gören kısmıyla; kanuni sultan süleyman (1520–1566) döneminde yemen valisi özdemir paşa vasıtasıyla imparatorluk başkentine geldiğidir. bir başka görüşe göre ise 1555 yılında halepli iki tüccarın taht-ül kale (tahtakale) semtinde açtıkları kahvehane sayesinde osmanlılar kahveyle tanışmıştır. yani kahve ile osmanlının tanışması 16. yüzyıldadır.

    (bkz: http://www.turkkahvesidernegi.org/…-kahve/195/674/0)

    16. yüzyıldan önceki tarihi vesikalar incelendiğinde sözkonusu renge "fındıki" denildiğini görüyoruz. bu kelime köken itibarıyla farsça olup fındık kabuğu rengi demektir.

    (bkz: https://tr.wiktionary.org/wiki/fındıki)

    fındık kabuğu rengi neden kahvenin bilinmesinden sonra sonra değişti? en evvel işte onu bence konuşmak gerekir.

  • monster bilgisayar alsam mı diye düşünüyordum, 2/b sınıfından ilhan arkadaşımızın ibretlik kompozisyon çalışmasını görünce vazgeçtim.

    kimler kimler ceo oluyor, ben niye olamıyorum?

  • mustehaktir. o kadar dedik serverini tasi yurtdisinda yasa. bizi dinleyen kim, neymis tr'de dogan'dan reklam parasi alip dombiliyi doyurucam.

    al iste verirler boyle eline mahkumiyeti.

  • allodoxaphobia kelimesi doxophobia'nın bir türevi olarak kabul edilebilir, ancak her iki kelimenin farklı anlamları vardır. doxophobia, fikirleri ifade etme korkusu anlamına gelirken, allodoxaphobia, diğer insanların fikirlerini duyma korkusudur. allodoxaphobia, yunanca farklı anlamına gelen allo, fikir anlamına gelen dox ve yunanca korku tanrısı olan phobos kelimelerinden gelmektedir.

    fikir fobisi olan kişiler, sürekli olarak insanların kendileri hakkındaki fikirlerini duyma korkusu ve kaygısı içinde yaşarlar. sıklıkla fobilerinin temelsiz ve mantıksız olduğunun farkına varırlar, ancak bunun üstesinden gelemezler. sonuç olarak, kendilerine birçok kısıtlama koyarlar. fikir korkusu fobisi her yaşta ortaya çıkabilir. sadece yetişkinler değil, küçük çocuklar bile insanların fikirlerini almaktan korkabilir. korku bilinçlerine derinden nüfuz ettikçe, insanların yargılarından korktukları için soruları yanıtlamayı veya herhangi bir faaliyete katılmayı bırakma eğilimindedirler. allodoxaphobia, nadir ve olağandışı sosyal fobiler kategorisine girer. bu fobi, hastayı büyük ölçüde izole edebilir ve özellikle kişinin profesyonel yaşamını engelleyebilir.

    fikrini ifade edememekten korkan birçok amerikalı varken, nüfusun küçük bir kısmı diğer insanların fikirlerini dinlemek istemiyor. fikir fobisinin tetikleyicisi genellikle diğer sosyal fobilerin tetikleyicileriyle aynıdır: geçmişte yaşanan olumsuz ya da travmatik dönemler. büyüyen bir çocukta fobiyi tetiklemekten genellikle bakıcılar, öğretmenler veya ebeveynler sorumludur. çocuğa sürekli olarak verilen uyarı veya eleştiri sözleri, düzenli olarak bastırmaya yol açabilir. istismara uğramış veya travma geçirmiş bir çocuğun da allodoxaphobia geliştirmesi daha olasıdır.

    genellikle, eleştiriden ve misillemelerden korkan pasif veya hassas kişilerin allodoxaphobia'dan muzdarip olması daha olasıdır. okulda veya işte amigdala tarafından tetiklenen bir tepkiye neden olan eleştirilere maruz kalmış olabilirler. zihin daha sonra benzer stresli bir durumla uğraştığında aynı yanıtı tekrar tekrar tetikler. bunu bireyi korumak için yapar, daha sonra tepkiyi engellemek için kendisi hakkında görüşler duymaktan kaçınmaya çalışır. medya aynı zamanda fikir fobisini de tetikleyebilir. basılı materyallere, tv'deki grafiklere veya sosyal medyaya vb. erişim, bazı endişeli kişilerde aşırı paniğe neden olabilir. günümüzde çevre tanımına fiziksel çevre yanında sanal dünyanın da eklenmesiyle sanal zorbalık mağdurlarının da allodoxaphobia vakalarında artışa neden olabileceği öngörülebilir.

    doğal olarak, bu tür insanlar sosyal olarak geri durabilir, hatta bir miktar depresyona girebilir. iş yerindeki durumlardan kaçınabilir ve genel olarak birçok fırsatı ve terfiyi kaçırabilirler.

    allodoxafobik bir birey hem fiziksel hem de duygusal birçok semptomdan muzdariptir.

    allodoxaphobia'nın temel nedeni bilindiğinde, bir terapist, bireyin tetikleyici faktörlere daha kontrollü bir yanıt vermesine yardımcı olabilir. bu genellikle konuşma terapisi, psikoterapötik danışmanlık, grup terapisi, sistematik duyarsızlaştırma, hipnoterapi gibi terapiler aracılığıyla yapılır.

    bununla birlikte, allodoxaphobia'nın üstesinden gelmenin en zor yanı, kişinin ilk etapta terapi aramayı reddedebilmesidir. aile üyeleri, onu kabul etmesinde çok önemli bir rol oynar. fobisi olanlar fikirlerini ifade etmeye teşvik edilmeli, sevdikleri ise dikkatli olmalı ve fikirlerini çok nazikçe ifade etmelidir. kişi hazır olana ve panik atak geçirmeden kendilerinden emin olana kadar, kişinin fikirleri küçük dozlarda ele alabilmesini sağlamak için küçük egzersizler yapılabilir.

    kaynak:
    https://www.fearof.net/…%20greek%20god%20of%20fear.

  • savaş uçakları barış zamanında mecbur kalmadıkça radarlarını açmazlar. bunun sebebi şudur: radar açıldığı anda elektromanyetik yayın yapar. bu yayının kendisi, temel özellikleri, radarın kapasitesi ve performansı hakkında bilgiler sunar.

    eğer elektronik istihbarat* sistemleriniz ile bu yayını tespit edip kaydeder ve bunlardan bir kütüphane oluşturursanız, söz konusu radarı kör etmek ya da yanıltmak için teknik, taktik ve sistemler geliştirebilirsiniz.

    5 ekim günü 5 dakika 40 saniye, 6 ekim günü ise 4 dakika 30 saniye radar kilidinin muhafaza edilmesi demek, türk f-16'larının üzerine bu sürelerde söz gelimi el fenerinin tutulmuş olması demektir. bu süre içinde de muhtemelen bölgedeki türk ve nato elint sistemleri gözlerini kulaklarını açmış olmalılar.

    eğer bu kilitleri atan suriye mig-29'ları ise bu, suriye pilotunun şapşallığını gösterir. dahası ruslar da suriyeliler'e güvenip daha büyük maceralara atılmamaları gerektiğini anlamış olmalılar. zira böyle bir zamanda böyle bir acemilik yapan kuvvetten bir cacık olmaz.

    eğer bu kilidi atan rus su-30'u ise, ki bu uçak şu anda rus hava kuvvetlerinin en yeni ve en modern jetidir, bölgedeki rus pilotların gerçekten gerizekalı olduğunu gösterir. bir şey yapmamıza gerek yok, kendi kendilerine takılsınlar.

    4 dakika, 5 dakika, bunlar hava muharebesi için olağanüstü uzun süreler. su-30'daki aesa radar için bile bu sürelerde f-16 gibi görece küçük bir hedefte kilit tutmak çok zordur. burada esas alkışı hakeden, bu kadar uzun süre üstünde kilidi muhafaza ettirtmeyi başarmış, son derece sinir bozucu bu süreçte soğukkanlı biçimde yem rolünü başarıyla oynamış türk pilotlarıdır.

    bu "taciz"lerden mesajı alması gerekenler almıştır muhtemelen...

    debe editi: (bkz: şehit selahaddin esin ilkokulu yardım kampanyası)