ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
real madrid'in galatasaray'a özel davet yollaması
-
avrupa'nın en büyük kulüplerinden birisinin, avrupa'nın orta üst sınıf takımlarından birisine yaptığı davettir.
dolapta maddi durumla dalga geçen satıcı
-
şu olayda satıcıyı haklı gören de net ölücüdür. 50 60 lira için uğraşmam diyor ama o para için çantasını satıyor te allam.
önce su mu katılır yoksa çay mı
-
böyle başlıklar görünce mutlu oluyorum lan. geçen de bi manyak çileğe sövüyordu mesela. adam baya baya hırs yapmış çileğe sövüyor. adam çileğe sövebilcek kadar dertsiz.
şaka bi yana, bombalar patlamasin insanlar ölmesin de çileğe mi sövüyorsunuz, armuta mi kızıyorsunuz; çayı mi önce koyuyorsunuz suyu mu sonra koyuyorsunuz.. hep bunları tartışalım.
kristal kola'nın hikayesi
-
halil bey o gun cayina kazayla iki $eker fazla atar.. aldigi ilk yudumda tum fabrikanin dekorasyonunu dahi du$unmu$tur bile.. (bkz: kristal cola)
ortaköy'deki kulüp saldırısına sevinen vatandaşlar
-
https://pbs.twimg.com/media/c1c5iicwgaujeqi.jpg
https://pbs.twimg.com/media/c1c5iq8xeaqbhgs.jpg
https://pbs.twimg.com/media/c1e8w6kxcaaysa8.jpg
https://pbs.twimg.com/media/c1ds7qrxuaaz1t3.jpg
https://pbs.twimg.com/media/c1c5hrsxuaa3bj2.jpg
https://pbs.twimg.com/media/c1c4t5uxaai0ll5.jpg
https://pbs.twimg.com/media/c1ds7quxgaa4ojh.jpg
https://pbs.twimg.com/media/c1cuconwqaaaqvr.jpg
https://pbs.twimg.com/media/c1c8k_nwiaaqflg.jpg
https://pbs.twimg.com/media/c1e0wreweaax5k2.jpg
https://pbs.twimg.com/media/c1ds7qjwqaacxge.jpg
https://pbs.twimg.com/media/c1ghcqkxaaaegkx.jpg (tff'ye bağlı hakemmiş)
https://pbs.twimg.com/media/c1erzoiw8aeqvcq.jpg
https://pbs.twimg.com/media/c1ery_dwgaamrbl.jpg
özel bir çaba harcamadan önüme düşenlerden bir kolaj. girip arasanız binlerce bulursunuz. ve bunlar sadece sosyal medyadakiler...
edit :
katliam göstere göstere geldi murat yetkin-hürriyet
reina’da zenginler eğlenirmiş! kemal okuyan-sol
2 aralık 2015 rusya savunma bakanlığı açıklaması
-
rus savunma bakanlığı stay tuned deyip, haftaya devamı gelecek şeklinde yaptığı açıklama. lan yoksa fuat antonov? :)
saniyelik salaklıklar
-
yere düşen hesap makinesinin bozulup bozulmadığını anlamak için 2'yle 2'yi toplamak. 5 çıkarsa düştüğü için olcaktı heralde.
uğur ışılak'ın neşet ertaş halk ozanı değil demesi
-
neşet ertaş'ın unesco tarafından yaşayan kültür hazinesi olarak gösterildiğini ve itü türk musikisi devlet konservatuarı tarafından da fahri doktoraya layık görüldüğünü de bir kez daha vurgulayalım.
cehalet o kadar erdem değil diyerek de entry'mize son verelim.
debe editi: (bkz: şeyda öğretmen gata'da tedaviye alınsın)
geceye hayatta öğrendiğin bir şey bırak
-
karşılıksız yaptığınız her şey için bir gün gelir “yapmasaydın” tepkisini alırsınız.
flört dönemi angaryaları
-
flört dönemi her türlü angaryaya en açık olduğumuz dönem. evlenme niyeti ve vaadi olmasa da, erkeğin kadına aile babası rolündekini başarısını, kadının erkeğe ev hanımı potansiyeli hakkında ilk intibaı vermeye kastığı stajerlik dönemi gibi bir şey. zaten sözlükte de aratın stajer (stajyer?) asistan angaryaları gibi örnekleri bulacaksınız. özetle bu örnekten de anlaşılacağı üzere en güzel angarya, karşılıksız iş ve emek olduğu kadar, karşılığı verilecek olsa bile mahiyetinin ne olacağı belirsiz bir takım umut ve hayaller sırası ve sayesinde de yaptırılan angaryadır.
hayatımda bu tip flört dönemlerinde en az iki kere ev taşıdım, nereden baksan 200-300 kilometre yol gittim, toplamda 20-30 saat hiç bir alakam olmayan yerlerde bekledim, bir düzine kadar hiç bir şekilde muhatap olmamam gereken adamla 'böyle' (elimle iç içe geçmiş kanca hareketi yapıyorum) oldum. ne oldu sonuç? sıfır.
yani o flörtlerden beklentim, flörtlerin sevgilimleşmesiydi, olmadı. koliyi taşıdığım, yatağı, şilteyi sırtlandığımla kaldım. terli terli 'ne önemi var canım?' derkenki sahte babacanlık ifadelerinden öte yüzüme bir ifade konduramadı bu işler. o kadar kolisini, kaya gibi sofasını, masasını taşıdığım bir kişiden de ne bir hayır duası aldım, ne başka bir şey.
bunu niye yazıyorum? şundan. bir kaç vakit evvel bir kızlan tanıştım. öyle 'maksatlı' tanışma da değil, normal tanıştım. kız sürekli beni arıyor, ne yapıyon, ne ediyon. dedim, 'vay yazış'. sonra bugün öğlen saatlerinde aradı, dedi ki 'otis ev taşınacak.'. yaaa. işte o an böyle bir sevindim anlatamam. iyi ki flörtleşmemişim. flörtleşeydim yine taşıyacaktım koli koli, bali bali, koli baliyi. ya çok yorgunum hastayım, bir yetiştirmem gereken iş var dedim, oturdum bu entry'i yazdım. şimdi buradan bana eşyasını taşıtmış olan diğer iki kıza sesleniyorum: sağa sola eşgalimi mi dağıttınız ulan? otis bıraktı artık o işleri. kendini zor taşıyor. yallah.