ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
4 ağustos 2022 istanbul metro rezaleti
-
istanbul’da 9.56’da metroda olup işe gecikme kaygısı yaşamak enteresan.
kaldı ki yazarın bahsettiği arıza süresi 12 dakika.
istanbul’da bir yerden bir yere gitmek için yolda 12 dakika kaybetmek öyle aman aman bir sorun da değil.
evet teknik bir arıza olmuş, geçmiş olsun.
her boka ibb’nin zammını yapıştıracağınıza brent petrol 100 doların altına inmesine rağmen akaryakıta indirim yapmayanlara yüklenin azıcık.
izmir'in en meşhur yemeğinin kumru olması
-
bir ankaralı olarak şunu söyleyebilirim ki; ankara'nın en meşhur yemeğinin simit olmasından daha az içler acısı bir durum. en azından onlar ekmeği kesmişler araya protein falan koymuşlar hacı. biz direkt nişastayı dayıyoruz.
çocuk kabul etmeyen restoran görünce çıldıran anne
-
birkaç gündür twitter'da kendi çapında olay yaratan annedir. kendisi ve destekçileri bildiğin terör estiriyor. vay efendim çocuğunu nasıl almazlarmış, nereye şikayet edebilirmiş, bu ayrımcılıkmış, çocuğu kapıya mı bıraksınmış, bunu normal karşılayanlar geri kalmışlık göstergesiymiş vs vs vs .
ilgili tweet: https://twitter.com/…oay/status/1426845289172934667
(düzeltme: hesabını kilitlemiş. şuradan ne yazdığı görülebilir: https://www.instagram.com/p/csrbz0rmtsq/)
eskiden de böyleydi ama yeni nesil anne babaların bir kısmı gerçekten çıldırmış. dünya sizin ve çocuğunuzun etrafınızda dönmüyor arkadaşlar. yüzlerce restoran varken, bir tanesi çocuk almıyoruz dedi diye zorla kısırlaştırma kanunu çıkarılmış gibi delirmek niye? oraya gitmeyiverin, bu kadar basit.
bu arada o kadar gürültü patırtı içinde restoranın adını yerini yazmamışlar en büyük kayıp bu.
not: çıldırmak tabirine takılanlar olmuş. çıldırmak için illa saçını başını yolup birine saldırmasına gerek yok. bu ve arkasından gelen ısrarlı tweetleri atmak da bir çıldırmışlık örneği. bir kısmını sildi sanıyorum ama, "kudurun", "geri kalmışsınız" vs şeklinde fikrini desteklemeyenlere sallayıp duruyor kendisi.
jesus'un okan buruk'u umursamaması
-
jesus dede gibi olm, farkında bile değil olayın.
benim ev sahibi böyleydi rahmetli.
5 yıldızlı otellerde ucuza kalmanın yolu
-
keşke 1500-2000 lira verseydim de okumasaydım amk, okurken resepsiyonistin baskılarından gerim gerim gerildim:(
debe editi: (bkz: minik eymen celep'e yardım ediyoruz kampanyası) hadi pamuk eller klavyeye..
23 ocak 2019 yılmaz özdil açıklaması
-
ya abicim tamam sen bi kitap yazıyorsun alan da alıyor bize ne de her boktan kurtuluş savaşı çıkarmayın ya. sosyal medyadan savunan yurtseverlermiş. üff
fatura ödeme merkezine gidip ö demek
-
son ö deme tarihi geçmişse boşuna demektir.
yaran inci sözlük entry'leri
-
baslik: wifi sifremi sampiyonlar ligi yaptim
ılk entri: fenerliler giremiyor.
mano burger
-
ottoman burgerine hasta olduğum, baharatlı patatesi muhteşem olan hamburgerci.
tek başına sinemaya gitmek
-
ben bunun yapılabilecek en psikopatça olanını denedim. şanssızlığın da peşimi bırakamasıyla daha acı bi şekilde devam etti.
benim doğum günüm yaz mevsiminde. bu yüzden ben çalışmak için istanbul'da kalırken, tüm arkadaşlarım memleketlerinde olurlar. ben de doğum gününü mal mal evde geçirmeyeyim de, sinemaya falan bi aktiviteye katılayım diye gittim bi bilet aldım. en yakın seans hangi filmeyse gittim aldım, girdim salona.
"ahhh ne acıı tek başıma sinemaya geldim, şimdi çiftler gelecek, gözümün içine baka baka beraber film izlicekler" diye üzmeye hazırlıyordum kendimi.
lan kimse gelmedi. 1 kişi bile. koca salonda, doğum günümde tek başıma film izledim amk.
berlin'de iç çamaşırlarıyla güneşlenen kızıl kadın
-
edit: başlık başa kalmış.
rahatlığı, yaşadığı yerdeki insanların fotoğrafını çekip internete yüklemeyeceğini bilmesinden kaynaklanan kadın.. haklı tabi, nereden bilsin öküzün birinin botla arkasından geçeceğini.
soydan turşucusu
-
sahibi olduğumuz turşucu dükkanımız. ortaköy'deki dükkanda amcam duruyor, beşiktaş ve bakırköy'dekiler ise akrabamızdır.
ortaköy'deki dükkan çok eski zamanlardan beri var. turşuyu ise bursa'nın gedelek köyünde yapıyoruz. her dönem yeni ürün geliyor, eski dönemden kalmış turşu elimizde kalmıyor yani. katkı maddesi falan kullanılmaz zaten. çoğu kişi soruyor, limondan mı yapıyorsunuz, sirkeden mi diye. cevap veriyorum sirkeden yapıyoruz.