hesabın var mı? giriş yap

  • son derece elim olan bu olay karşısında gereken cevap mutlaka verilecektir, müsterih olunuz. kimse türkiye'yi denemeye kalkmasın, gazabımız şiddetlidir, herkes haddini bilsin, gereken yapılacak, sen kimsin be! gereken.

  • doğanın adaletinin tecellisi olan olay. bu ve bunun gibi ölümlere hiç üzülmem. darısı matadorlara...

  • küçükken saçma sapan sorularımıza katlanan, cevap vermeye çalışan babaya bir şükran borcu olarak yapmamız gereken eylemdir.

  • odaklanma sorunudur. her ne kadar günlük aktivitelerini yerine getirmeye çalışsalar da beyin kafasına göre hareket ettiği için yaptıkları şeye genellikle odaklanamazlar.

    genelde kafaları karışıktır. çağrışımlarla daha çok karışabilir; bir ses, bir koku, bir mekan vs. konuşmaları dağınıktır bu nedenle yer yer anlaşılmama problemi çektikleri görülür.

    düşündükleri her şeyin nedenini sonucunu anlamaya çalışırlar. temellendirme, somutlama ve çözümleme ihtiyacı duyarlar. yine bu durum da fazla düşünmelerine ve ayrıntılarda boğulmalarına sebep olur.

    uykusuzluktan bayılana kadar yatağa girmek istemezler çünkü yatak onların korkulu rüyalarıdır, gün içinde düşündüklerinin 10 katı (ölçmedim tabii sallama) fazla düşünürler. gece uyuyamama ya da uyumak için çaba göstermeme eğilimleri bundan kaynaklanır.

    düşüncelerindeki düzensizlik ise ruh durumlarına yansır. bir anda inanılmaz üzgünken, akla gelen başka bir şey aniden keyiflerini yerine getirebilir. böyle anlarda da ben ruh hastası mıyım acaba diye düşünmeye başlarlar.

    kısacası kafalarının içi sorularla dolu bir çöplük gibidir.

    kişisel not: böyle ortak özelliklermiş gibi kendimdekileri yazdım ama başlığın fıtratı bunu gerektiriyordu.

  • jim jarmusch'un bu vampir denemesi, filmekimi'nin ilk gong sesi olmuştur benim için.

    -- hafif spoiler etkisi--

    filmin bir sahnesinde, detroit'in ıssız sokaklarında gece arabayla dolaşmaya çıkan adam ve eve, gökyüzüne bakarak, dünya'dan 50 ışık yılı uzaklıktaki bir gezegenden bahsederler. gezegen; devasa büyüklüktedir, elmastan yapılmadır ve gong şeklinde ses vermektedir. işte bu da, aynı o gezegen hikayesi gibi bir film. alakalı alakasız, anlamlı anlamsız, hem uzak, hem yakın, hem devasa, hem değil... (kulağa çok karışık geldiğini biliyorum, ama ben ademle havva'nın yalancısıyım).

    gelgelelim filme... baştan sona tezatlıkların varlığını iyi dengelemiş jarmusch usta; siyah bir adem ile beyaz bir havva. yeryüzünün iki ayrı ucuna dağılmışlar. bir uç; daha sıcak ve mistik olan tanca'da, diğeri soğuk ve karanlık olan detroit'te. beyaz havva dış dünya ile iletişim halinde, siyah adem ise tüm iletişimini neredeyse koparmış ve tüm inancını kaybetmiş durumda. ama aşkları her şeye rağmen; tüm zıtlıklarına, tüm farklılıklarına, bütün yaşadıklarına rağmen hala devam ediyor. ve bu iki aşık vampir, yüzyıllık yaşamlarını zaman zaman döküp saçıyorlar bize de, ve bazı tanıdık isimler geçiyor cümlelerinden; tesla, schubert, einstein, darwin, shakespeare... nihayet, yüzyıllık deneyimleri neticesinde; üzerinde yaşadıkları dünyayı ve kaynaklarını durmadan tükettikleri için, insanları eleştirirlerken buluyoruz onları, kaçınılmaz olarak. "zombi"ler dedikleri, biz yaşayan ölüleri, yargılarlarken; havva'nın kardeşinin yaptığı hatanın, kendilerine ayna tutarak, eleştirdikleri tüketime ve zombiliğe birebir gönderme yapması, ve adeta kendi kurdukları tuzağa düşmeleri, bence jarmush'un filmde yaptığı en ince ve güzel eleştiridir. çünkü ölümlü ya da ölümsüz, yarınına devam etmek isteyen herkes bencildir ve bu içgüdüyle tüketmesi gerekiyorsa da, mutlaka tüketecektir.

    son tahlilde; yüzyıllardır yeryüzünde hayatta kalmayı başarıp, yüzlerce felakete şahitlik edip, belki binlerce insanla tanışıp, bunca değişime ortaklık edip, akıl sağlığını koruyup, hala aşık kalabilmek ne kadar efsane ise, vampir olmak da o kadar efsane... ikisi de o kadar namümkün. yine de unutmamalı; aşk eski bir yalan, ademle havva'dan kalan. bırakalım, bunun kanını biraz da vampirler içsin.

    kıssadan hisse: en çok, jarmusch'un her iki şehirdeki gece çekimlerini, filme cuk oturan oyuncukları ve ve ve mükemmel film müziklerini beğendiğimi söylemeliyim. baştan sona tüm müzikler arşivlenebilecek güzellikte. bunlar da hediyesi;

    1
    2
    3
    4
    5
    6
    7

  • 21. yüzyılın savaş teknolojisine getirdiği mühendislik harikası füze savunma sistemi. özeti şu, israil topraklarına doğru fırlatılan roketi tespit ediyor, ondan sonra olabilecek en yakın noktadan atılan füze ile kesişecek şekilde bir füze ateşliyor ve havadaki füzeyi imha ediyor. birkaç on santimlik roketleri bile tespit edip imha ettiğine göre, aletteki hassasiyeti siz düşünün.

    ayrıca bugün israil ordusunun hamas liderini öldürmesinin ardından başlattığı operasyonda, gazze tarafından son birkaç saatte fırlatılan 300'den fazla roketi etkisiz hale getirdiği açıklanmış.

    adamlar ülkelerini öyle bir koruma altına aldılar ki, hayretler içerisinde kalmamak mümkün değil.

    http://en.wikipedia.org/wiki/iron_dome

  • adamın biri her gece rüyasında istanbul' dan adana'ya bir kamyon dolusu mal çekiyormuş, sabah kalkınca da direksiyon sallamaktan her tarafı ağrıyormuş bu her gece devam ediyormuş. sabah kalkınca çok yorgun düşüyormuş.

    bir gün, bir psikoloğa gitmeye karar vermiş derdini psikoloğa anlatmış.

    psikolog:

    - yarın gece adana'ya giderken ankara'da yol üzeri bir park var ben seni gece yarısı tam 00: da orda bekleyeceğim, kamyonu bana verir kurtulursun. demiş.

    adam:

    - tamam, demiş. ama kapıdan çıkarken içinden "hadi len" demiş ve gece rüyasında oraya gitmemiş ama yine her gece rüyasında adana'ya kamyonla mal çekmeye devam ediyormuş. bir gece yine kamyon kullanırken tesadüfen gece 00 da psikoloğun beklediği yere gelmiş ve acaba orda mı, beni bekliyor mu diye merak edip bakmış psikolog orada, vermiş kamyonu ve kurtulmuş. bir daha rüya görmemiş ...

    aradan uzun zaman geçmiş. bir gün adam yolda yürürken bir arkadaşıyla karşılaşmış, oturmuşlar bir yerde, çay kahve sohbet derken, arkadaşı

    -yahu demiş, benim bir sorunum var. gece rüyamda üç tane güzel kızla beraber oluyorum sabaha kalkınca yorgunluktan ölüyorum, ilk zamanlar güzeldi ama artık çok yoruluyorum

    öyle ki eşimi bile ihmal ediyorum, demiş.

    adam:

    - ben bir psikolog tanıyorum ona git ,o senin sorununu çözer ,demiş.

    psikoloğun adını adresini vermiş ve ayrılmışlar. iki arkadaş bir müddet sonra tekrar görüşmüşler

    adam arkadaşına sormuş;

    - ne oldu gittin mi dediğim psikoloğa?

    arkadaşı;

    — evet gittim. adam;

    — ee ne oldu?

    arkadaşı;

    - üç kızı aldı, namussuz psikolog bana bir kamyon verdi her gece adana'ya bir kamyon dolusu mal çekiyorum.

    debe editi: (bkz: erdoğan istifa)