hesabın var mı? giriş yap

  • bu cümle spiker ile suriyeli mülteci arasında geçen aşağıdaki diyalog içerisinde kurulmuştur. utanarak izliyorum.

    - neden avrupa'ya gitmek istiyorsunuz? bu dalgalı denize şişme botla girmek bile bile ölüme gitmek demek değil mi?
    + ne yapalım abi, para yok, iş yok, açız.
    - nereden geliyorsunuz?
    + istanbul'dan. istanbul'da herkes çalıştırıyor, kimse para vermiyor, yemek vermiyor abi. günde 14-15 saat çalıştırıyorlar, kullanıyorlar. suda ölmek burada kalmaktan daha iyi abi.

    hani nüfusunun %99'ı müslüman olan türkiyemiz var ya. hah. işte o türkiye'den bahsediyorlar.

  • “toby insan kaynaklarında, teknik olarak şirket için çalışıyor. yani ailemizin bir parçası değil. ayrıca toby boşanmış, yani kendi ailesinin de bir parçası değil.”

    -michael scott.

  • 80'lerde amerika'da reagan, ingiltere'de thatcher donemlerinde populer hale gelmis fakat teorik cikarimlari hicbir zaman pratige yansimamis iktisadi dusunce. vergi oranlarinin dusurulmesiyle yasanacak iktisadi canlanmanin toplam vergi gelirlerinde artisa yol acacagini iddia eder. bu gorusu ortaya atan iktisatcilar ise paul krugman tarafindan, hakli bir sekilde, politika taseronlari olarak tanimlanir. (bkz: politika taseronlari ve onemsizlesen refah)

    isin komik yani ise bir zamanlar bogazici iktisatta bolum baskanligi yapmis olan tansu ciller'in 2002 secimlerinden once katildigi programlarda uygulamayi planladigi ekonomi politikalarinin temelinin arz yanli iktisat oldugunu aciklamasidir.

  • atatürk'ün şıklığının dikkat çektiği görüntüler. öyle böyle giymiyormuş adam, her giydiği ayrı güzel. görüntüler çok değerli. halkın liderinin nasıl halkla beraber iç içe olduğu görülebilir. o zamanlar bile o kadar düşmanı varken deniz kıyısında sadece bir çocukla denize girebilmek her lidere nasip olmaz. keşke o dönemlerde yaşayıp kendisiyle tanışma şerefine erişebilseydik.

  • diziyle ilgili eklemek istediğim bir bilgi:
    dizinin sonlarında harmon'ın, kiliseden gelen parayı reddettiği bir bölüm var. izlerken, 'niye böyle bir şey oldu ki?' diye kendime sordum, 'jolene'yi yüceltmek için' desek, değil. 'böyle bir açıklamanın altına imza atmıyor' desek, harmon'ın dizinin geri kalanında bununla ilgili bir derdini izlemedik ama peki karakterinden kaynaklı diyelim. yine de tam olarak oturmuyor. bunun nedenini diziyi bitirdikten birkaç gün sonra öğrendim.

    harmon'ın gerçek hayattaki karşılığı bobby fischer, rusyadaki turnuvaya giderken kilise desteğini alıyor ve turnuvaya yanında bir papazla gidiyor. fischer, harmon'a sunulan 'komunizm ve ateizmle savaşıyoruz' bildirisine inanıyor, rusları canavar ve düşman olarak görüyor. turnuva başlıyor, finalde fischer ve spassky karşılaşıyor, fischer, spassky'i yeniyor, hem de baya bi geriden gelerek yeniyor. spassky bunun üzerine, ayağa kalkıp fischer'ı alkışlamaya başlıyor, seyirci de spassky ile beraber alkışa katılıyor. fischer, bu durumdan o kadar etkileniyor ki, sahnede kalamıyor ve dışarı kaçıyor. daha sonra kendisine bu an sorulduğunda 'düşmanım olarak gördüğüm birinin bu davranışı bana çok fazla geldi' diyor. satrançta daha önce yaşanmamış bir an bu 'alkışlama anı'. fischer, bu andan sonra kendisinin de aslında amerikan hükümeti tarafından kullanılan bir piyon olduğunu anlıyor. hayatı boyunca satranç oynayan, master olan bir adam, piyon olduğunu fark ediyor. bu aydınlanma ona ağır geliyor ve şampiyonluğunu reddediyor, göz önünde olmaktan kaçıyor, en sonunda da yurt dışına çıkıyor, 64 yaşında izlanda'da vefaat ediyor. queens gambit'te, harmon'a kilise teklif yaptığında, harmon'ın reddetme nedeni bu. harmon, fischer'ın pişmanlıklarını yaşamayacak. yazar, fischer'ı, harmon üzerinden kefaretle buluşturuyor.

  • bundan daha garip olan bir şey varsa o da türklerin dünyada arap zannedilmekten duyduğu sapıkça mutluluktur. başlığı görünce yaşadığım bir olay geldi aklıma. 2009 senesiydi üniye yeni başlamışım görüntülü chat yapıyoruz yabancı kızlarla. yanımda yasin dediğimiz muhafazakar bir eleman var. kızlar bizim arap olup olmadığımızı sordu, ben sert bir dille yok öyle bir şey derken, bu geri zekalı elhamdulillah evet evet dedi. ben de döndüm ekrana yok öyle bir şey biz türküz dedim, bu mal hala diretiyor evet evet diye, neyse sonunda kızlara bakıp ben türküm bu yanımdaki idiot arap demiştim. kızlar gülünce bu bayağı bozulmuştu, uzun süre surat yaptı mal. ne diyim amın feryadı sen araplıktan memnunsan o senin sorunun, ben türküm utanacak bir şey de yoktu. hayır anne tarafında moğol var lan bizde, ne arabı aq?

    not: yasin burayı okuyorsan şunu bilmeni isterim, biz sana hakaret olsun diye mal demiyorduk. sen zaten bu tarz hareketlerinden ötürü malın tekiydin.

  • aslinda seriat konusunda derin tecrübe kazaniyor. geldiginde daha iyi hocalik yapabilir bu sayede.