hesabın var mı? giriş yap

  • yalçın abi'ye katılıp "iktidarsızım, kocalık görevimi yapamıyorum karım beni terketti" diye 70 milyonun önünde ağlamaktan çekinmeyen ama eczaneye gidip bir mavi hap almaya utanan adam gibiyim; bütün dünyaya seni sevdiğimi haykırabilirim ama sana söylemeye utanırım...

  • anadolu çomü'lerine dert olan bira kutusudur. isteyen istediğini içer size ne kardeşim ha benim kafama takılan tek nokta kutuyu çöpe atsa iyiydi.

  • garfield and friends'de bir gün garfield kendisini kovalayan sokak kedilerinden kaçarken tesadüfen bir italyan restoranının mutfağına girer. ama burası ona çok tanıdık gelmiştir. derken annesinin sesini duyar, ve anlarız ki, garfield aslında, bir italyan restoranında dünyaya gelmiş bir sokak kedisidir. lazanya ve pizzaya bu kadar düşkün olması da bundandır. annesi onun özel bir kedi olduğunu farketmiş ve garfiled'i, ona daha rahat bir hayat sağlayabilecek bir kişiye bırakmıştır. hatta bu kişiyi, yani jon'u da annesi seçmiştir. yeniden ayrılık sahnesi pek hüzünlüdür, izleyen herkesin gözlerinden yaşlar akar.

  • bu konuda stephen hawking'in teorisi şöyledir:
    "kozmoloji üzerine ne zaman ders verilse, ben büyük patlamadan önce ne olduğunu sık sık sormuştum. öncenin olmadığı, şüpheyle karşılanır. çünkü büyük patlama zamanın ortaya çıkışını sağladı, bir şey ona sebep olmuş olmalıdır. fakat ‘neden’ ve ‘etki’ zamana ait kavramlardır. ve zamanın var olmadığı durumlara uygulanamazlar. bu yüzden soru anlamsızdır."

    bu durumu mantıksal olarak açalım, ilk olarak büyük patlamanın ilk anını düşünün tüm evren enerjisi yani sonsuz diyebileceğimiz kadar büyük bir enerji mikron bazında bir noktacıkta mevcuttu. enerjiyi sonsuz sıkıştırabilirsiniz. peki ya maddenin bu kadar sıkışması mümkün mü? diye sorarsanız; ilk patlama olmadan önce sadece enerji vardı, sonrasında büyük patlama ile beraber madde oluştu. bu süreç higgs bozonu yani diğer adıyla tanrı parçacığı adı verilen ve cern deneyinde de varlığı kanıtlanan( 14 mart 2013'te bilim adamları higgs bozonu'nun varlığından emin olduklarını, yani diğer adıyla tanrı parçacığı'nı bulduklarını açıkladı) tanecikler enerjiyle birleşerek maddeyi meydana getirdi; yani parçacığa kütleyi kazandırdı. peki ya öncesinde ne vardı? hawking bu soruyu anlamsız buluyor çünkü: zaman ve mekân kavramları ancak madde oluşumundan sonra var olan kavramlardır. madde oluşmadan önceki sonsuz enerji varlığı sıfır zaman demektir. yani zaman hiç var olmadıysa öncesi nasıl olabilir?( “zamanda büyük patlama anına doğru seyahat edersek kâinat giderek küçülür. daha küçük daha da küçük sonunda tüm kâinat, aslında sonsuz derecede küçük sonsuz derecede yoğun bir kara delikten ibaret küçük bir alana sıkışıncaya değin küçülür. bu gün uzayda dolaşan kara deliklerde olduğu gibi doğa yasaları oldukça sıra dışı bir şey anlatır. bu noktada da zamanın durması gerektiğini söyler. büyük patlama'dan önce zamanı bilemezsiniz. çünkü büyük patlama'dan önce zaman diye bir şey yoktur.” stephen hawking) öyleyse daha iyi anlamak için kara delikleri düşünelim. ömrünü tamamlamış yani yakıtı tükenmiş bir yıldızın merkezinde çok büyük bir çekim kuvveti oluşur. yıldız kendi maddesini merkezine doğru çekmeye başlar. öyle ki bir nötron yıldızından bir çay kaşığı kadar alırsanız, 1,000,000 ton ağırlığında gelecektir. bu çekim gücü merkezdeki madde yoğunluğu arttıkça artmaya devam eder ve bir süre sonra ışığı dahi soğurmaya başlar. böylece kara delikler oluşur. kara deliklerin içinde madde inanılmaz yoğun ve çekim gücü çok büyük şiddettedir. einstein'ın görecelik kuramını hatırlayın, ışık hızında zaman sıfırdır. ve kara delikler ışığı bile soğuracak güçtedir. kara deliklerin içinde zaman kavramı yoktur. yani madde yoğunlaşmaya bir kısmı enerjiye dönüşmeye ve çekim gücü artmaya başladıkça zaman yavaşlamaya başlar. bir kara deliğe doğru çekilen bir cisme uzaktan baktığınızı düşünün. cismin bir süre sonra yavaşladığını ve sonra durduğunu görürsünüz. belki de o cisim çoktan kara delik içinde atomlarına ayrıştı bile ama sizin bulunduğunuz zaman diliminden baktığınızda o cismin tamamen durduğunu göreceksiniz. içinde bulunduğumuz mekân ve enerji zamanımızı belirliyor. yani madde enerji ilişkisi olan e=mc2 denklemi içindeki kütle ve enerji değerleri değiştikçe içinde bulunduğunuz zaman da değişecektir. öyle ki bir gün yeniden tüm madde enerjiye dönüşür ise zaman yeniden sıfırlanmış olacaktır. zamanın hiç başlamadığı bir noktanın öncesini ele alamayız. ne olduğunu, ne bittiğini sorgulayamayız. siz yine de sorgulamaya devam edin, çünkü bilimde sınır yoktur. kim bilir, belki de evrenimiz sonsuz sayıda evrenin arasında oluşuverdi, zamanın ötesinde bir yerde...

  • nasıl bir yılanlık bu.
    iç dökme değil deri değiştirme olmuş bacım bu.

    yıllar sonra gelen edit: 4 yıl geçti hala fav alan bu entryimi merdiven çıkarken yazmıştım, hayat işte böyledir, en umursamaz olduğun entry en çok fav getirebiliyor.

    iyi ki varsın ekşi sözlük, iyi ki varsınız ekşi sözlük alemi.

  • eyfel kulesi çok kötüydü yarısına kadar çıktımcılar derneği başkanı kendi yarı sahasından bildirdi.

    kendisi tam manasıyla komedyen değildir. ilk amacı güldürmek hiç değildir. bir de trajedi nedir bilmek gerek.

    güldürü unsurları sadece yüz kaslarına değil, soğancığa da hitap etmelidir.

  • dun the way of caesar diye bir kitap okuyordum, malum kisinin biyografisi. diyordu ki efem bu julius caesar oyle bir statuye ulasmis ki, insanlar sonunda bunun normal insanlar gibi dogduguna inanmayip, annesinin karninin kesilerek zorla cikarildigi yonunde efsane uydurmuslar, bu da sezaryen kelimesinin dogumuna neden olmus.

    hadi len diyerek wiki'ye basvurdum, megersem bir dogruluk payi varmis. caesar'a benzeyen bir kelime, anne karnindan kesmek manasina gelen ve o donemlerde sezaryeni anlatan bir deyim icinde kullaniliyormus. caesar'in zamaninda da, bazi insanlar bu ismin o kokten geldigini vurgulamak icin boyle bir hikayeye yer vermisler, ama caesar aile ismi bu deyimden de oncesine dayandigi icin bu hikayeler sonucta uydurmaymis. ote yandan caesarin zamaninda ilgili bir kanun cikmis, olen hamile bir kadinin bebegini kurtarmak icin yapilacak prosedurmus, adi da lex caesarea. gunumuzde kullanilan kelimenin kokeni de muhtemelen bu kanunmus ama ilginc olan, kanunun etimolojik olarak ilk bahsettigim deyimden degil, caesar'dan turemis olmasi, muhtemelen kendisi hakkinda uydurulmus bu hikayenin ve adamin gucunun etkisiyle. hatta almancadaki kelime direkt olarak julius caesara gonderme oldugu icin (muhtemelen kaiser kelimesinin sezarin unu dolayisiyla kullanilagelmis olmasindan) sezaryenin ingilizcede dahi direkt olarak adamin kendisinden gelmis olmasi, kanunun filan etkisinin olmamasi da bir ihtimal.

    sonuc olarak, hayatimda daha once sezaryen kelimesinden bu yonde suphelenmemis olmama sastim kaldim. halbuki eskiden zekama hayrandim, bir nevi platonik ask yasiyordum onla narsist bir sekilde.