ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
iphone 6
-
lan ios alışkanlığı yüzünden kullanıyorum ama artık batarya işini çözmezlerse mümkün değil almam. androide de alışırız nedir yani. ulan iphone 5s var. telefon değil ağır böbrek hastası sanki. hergün diyalize bağlar gibi şarja bağlıyoruz.
işyeri diyalogları
-
oda hiç olmadıgı kadar kalabalıktır. misafirler için çay istenir:
oda: 615'e 12 çay.
çaycı: abla naptın yaa, mevlüt mü okutuyon?
khk'dan gocunanlar fetö'nün kurşun askerleridir
diğer mültecileri hor gören balkan mültecisi
-
balkan türklerini, arap bedevilerle karşılaştıran zihniyetine sokayım. açacağın başlığa da ayrıca sokayım.
harry potter
-
ilk kitaptan son kitaba, bir annenin sevgisiyle başlayıp, yine bir annenin sevgisiyle sona eren hikayenin kahramanı.
her şey nasıl başlıyor? lily potter ile, onun sevgisiyle. o olmasa, voldemort ile harry'nin arasında durmasa sağ kalan çocuk da olmayacaktı, bizim ayıla bayıla okuduğumuz olaylar da.
son kitaba gidelim. voldemort, harry'nin öldüğünü sandığında gerçeği öğrense, oracıkta harry'nin işini bitirirdi. ama narcissa, o çok değerli lorduna yalan söylüyor. çünkü oğlunun yanına, hogwarts'a girmesinin tek yolu bu. o anda galibiyet önemli değil, önemli olan tek şey oğluna kavuşabilmek.
bu anneler çok farklı. lily potter ve narcissa malfoy. ak ile kara, gryffindor ile slytherin, harry ile draco kadar farklılar. farklı taraflarda savaşıyorlar. ama ikisinin de oğullarına duydukları sevgi, harry'nin hayatta kalmasını sağlıyor.
yıllar sonra bile, böyle şeyleri hatırladıkça ya da fark ettikçe rowling'e olan saygım artıyor.
oyun oynamayıp oynayanın videosunu izleyen nesil
-
coğrafya kaderdir arkadaşlar. bilgisayar oyunları dünyanın en ucuz hobilerinden biri belki de ama bu lanet olası ülkede bu bile pahalı. bilgisayar alamıyoruz ki ağız tadıyla oyun oynayalım. biz de cama ekmek banıyoruz işte.
ben açtım başlığı it kopuk gibi yazamazsın
-
şu anda adını vermek istemediğim bir başlığa girdiğim entry üzerine bir hanım abladan dün aldığım mesaj.
kanıt
bugüne kadar başlığına yazıp rahatsız ettiğim tüm yazarlardan özür dilerim. bundan sonra artık başlık sahibine sormadan entry girmeyeceğim. hatta telif hakkı gibi başlık parası vereceğim. itliği kopukluğu bırakıp atom fiziğine ve profesörlüğe yoğunlaşacağım.
edit: arkadaşlar başlığı ve yazarı soranlar oldu, ifşa etmek için değil komik geldiği için yazdım bunu. bunları bana değil sözlüğe dolduranlara sormak lazım.
altan erkekli'nin hala ev borcu olması
-
bir tane evinin halen borcunun oldugunu soylemis diger borcsuz evlerinin kac tane oldugunu bilmiyoruz.
emre belözoğlu'nun bebeğinin doğuma itiraz etmesi
-
baskın genlerin baba tarafından geldiğini gösteriyor..
- ne yaptım ya? ne yaptım ben şimdi; tekmeledim mi, sancı mı verdim? sebebi ne şimdi doğumun!? 0_0
+ sizi dışarı alalım lütfen! :)
- iyi de ne yaptım hocam ben!? 0_0
+ itirazlar bir şeyi değiştirmeyecek! şu an doğru dönemdeyiz, lütfen dışarı!
- pff!
...
başbakanın dostoyevski okuması
-
haberde cümleyi biraz kırpmışlar. orjinal cümlenin şu şekilde olduğuna eminim:
"dostoyevski okurdum, baktım anlamıyorum bıraktım, ulan dedim okuyup da nabıcan, çok okuyan arkadaşlar şimdi sefilleri oynuyor. ben de siyasete girdim."