hesabın var mı? giriş yap

  • uzun bir süredir aklıma gelen düşünce aslında bu, bugün debe'de olan şu entry ile de pekişti.
    peki neden böyle düşünüyorum:
    -bütün yol kendilerininmiş gibi davranıyorlar
    -sinyal kullanımı yerine bol bol selektör kullanımı yapıyorlar
    -en sol şeritten en sağ şeride (ya da tersi) bir anda geçmeye çalışıyorlar
    -orta şeritte giderken sağ dikizinizde hızla gelen bir araba görüyorsanız ya doblo ya bmw'dir (kiralık satış araçları da bu kategoriye dahil)
    -dibinize kadar girip yol istiyorlar
    -kısacası trafik kurallarını hiçe sayıyorlar

    eskiden mercedes vs. bmw karşılaştırmasında tasarımı ve spor araç karakteristiği nedeniyle bmw derdim ama yaş ilerledikçe (30+) mercedes demeye başladım, sanırım bu da türkiye'de bmw kullanan kesimden kaynaklı.

  • şimdi coder'a anlatır gibi anlatmak gerekirse; korsan yazılım dediğiniz mevzu, bizzat büyük yazılımcılar tarafından desteklenmese de, maksimum şiddetle savaşılmayan bir mevzudur. olmak zorundadır da. çünkü bir yazılımın piyasaya hakimiyeti, onun korsan yaygınlığı oranında mümkündür.

    yarın microsoft, çıkıp korsan office kullanımını, bütün dünyada oldukça komik yüzdelere düşürebilir mi? elbette. çok da zor değil. ama bunu neden yapsın? korsanı bitirseler ve dünyanın sadece yarısı lisanslı office kullanır hale gelse, ertesi yıl dünyanın bu yarısı da office kullanmayı bırakır. çünkü yazılım dediğiniz şey, sadece sizi ilgilendiren bir konu değil. dosya paylaştığınızda, karşınızdaki insanda/kurumda bu dosyanın desteklenmeyeceğini bırak bilmeyi, şüpheye düştüğünüzde, o yazılımı kullanmazsınız.

    aynı şey adobe için de geçerli, diğerleri için de.

    o yüzden kasmayın fazla kendinizi, korsan yazılım, bizzat büyük yazılım firmaları tarafından alenen olmasa da, göz yumulan bir konudur. yazılım firmalarının buna samimi olarak bir itirazı yoktur. ticari akıl bunu gerektirir.

    dolayısıyla korsan yazılım, yazılım firmalarının çok daha büyük paralar kazanmasına sebep olan bir yan üründür.

  • devlet dairelerinde size quest vermekle sorumlu "git şurdan şu evrağı al getir, yukarıda şemsi bey var ona damgalat..." gibi emirler veren npclerdir. iki parmakla benim on parmakla yazdığım kadar hızlı yazmak gibi süper güçleri vardır.

    kafalarının üstünde sarı ünlem ya da soru işareti olması opsiyoneldir.

    ayrıca:
    (bkz: organize olmalarından korkulan gruplar)

  • lisedeyim. üstüm başım biraz pasaklı bir şekilde ykm'ye girmek istedim. yavşağın evladı güvenlik içeri almadı beni.

  • önce yemek değil sevgi ister. itilmeye korkutulmaya o kadar alışmıştır ki sevmek için elinizi uzatınca önce korkar. kuyruğunu, başını ve kulaklarını düşürür. sevdiğinizi anlayınca minnettar bakışlarla bakar. o bakışları anlatacak kelimeyi bilmiyorum.

  • bir teyzenin hasta kocasının canının muz çekmesidir.

    az önce annemle birlikte markete gittim. hasta olduğum için yiyebileceğim bazı şeyler vardı onları aldım. kasada bir teyze kasiyer kızla konuşuyordu. "hasta da, canı çekti çok" diyordu.

    kasiyer kız da "teyzecim o zaman tuvalet kağıdını bırak, ya da muzu bırak" diyordu.

    1 tane muz ve tuvalet kağıdı almış.

    1 muz ve tuvalet kağıdı.

    elinde 25 kuruş kalmış.

    beğenmeyip de yemediğimiz o muzlar var ya. onlardan 1 tane sadece. kocası hastaymış ve canı çekmiş...

    alamayacaktı muzunu. ya da tuvalet kağıdını.

    ama alabildi. çünkü onun duasını almak bana nasip oldu.

    belki senin duan da bana şifa verir teyze? otomatik kapıdan korktun ya teyze, geçemedin ya oradan...

    ben eve gelince ağladım biliyor musun?

  • 1990'larda çocuk olan insandır.

    ahh ahh o dönemler lc waikiki'den giyinmek ne popüler bir şeydi. niye popülerdi tam olarak bilemiyorum ama lc waikiki'ye gidip maymunlu maymunlu eşofmanlar aldığımızı ve çok mutlu olduğumu hatırlıyorum.