hesabın var mı? giriş yap

  • #123803429

    oğlum sen kayınvalidene anne demediğin için boşanmıştın zaten daha önce.
    ayrıca sen bazen itü, bazen odtü mezunu bir erkeksin. neden erkekle evlenip bikini giyiyorsun.
    tamam madem giydin, neden çıkarıyorsun*

    debe editi: sözlüğün bu trollerden temizlenmesi çok önemli. çeşit çeşit troller türedi.
    çeşit çeşit demişken türkü severlere de insan kısım kısım türküsünü bırakıyorum.

  • üniversiteyi hazırlık dahil 8 yılda bitirdim.
    sonra 6 ay çalıştım.
    sonra askere gittim.
    geldim 1,5 sene daha çalıştım.

    bütün bunları bi yaş tahmini yapın diye anlattım.

    bütün bunlardan sonra bitim kanlandı, duramadım!
    okumak bağımlılık olmuş tabii;
    şimdi yüksek lisansın bilimsel hazırlığındayım.
    beraber derse girdiklerim üniversite 2. sınıf öğrencileri.

    geçenlerde insan kaynakları hocası sınıfa bi soru sordu: kendinizi 10 yıl sonra nerede görüyorsunuz?

    yerin dibine girdim.
    soruya muhatap olanlardan neredeyse 10 yıl büyüktüm ve işte aynı sıralardaydık.

  • ben buna pek katilmiyorum, cunku ayni zamanda liberallesiyor da.

    yani aslinda aradaki ucurum buyuyor. belki bunu duymak pek cok insanin hosuna gitmeyecek ama genelde daha liberal kesim biraz daha egitimli oldugu icin ve genelde de her toplumda egitimli insan sayisi oranla daha dusuk oldugu icin, dunya giderek muhafazakarlasiyormus gibi gorunuyor olabilir.

    bir de tabii ki turkiye giderek cok cok muhafazakar bir hale geliyor, o da bizim genel dunya algimizi etkiliyor. etrafimizda, en yakinimizda gordugumuz seyi, 'demek ki en cok boyle' diye algiliyoruz.

    halbuki aslinda mesela dunya capinda giderek daha cok kadin erkek esitligine dogru yuruyen politikalar destek goruyor. ayni sey irkcilik, sinif ayrimciligi, sekulerizm gibi seyler icin de gecerli. escinsel evliliklerini giderek daha cok ulke yasallastiriyor.

    ozellikle de istatistikler gosteriyor ki, muhafazakar yonelimden liberale gecis yapan insan sayisi, liberalden muhafazakara gecis yapandan ezici olcude fazla. yani neredeyse kimse soldan saga gecmiyor. gecis oldugunda bu genelde sagdan sola oluyor.

    tabi bu durumda solun solu iyice sola gidiyor, sagin sagi iyice saga gidiyor. internet ve iletisim cagi da insanlari taraf olmaya zorluyor, cunku hic birseyden haberin olmadan tarlanda oturdugun caglar gecmis vaziyette artik, haberin olunca da bertaraf olmamak icin taraf oluyorsun. dolayisiyla da orta karar diye bir sey kalmiyor pek.

  • olcay'ın gol attıktan sonra elleriyle kalp işareti yaparak rakip teknik direktörün kalp hastalığıyla dalga geçmesini görmezden gelenleri ortaya çıkarmıştır.

  • türk tipi işletmecilik anlayışının sonucu ortaya çıkan durum.
    çalışma saatleri uzadıkça verimlilik düşer. milletçe bunu anlamıyoruz hiç bir zaman da anlamayacağız. iş veren ''ben bu parayı bu personele veriyorsam bir şekilde bu parayı çıkartmalıyım'' zihniyetiyle saat olarak personelini fazla çalıştırmaya çalışıyor. işte vizyonsuzluk nedir en net örneği bu. bu hiç bir zaman düzelmeyecek bir sorun. herkes yaptığı işten, iş yerinden ve iş vereninden nefret ediyor. kimse uzun mesai saatlerinden dolayı kendini geliştiremiyor, dinlenemiyor, yaptığı işe saygı duymuyor ve daha bir sürü sıkıntı.

    edit: evet ben de biliyorum tek sorunun sadece uzun mesai saatleri olmadigini ama ücret, idealizm artık her ne ile motive olduğunuzun tükenmişlik sendromu içine düştüğünüzde bir anlamı kalmayacak. bu çözülmesi gereken ilk ve en temel sorun. kimse harici bir hayat yaşamasına izin vermeyen, eşiyle evlatlarının arasına giren bir işi mecburiyetten yapsa bile sevemez sahiplenemez doğal olarak başarılı ve verimli olamaz.

    edit: format geregi tanim eklendi.

  • "fwd: çok önemli lütfen okuyun!!! avrupa bor yataklarımızı 99 yıllığına kiraladı!!!!"

    - abi sen bu kızla ne kadar çıkmıştın?
    - 5 ay...
    - hahahahahah
    - gülme lan!

  • dünyanın en zor, en tehlikeli ve en pahalı sporudur. ayrıca sporcusu olmanın en zor olduğu spor kategorisindedir. çünkü yalnızca 20 kişi o koltuğa sahip olabilir ve bu 20 kişinin asla seneler boyu f1 koltuğu üstünde yarışacağının garantisi yoktur, kötü performans gösterirlerse koltuğu alttan yetişen yeni pilotlara kaptırma riskleri bulunur, diğer hiç bir spor dalında bu kadar kısıtlı bir kontenjan yoktur.

    yıllarca birçok sporcu yarışırken hayatını kaybetmiştir, her an kaza yapma riski bulunur ve her yarış illaki kaza olur, birçok pilot canını ortaya koyarak yarışır.

    pilotlar yarışırken birçok şeye hakim olmak zorundadır ve bu hakimiyeti 70 tur boyunca kusursuz bir şekilde devam ettirmeleri gerekir. strateji, saldırı, savunma, pilotaj, lastik koruma, en hızlı tur, g kuvveti, yağmur, sıcak, soğuk, radyo, pit stop, drs, ers, overtake, vites, kalkış, frenleme vs. gibi birçok etkeni 300km ve üstü hızla giderken hepsini aynı anda ve 1-2 saat civarında konsantrasyonlarını kaybetmeden sürdürmeleri gerekmektedir. o sırada tuvaletleri gelebilir, burunları kaşınabilir, kask vizörüne herhangi bir cisim yapışabilir hepsinin üstesinden gelmeleri gerekmektedir.

    hiçbir yarışı kaçırma lüksleri yoktur, nba'de veya futbolda olduğu gibi yedek kulübesinde geçirebilecekleri tek bir yarış yoktur, hasta olsalar veya yakınlarını kaybetseler bile dünya şampiyonluğu için o yarışa çıkmak zorundadırlar.

    sadece bunlarla da bitmiyor, yarışanlar bir robot değil veya pit ekibi yapay zeka değil. herkesin bir karakteri olduğu için, duygular, hırslar, stratejiler birbiriyle yarış halinde oluyor. her pilotun karakteri dünya şampiyonu olmayı kaldıracak kadar güçlü olmuyor veya her pit ekibi en sağlam pilota ve araca sahip olsa dahi onu şampiyon yapacak zekaya sahip olamıyor.

    işin arka boyutu da çok büyük öneme sahip. mühendisler, takımı ve pilotu birinci yapabilmek adına en iyi şekilde arka planda çalışıp kusursuz bir araç yapmaya çabalıyorlar. araçlarda hatalar olabiliyor, sezon boyu bu hataları düzeltmek için çalışıyorlar. bu hatalar dünya şampiyonluğunun elden alınmasına sebep olduğu gibi, kusursuz bir mühendis ekibi takımın ve pilotun şampiyon olmasını sağlayabiliyor.
    sponsorluklar ve alınan yatırımlar da takımların hayatta kalabilmesi için önemli bir etkendir. yeterli yatırımı bulamayan takım veya bütçesinin sınırlarına gelen takım şampiyonluk mücadelesinden kopabilir, hatta takımı satma noktasına bile gidilebilir.

    her takımda iki yarışçı bulunur ve bu iki yarışçının mücadelesi de büyük önem taşır. bazen iki yarışçı birbiriyle de rekabet eder, bazense pilotlardan biri ana pilottur ve ikinci pilotun onu diğer pilotlara karşı çok iyi savunması gerekir. şampiyonluk mücadelesinde takım arkadaşının bile önemi çok büyüktür.

    günün sonunda bütün bu unsurları kusursuz şekilde yapan 20 pilot ve takım, bir sene boyunca her yarışta ilk 3 sırada yer almaya çalışarak dünya şampiyonluğuna oynar. tabi ki bunun mümkün olması için de en iyi araç ve en iyi pit ekibi ile uyum içerisinde çalışması gerekir.

    bize niye formula 1'i sevdiğimizi soruyorsunuz veya anlamlandıramıyorsunuz ya, işte tüm bu unsurların bizi aşırı derecede heyecanlandırmasından dolayı.