hesabın var mı? giriş yap

  • bu konudan cok ceken biri olarak bulgularimi sizinle paylasmak isterim.

    deligin olusumu, kumastaki ilmegin deforme olup sokulmesi ve gittikce buyumesi seklinde.

    buna sebep olan iki asil olay var. birincisi kumasin cinsi. pamuklu kumaslarin ilmekleri polyesterli kumaslara gore daha cabuk atiyor. pamuk orani yuksek veya full pamuklu kumas daha kaliteli kabul edilir ama bu acidan bir dezavantaj. yani en sevdiginiz veya gorece en cok para verdiginiz tisortun delinmesi murphy ile ilgili degil.

    ikincisi ise camasir makinesinin tamburu. tisortun anasini belliyor resmen. tisort ne kadar cok yikanirsa ilmekler de o kadar deforme oluyor haliyle ve delik olusmak ihtimali artiyor.

    yer olarak gobek hizasi olmasi oturup kalkarken daha fazla buzulen yerlerin o bolgeler olmasiyla alakali. ayni sekilde kol kisimlarinda da siklikla olusuyor bu sebepten.

  • gramofonlar harika görüntüsüyle aklınızı çeliyor, biliyorum. ancak durum o kadar romantik değil, şöyle bir durum var:

    33'lük, 45'lik ve 78'lik olarak 3 çeşit plak vardır. bu sayılar plakların dakikadaki dönme sayısıdır. yani 45'lik dediğiniz plak, 1 dakikada 45 kez dönen bir tablada çalınması gerektiği için 45'liktir. bir 45'liği gereğinden hızlı dönen bir tablada çalarsanız, sanatçı aniden sivrisineğe evrilir. gereğinden yavaş çalarsanız da ajda pekkanhasan mutlucan tadında dinlersiniz. yani her plak, gereken ayarda çalınmalıdır. 45'lik çalacaksanız, pikaptan 45'lik seçeneğini seçmelisiniz.

    33'lük olanlar, "long play", "uzunçalar" veya kısaca "lp" dediğimiz en büyük ebatlı plaktır. bir albümü komple içinde barındırabilir.

    45'likler ise iki yüzünde de birer şarkı barındırır (genellikle). toplamda 2 şarkı alırlar yani. en küçük plaklar 45'liktir.

    78 devir olanlar da her yüzünde birer şarkı barındırır ancak onu özel yapan şey "taş plak" olmasıdır. 33 ve 45'likler, eğilip bükülebilen bir plastik iken, 78'lik olanlar sert bir malzemeden yapıldıkları için "taş plak" adını almışlardır. bu plaklar en eski plaklardır ve hem sert olup hem de hızlı döndüğünden, biraz gürültülü çalarlar. bunun koleksiyonu apayrı bir olaydır. 2. dünya savaşı'ndan sonra hammadde bulmakta zorluk çekildiği için, 1950'lerden sonra taş plaklar ortadan yavaş yavaş kalkmış, yerine teknolojnin de gelişmesiyle 33 ve 45'lik dediğimiz plastik plaklar gelmeye başlamıştır. yani aslında ortalama bir dinleyicinin aradığı albümler genellikle 33 ve 45'liklerin içindedir. taş plaklar çok çok eskide kalmışlardır.

    şimdi ben bunu neden anlattım? şuraya bağlamak için:

    gramofonlar sadece 78 devir çevirirler, devir ayarları yoktur. yani sadece ve sadece taş plak çalarlar. mesela 80'lerde basılmış bir albümü gramofonla çalamazsınız. illa eski taş plak olacak.

    buna karşın pikaplar 33 ve 45'lik plakları çalarlar. dünyada en yaygın olan, genel kullanıcı için önerilen de budur. 78'lik (yani taş plak) çalan pikaplar da vardır. bende bir tane var ama ben onunla fazla taş plak dinlemiyorum. zira taş plak, iğneyi hemen eskitmekte.

    bu arada piyasadaki ucuz gramofonların geneli hint malı olup, müthiş dandiktirler ve sadece dekor için alınabilirler. iyi bir gramofon 600 dolar civarından başlar. (yazı güncelliği korunsun diye dolar olarak verdim)

    sonuç olarak "düşük bütçeyle" plak işine girmek isteyip "ne alsam" diye düşünen dostlar, pikapla başlamalı. ileride gramofon fantezinizi ayrıca gerçekleştirirsiniz belki.
    yoksa ben de isterim hem dinlemeye hem bakmaya doyamayacağınız bir patheniz olsun.

    zeki müren'in 1951 yılında basılan ilk plağı olan (elbette taş plak) çıkış şarkısıyla yazımı bitiriyorum. çok ender bulunan bu plak, benim koleksiyonumda da mevcut ancak alınan kayıt benim değil, kaydı alana teşekkür ediyoruz. bendeki bu plağı ise sergilenmek üzere bu hafta ünlü bir müzeye bağışlıyorum. bunun sevincini de paylaşmış olayım. (havasını atmış da olabilirim)

    bol müzikli günler dostlar.
    (bkz: plak ile diğer müzik dinleme yöntemlerinin farkı/#87128609)

  • - anne önce siyahları yıka olur mu?
    - olur.
    aradan yarım saat geçer makine de beyazlar vardır.
    - e hani önce siyahları yıkayacaktın?
    - sırası var.
    - neyin sırası var anne ya?
    - önce beyazlar yıkanır.
    - protokolü mü var makinenin, önce siyahları koysan alınıyor mu?
    - …
    - e peki başta niye söylemedin olmaz diye?
    - …
    - allah aşkına izah et niye önce beyazlar?
    - daha çabuk kuruyor.
    - ne alaka?
    - ince çünkü.
    - e beyazların içinde benim hırkalarım var hep?
    - …
    - hem siyah güneşi çeker bi kere.
    - …
    - anne cevap versene.
    - işin gücün yok mu senin?
    - var psikolojik danışmanım ben.
    - allah sana danışana akıl fikir versin.
    - bari bundan sonra yıka siyahları?
    - olur.
    - beni oyalıyorsun di mi?
    - evet.
    - neden?
    - sıra renklilerde sonra çünkü.
    - e niye olur diyorsun?
    - olur deyince susuyorsun çünkü.
    - ama yapmadığını görünce daha çok söyleniyorum?
    - olsun ben eğleniyorum sen söylenince.
    - ömrü yedin.
    - yerim anneyim ben.
    - peki canım annecim bana bi güzellik yapıp bundan sonra siyahları yıkasan?
    - renklilere ne diyecez?
    - pırasanın acil bi işi var filan de sen uydurursun bişeyler?
    - olur.
    - ahahhaa bildiğini yapacaksın di mi?
    - sürpriz.
    - yazıcam bunları hep.
    - selamımı da yaz.
    annemden sözlük ahalisine selamlar

  • bir 17. yüzyıl şairi olan firdevsi'nin olgunluk dönemi eserlerinden biri. tamamı şöyle;

    tanım tanım devamı
    örnek alıntı ya da bkz değil
    şimdi sorsam yarim nasıl
    kelamların çare değil

    gel göç eyleyelim nazlı güzel
    o çorak toprak senin değil
    ne güzel söylemiş zülfü
    eğil salkım söğüt eğil*

  • super yararli bisey. kendi forumunuzu olusturuyorsunuz (evet aslinda forum denemez), gunluk tadinda bisey ama sacmalamak icin birebir. bir de pro olani var. bunun icin bi miktar ucret odemeniz gerekiyor. html kodlari hazir, ve bikac ftp ayari. caniniz sikildikca yazasiniz geliyor, pek komplike seyler yapmayi dusunmeyen kisiler icin kullanmasi kolay aslinda.

  • werder bremen, almanya milli takımı, real madrid, güzel kadınlar derken adam bir anda umut sarıkaya karikatürlerine döndü.

  • 20 milyon euro'nun nasıl bir meblağ olduğundan bihaber kişilerin hakkında "20 daha koyar draxler'i ne bileyim reus'u alırlar" dediği futbolcu. 20 tl ile karıştırıyor herhalde. "20 tl'ye lcw t-shirt alacağıma üzerine 20 daha koyar collins alırım" der gibi.

  • aşağıdaki diyalogda, telefon surata kapatılmadan az önce söylenmiş tümcedir:

    - iyi akşamlar hanımefendi, istanbul hyatt otelinin telefonunun alabilir miyim lütfen?
    - istanbul'da 194 adet hayat oteli var efendim, hangisi?
    - hayat değil hyatt, kodlayayım mı?
    - hayır gerek yok, semt söyleyin?
    - emin değilim, harbiye galiba...
    - harbiyede yok.... çatt!
    ...
    - iyi akşamlar hanımefendi, ben az önce istanbul hyatt'ın telefonunu sormuştum, kodlayayım otelin adını daha kolay olur..
    - istanbul'da hayat oteli mi? hangi semte hanfendi? (hırgh)
    - otelin adını kodlasam ben, öyle hayat değil çünkü...
    - nasıl hayat peki? çatt!
    ...
    - hanfendi, istanbul hyatt'ın telefonunu verir misiniz?
    - hanfendi nasıl bulcaz iki yüz tane otel var diyorum ya!
    - kodlayayım: hakkari'nin h'si, yozgat'ın y'si, ankara'nın a'sı;
    çaykovski nin t si.
    - çatt!