ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
bülent kayabaş
-
hayatını kaybeden usta oyuncu. belki bir çok insan o'nu "meşhur" silahlı ölüm sahnesi ya da "31 çekmekten çıldırdım" isyanıyla tanımakta ama benim için müjdat gezen’le oynadığı görgüsüzler filmi efsanedir
buyrun 02:30 sonrası
edit: ölen linkin cenazesi kaldırıldı
bmw'nin zengin doblosu olması
-
uzun bir süredir aklıma gelen düşünce aslında bu, bugün debe'de olan şu entry ile de pekişti.
peki neden böyle düşünüyorum:
-bütün yol kendilerininmiş gibi davranıyorlar
-sinyal kullanımı yerine bol bol selektör kullanımı yapıyorlar
-en sol şeritten en sağ şeride (ya da tersi) bir anda geçmeye çalışıyorlar
-orta şeritte giderken sağ dikizinizde hızla gelen bir araba görüyorsanız ya doblo ya bmw'dir (kiralık satış araçları da bu kategoriye dahil)
-dibinize kadar girip yol istiyorlar
-kısacası trafik kurallarını hiçe sayıyorlar
eskiden mercedes vs. bmw karşılaştırmasında tasarımı ve spor araç karakteristiği nedeniyle bmw derdim ama yaş ilerledikçe (30+) mercedes demeye başladım, sanırım bu da türkiye'de bmw kullanan kesimden kaynaklı.
euro 2016
-
şurada 1968'den bu yana avrupa şampiyonalarında kullanılmış toplar var.
1968 - telstar elast
1972 - telstar meksico
1976 - telstar (bkz: 1974 dünya kupası)'nın oynandığı top aynı zamanda)
1980 - tango river plate
1984 - tango mundial
1988 - tango europa
1992 - etrvsco unico
1996 - the adidas questra europa
2000 - the adidas equipment terrestra silverstream
2004 - rotierio
özellikle (bkz: rotierio) ilk dikişsiz toplardan. david beckham başta olmak üzere iyi frikik kullanan futbolcuların bir çoğu bu topu çok beğenmişlerdi. hatta 2004 şampiyonasında zidane'nın ingiltere'ye attığı frikik golünden sonra golden çok topun falso alması konuşulmuştu.
2008 - euro pass
2012 - tango
ve 2016 - beau jeu
benim favorim (bkz: adidas tango europa)
korsan yazılım
-
şimdi coder'a anlatır gibi anlatmak gerekirse; korsan yazılım dediğiniz mevzu, bizzat büyük yazılımcılar tarafından desteklenmese de, maksimum şiddetle savaşılmayan bir mevzudur. olmak zorundadır da. çünkü bir yazılımın piyasaya hakimiyeti, onun korsan yaygınlığı oranında mümkündür.
yarın microsoft, çıkıp korsan office kullanımını, bütün dünyada oldukça komik yüzdelere düşürebilir mi? elbette. çok da zor değil. ama bunu neden yapsın? korsanı bitirseler ve dünyanın sadece yarısı lisanslı office kullanır hale gelse, ertesi yıl dünyanın bu yarısı da office kullanmayı bırakır. çünkü yazılım dediğiniz şey, sadece sizi ilgilendiren bir konu değil. dosya paylaştığınızda, karşınızdaki insanda/kurumda bu dosyanın desteklenmeyeceğini bırak bilmeyi, şüpheye düştüğünüzde, o yazılımı kullanmazsınız.
aynı şey adobe için de geçerli, diğerleri için de.
o yüzden kasmayın fazla kendinizi, korsan yazılım, bizzat büyük yazılım firmaları tarafından alenen olmasa da, göz yumulan bir konudur. yazılım firmalarının buna samimi olarak bir itirazı yoktur. ticari akıl bunu gerektirir.
dolayısıyla korsan yazılım, yazılım firmalarının çok daha büyük paralar kazanmasına sebep olan bir yan üründür.
npc memur teyzeler
-
devlet dairelerinde size quest vermekle sorumlu "git şurdan şu evrağı al getir, yukarıda şemsi bey var ona damgalat..." gibi emirler veren npclerdir. iki parmakla benim on parmakla yazdığım kadar hızlı yazmak gibi süper güçleri vardır.
kafalarının üstünde sarı ünlem ya da soru işareti olması opsiyoneldir.
ayrıca:
(bkz: organize olmalarından korkulan gruplar)
youtube'daki bütün türkçe kliplerin silinmesi
hatırladıkça iç burkan garibanlık anıları
-
lisedeyim. üstüm başım biraz pasaklı bir şekilde ykm'ye girmek istedim. yavşağın evladı güvenlik içeri almadı beni.
sokak köpeği
-
önce yemek değil sevgi ister. itilmeye korkutulmaya o kadar alışmıştır ki sevmek için elinizi uzatınca önce korkar. kuyruğunu, başını ve kulaklarını düşürür. sevdiğinizi anlayınca minnettar bakışlarla bakar. o bakışları anlatacak kelimeyi bilmiyorum.
hayata dair iç burkan detaylar
-
bir teyzenin hasta kocasının canının muz çekmesidir.
az önce annemle birlikte markete gittim. hasta olduğum için yiyebileceğim bazı şeyler vardı onları aldım. kasada bir teyze kasiyer kızla konuşuyordu. "hasta da, canı çekti çok" diyordu.
kasiyer kız da "teyzecim o zaman tuvalet kağıdını bırak, ya da muzu bırak" diyordu.
1 tane muz ve tuvalet kağıdı almış.
1 muz ve tuvalet kağıdı.
elinde 25 kuruş kalmış.
beğenmeyip de yemediğimiz o muzlar var ya. onlardan 1 tane sadece. kocası hastaymış ve canı çekmiş...
alamayacaktı muzunu. ya da tuvalet kağıdını.
ama alabildi. çünkü onun duasını almak bana nasip oldu.
belki senin duan da bana şifa verir teyze? otomatik kapıdan korktun ya teyze, geçemedin ya oradan...
ben eve gelince ağladım biliyor musun?
ebru gündeş
sayıştay başkan yardımcısının görevden alınması
-
devran döndüğünde bu ve bunun gibi namuslu insanlara bir vefa borcumuz olacaktır. unutmayalım
lc waikiki'den giyinen insan
-
1990'larda çocuk olan insandır.
ahh ahh o dönemler lc waikiki'den giyinmek ne popüler bir şeydi. niye popülerdi tam olarak bilemiyorum ama lc waikiki'ye gidip maymunlu maymunlu eşofmanlar aldığımızı ve çok mutlu olduğumu hatırlıyorum.