hesabın var mı? giriş yap

  • - naber abi nasılsın keyifsiz gördüm seni ya?
    - sorma ya dibi gorduk sınavda, 19 almışım...
    - hadi ya ortalama kaç?
    - 45... standart sapma da 18..
    - 3 puan 5 puan yüksek olsa d olcak not abi o, bir soraki sınava iyi çalış, kasarsan a bile gelir...

    (1 ay sonra)

    - vay kanka nasısın ya... niye suratın asık?
    - abi ikinci sınavından 14 aldım ya... keşke rapor alsaymışım
    - abi olur mu, asıl rapor alsaymışın kalırmışın... finale kasacaksın şimdi bak!
    - daha neyine kasayım yahu?
    - finalden 90'ı çaktın mıydı, hoca ne dicek? vaaay dicek... sana b'yi vermicek mi?
    - vericek mi?

    (1 ay sonra)

    - koçero, naber? mutsuzsun, final nasıldı?
    - bok gibi...
    - hep öyle gelir abi... bak ama herkesin kötü geçmiş.. ortalama 20 filan çıkar o sınavda
    - diyosun..
    - tabi abi... bir 25 alsan c bile gelir o ders sana!

    (1 hafta sonra)

    - abi niye neşesizsin noldu?
    - çakmışım dersten.
    - ...
    - eee?
    - ne eeesi?
    - bişey demeni bekliyorum?
    - yarrağı yemişsin abi daha ne diyeyim?
    - ulan ulan ulan...

  • fight cluba göre tüketim çılgınlığı , bugünkü gelinen noktada dahil olmak üzere insanı kesinlikle daha fazla yönden anlatan bir film. "dibe vurma" konseptini çok daha güzel , çarpıcı ve derin şekilde işliyor. fayt kılapta , biz yeni nesil hep yer içer sçarız olayı gözümüze sokulurken bu filmde alttan alttan verilip finalde bomba konmuş.
    ben böyle bi oyunculuk görmedim , kevin spaceynin hayat verdiği lester burnham değiştikçe benimde nefes alışverişim yavaşladı. nasıl bir oyunculuk , nasıl bir mimik kabiliyetidir.. kendini anlattığı bölümlerde sese bile gerek yok, yüzündeki o ifadede herşey açık ve net görülüyor zaten.
    aldığı oscarları sonuna kadar haketmiş.

  • facebook'ta herkesin bildiği, uyguladığı, yapılması zorunlu gibi hissedilen, ancak zorunlu, yazılı ve tanımlı olmayan kurallardır.

    örneğin;

    bir arkadaşının paylaşımını paylaşacaksan, önce o kişinin paylaşımını "beğenmen" gerekir.

  • nelerin nasıl olması gerektiğini bilidiğin halde çevrende kimsenin öyle davranmadığını görüp durmak ve bunun belli süre sonra bünyede bıkkınlık uyandırması.

    herhangibir açıklamaya gerek duymadan da konuyu,sorunu vs her neyse algılamak ama aptal birsürü insanın gereksiz ve yanlış açıklamalarına maruz kalmak.aynı şekilde de herşeyi açıklamaya çalışmak mecburen.

    çevredeki birsürü aptalı, çatlağı, deliyi idare etmek ,kendilerini nasıl da nimetten saydıklarını görüp şaşmak.

    çevredeki çoğu insanın aslında seni tatmin eemediğini görmek , kendini yalnız hissetmek.seviyenin altında türlü insanlarla bir ömrün yuvalanıp gittiğini görmek.

    sen pratik zekaya sahipken başkalarının düşk algısı yüzünden beklemek zorunda kalman,niye düşünemiyorlar diye sinir olman sonunda her işe karışıyr pozisyonuna girmen.

  • artık gerçekten katlanamayacağımız bir noktaya gelen durum.

    ülkedeki fakirler de alabilsin diye tüm ürünlerde önce gramaj düşüklüğüne gidildi yetmedi içerikleri maliyeti düşürecek şekilde kalitesizleştirildi ve sonunda istediğimiz kalitede bir ürün bulamayacak noktaya geldik.

    kardeşim artık şu ürünlerin kalitesini düşürmeyin! magnum 50 lira olması gerekiyorsa 50 lira olsun. benim imkanım varsa 50 lira verip alabileyim, imkanı olmayan da almasın. ama 50 lira verdiğimde de 3-5 sene önce yediğim kalitede yiyebileyim. magnum sadece bir örnek. sebzeden meyveye kadar neredeyse her üründe inanılmaz bir kalite düşüşü var. neden fakirler alamıyor diye biz de kalitesiz ürünlere maruz kalıyoruz.

    bu konuda bakanlığın gıdalarda katı sınırlar koyması gerekiyor. ben artık fakirler de alabilsin diye, yıllardır tüketmeye alışkın olduğum ürünlerin kalitesinin düşmesini istemiyorum.