hesabın var mı? giriş yap

  • sevdacığım merhaba kız!!

    mustafa ben, jeoloji mühendisi... yanlış anlamazsan, sana kısa bir şeyler yazmak istiyorum...

    çelik'in bir şarkısı var, "sevdaya çiçek, sevdası çiçek, sevdalı çiçek, sevda çiçeği"

    profil resmine, o güzel resme baktıkça o geldi aklıma:)

    hatta biraz daha kafa yorup (sana ne kadar değer verdiğimi anla.::))) şunları da türettim:

    sevdadan çiçek,
    sevdada çiçek,
    sevdayı çiçek,
    sevdanın çiçek,
    sevdaca çiçek,
    sevdaymış çiçek,
    sevdalık çiçek
    sevdasal çiçek
    sevdacı çiçek

    bence valla her gönlü aşk ile bezemek lazımdır, aşkı her hücreye kazımak lazımdır:)))

    ne dersin, tanışmayla ilgili sıkıntı var mı? telefon numaramı vereyim: 0535 543 xx xx - (532 önkodlu numaram vardı, kapandı sonra yenisini verdiler ama şu anda eski numaramı geri almak için istanbul 3. asliye hukuk mahkemesinde davam sürüyor... yani ne kavgam bitti ne sevdam :)))

    mustafa (jeoloji müh.)

  • olayla ilgili sağlık bakanlığı soruşturma başlattı. yazı amacına ulaştı.
    soruşturma süresince yazıyı kaldırmayı uygun buldum.
    soruşturma sonucunu size bildireceğim.
    herkese ilgi, alaka ve desteği için çok teşekkür ederim.

  • kendisiyle ilgili bir alıntı;

    "fikret orman fb, diego'ya bizden 7 milyon euro fazla verdi demiş. biz diego'yla 3,5 milyona anlaştığımıza göre demek ki bunlar 3,5 istemiş diego'dan!"

  • turkcede esasinda kullanilan bi karsiligi yok bu tabirin sanirsam.. amerikada graphic novel ile kastedilen sey kitap boyutlarina getirilmis, birkac sayidan olusan derlemeler genelde.. tabi birseyleri derlemeyip direk 200 sayfalik graphic novel halinde cikartmak da mumkun.. misal sandman'in tum serisi sanirsam herbiri 7-8 sayi iceren 8-9 graphic novel seklinde de piyasaya surulmus.. ama sonucta sandmane yine comics diye hitap edilir.. nitekim cogu seri boyle, belli bi zaman gectikten sonra yavas yavas ciltlenip bu sekle giriyor..

  • odamı yeşile boyamış.
    o damı yeşile boyamış.
    o, damı yeşile boyamış.
    o da mı yeşile boyamış?

    yukarıdaki 4 cümlenin anlamı da aynı diyorsanız benim daha söyleyecek bir şeyim yok. de/da, noktalama işaretleri, her ne geliyorsa aklınıza dilde olmasının bir nedeni var işte, niye kullanmamak için bahane üretiliyor anlamıyorum!

  • burak yilmaz has been playing in galatasaray for 3 years and doing great job in the team. he is the hero of the team. many times, he saved his team most of the games by scoring in impossible position. he is also one of the favourite team-mate of sneijder. sneijer says always " playing with burak is a great opportunity for me to improve my scoring skills. this guy has unlimited power, he is everywhere on the pitch during 90minutes.his ball control is unbelievable. " we, galatasaray fans, are so luckly to have a scorer like him. ıf he goes to uk, it will be a big lose for galatasaray.

    (bkz: beyler caktirmiyoruz)

  • hala islam ülkesi olduğunu düşünen garip ve boş bir topluluk var burda. kafanıza cidden yazık oğlum bu kadar boş yaşanır mı lan

  • suyu bedava veriyorlar ya, bir de ona hastayım. doldur doldur iç. ekmek mi bitti, hiç söylemene gerek yok, hemen doldururlar. küçük kebapçıda işin tıkınmak, büyük kebapçıda, restoranda "garsonla gözgöze geliym de bi su istiym boğazımda kaldı" derken geberir gidersin haberin olmaz.

  • oncelikle ,

    (bkz: #48557197)

    ekleme : daha fazla fotograf ekleyebilmek adina bir facebook sayfasi actim. takip etmek isteyenler icin buyrun link asagida.
    zaman zaman orda da yazacagim.

    facebook

    ekleme : bir baska röportaj daha ekliyorum.

    onedio röportaj

    ekleme : ikinci bir röportaji ekliyorum. ılgilenenler bakabilir

    gaia dergi röportaj

    ekleme : bir sosyal medya gezi dergisi ile yaptigimiz soyleyisi de ekliyorum.

    https://gezimanya.com/…ve-onu-da-kendim-kazaniyorum

    ekleme : basligin altinda guncel yazilari yazmaya devam ediyorum ve edecegim. takip etmek isterseniz bakabilirsiniz.

    ekleme : fotograflarin bir kismi baslik altina eklenmistir. ikinci sayfada zenci susam nickli arkadasin entrysinde.

    ayrica sozlukten "kendihalindebiradam" nickli arkadas bir sonraki duragim olan buenos aireste benim icin 2 gece hostel rezervasyonu yapip odemesini yapti. gercekten ne diyecegimi bilemedim tekrar cok tesekkur ederim kendisine.

    pesin not : yazim hatalari klavye kaynaklidir, fazla internet ve bilgisayar bulma sansim olmuyor, zamanim olursa tek tek duzeltecegim.

    yaklasik 6 aydir yasadigim hayat, tum yasam harcamalari, ulasim, saglik vs akliniza gelebilecek her sey dahil aylik harcadigim para 140 dolar ve o 140 dolari da kendim kazaniyorum, soyleki;

    bir kac ay bir hostelde calistim gonullu olarak gunde 4 saat karsiligi yemek ve ucretsiz konaklama, bundan zaten bahsetmistim onceki yazilarimda. insan bu kadar turistin gelip gittigi bir ortamda ister istemez para kazaniyor. bira firmasinin bedava dagittigi sorf tahtalarini aldim yaklasik 4 tane ve sorf yaparken kullanilan wet suit diye tabir edilen kiyafeti satin aldim 3 tane ikinci el toplam maliyeti 500 tl oldu bana ve hostelde gelenlere kiralamaya basladim, sorf tahtasinin saati 20 tl ve sorf tahtasinin saati 20 tl, gunde ortalama 4 veya 5 er saat kiralama imkanim oldu, bir sure sonra ikinci el bisiklet satin alip yine gunluk 20 tl den kiralamaya basladim ve bir kac ay rahatca yasayacak para kazanmis oldum. ayrica sorf yapmayi da ogrendim ve keyifle devam ediyorum.

    harcamalarimi en dusuk seviyede tutmak icin mumkun mertebe buyuk sehirlere gitmiyorum, ulasimi otostop ile yapiyor, yemek icin kendim karsilimam gerekiyorsa bol bol pirinc tuketiyorum, konaklamayi ise bahsettigim gibi insanlara yardim karsiligi evlerinde, hostellerinde konalarak karsiliyorum. tabii ki her zaman her sey yolunda gitmiyor bu gibi durumlar icin ise cadir ve uyku tulumum var. su ana kadar hic para vererek hostelde kalmadim.

    bundan yaklasik bir kac ay once yazi ve fotograflarin yayinlanmasi karsiliginda dusuk bir ucret talebi ile belli basli gezi dergi ve internet siteleri ile iletisime gectim fakat kimi basta heycanli ve ilgili gorunse de sonucta ya maillere cevap vermediler yada odeme yapamayacaklarindan bahsettiler. radikal gazetesinin gezi eki editoru ise roportaj yapabilecegimizi ve bu roportaj sayesinde finansor veya yardim bulabilecegimi soyledi fakat kararlastirdigimiz gun ve saatte malesef herhangi bir geri donus alamadim. ben de alternatif yollar arayisina girdim ve bu sekilde ilerliyorum.

    ayrica dunyanin dort bir yanindaki insanlara kart postal gonderiyorum. ortalama 10 veya 15 tl gonderiyolar karsiliginda ise nerede isem ordan bir kart postal gonderiyorum adreslerine, bu sekilde cok olmasa da gunu gecistirecek kadar para kazanabiliyorum.

    seker kamisi topluyorum yol kenarlarindan ve suyunu sikarak satmaya calisiyorm; bardagi tl olarak yaklasik 3 lira maliyeti ise tamamen fiziksel guc ve 20 tl ye aldigim sikma makinasi.

    hindistan cevizi suyu satmayi da dusundum sahilde ama cok fazla yer kapliyor,agir ve kesmesi ugrastirici oldugu icin vazgectim.

    iyi de neden bunlardan bahsediyorsun derseniz sebebi olur da dunyayi dolasmak isteyip cesaret edemeyen veya maddi sikintilari dusunen insanlara cesaret vermesi.

    su anda hala brezilya uruguay sinirina yakin bir bolgedeyim, pazartesi gunu uruguaya gecmeyi planliyorum. kendi elleriyle topraktan insa ettikleri kerpic evlerden ekolojik hostel yapip isleten bir ciftin yaninda olacagim bir sure. bulundugum ortama gore sekillenecek neler yapilabilecegi.

    bu bolgede olup gorusmek, iletisime gecmek isteyen kisiler varsa memnun olurum oturup sohbet etmekten.

    yazinin biraz daginik oldugunun farkindayim fakat kisitli zaman ve emanet bilgisayar ile anca bu kadar oldu, bahsettigim gibi daha rahat bir zaman bulursam duzenleyecegim ve her firsatta yaptiklarimi buraya ekleyecegim.

    not : internet erisimim cok kisitli, mesajlara gec cevap verirsem affola.

    ekleme : supheye dusen arkadaslar olmus sanirim, ilk firsatta bir kac fotograf ekleyecegim hatta dileyen olursa mail adresini yazabilir, bir kac fotografi mail atabilirim onumuzdeki gunlerde.
    artibir nick li aradasa bir kac fotograf gonderdim. zaman bulunca buraya ekleyecek.

    ugurlar olsun.

  • sabahleyin beraber mükellef bir sofrada mükemmel bir kahvaltı yapmış ve öpüşüp sarılarak ayrılmışsınızdır. aranızda hiçbir sorun yoktur. yarım saat sonra otobüsün hala gelmediğine dair mesaj atarsınız ve cevap gelmez. 2 gün boyunca sevgili kişisine hiçbir şekilde ulaşılamaz. cehennem azabı gibi geçen 2 günün sonunda telefonunuza "sil numaramı" diye bir mesaj gelir. işte bu kadar. 2 yıllık ilişkiniz haberiniz bile olmadan bitivermiş.

    ister sayılsın, ister sövülsün; ortada bir iletişim var. aldatmak bile bir tepki yöntemi. tamam dünyanın en adi şeyi ama dövmek bile bir tepki yöntemi. ortada gerçekten hiçbir şey yokken, hiçbir şey söylemeden çekip gitmek dünyanın en şerefsizce ayrılma yöntemidir, travma sebebidir. o günden sonra arkadaşınıza, flörtünüze, hatta anne-babanıza bile hep "habersizce gidecek" gözüyle bakar; en haklı olduğunuz olayların altında bile didik didik kendinize dair bir kusur ararsınız. (bkz: kendimden biliyorum)
    nolur, bakın rica ediyorum, ayrılacağınız kişiden ölümüne nefret ediyor olsanız bile bir vedayı çok görmeyin. kimsede kalıcı hasarlar bırakmayın.

    debe editi: bu benim debe'ye giren ilk entrym. soranlara, destek olanlara, geçmiş olsun diyenlere, benimle benzer anılarını paylaşanlara; hepinize çok teşekkür ederim.