hesabın var mı? giriş yap

  • simdi en son gittigim metallica konserinden sonra kesinlikle tescilledim ben bunu. yabanci bir grubun elemani ne derse desin bizim seyircimiz hep ayni mecbur cevabi veriyor. bir kac ornek 27 temmuz 2008 metallica istanbul konserinden:

    james hetfield: istanbuuuuulll
    seyirci:yeah

    james hetfield:metallicaaaa
    seyirci:yeah

    james hetfield:istanbuuuuulll
    seyirci:yeah

    james hetfield:metallicaaaa
    seyirci:yeah

    james hetfield:how are you doing tonight?
    seyirci:yeah???

    james hetfield:you guys are incredible
    seyirci:yeah???

    james hetfield:i think that's enough for today.
    seyirci:yeah???

    ilerde cakalin biri cikacak:

    -istanbuuuulll....
    -yeah
    -are you responsible for the armenian genocide?
    -yeah!!!

    o zaman sicicaz iste. serefsizim avrupa gazeteleri baslik atar, elli bin turk kendi agziyla itiraf etti diye.

  • iq seviyesi oda derecesi ile yarışacak düzeyde mühendistir.

    aynen kanka, almanya'da mercedes gibi bir dünya devinin ar-ge çalışanı mühendistin; tasarımı italyan, motoru alman, bilmem hangi parçası çin olan yerli ve milli otomobil için geri döndün.

    biz de geri zekalıyız yedik bunu.

    edit : aktroll saldırısına ugramamak icin nickini gizli tutmamı isteyen bir arkadaşın mesajini buraya copy paste yapıyorum.

    --- spoiler ---

    bu arkadaşın xing denilen portaldaki profiline baktım. tuhaf bir kaç bilgi var. hala mercedeste çalışıyor gözüküyor. belki aktualize etmemiş olabilir.
    mercedesteki rolü bölüm müdürü asistanı ki powerpoint ve excel sunumu hazırlama dışında pek teknik derinliği olmayan bir bölüm. tüm mercedes tecrübesi 3-4 yıl olan biri. fatih ve yusuf ile kurduğu firma niocycle togg dan ihale almış.

    bateri teknolojisi çok geniş laboratuvar ve donanım gerektirir. yeni mezun 3 mühendisi katbekat aşar bu iş. togg için umutluydum ama işleri böyle çocuklar yürütüyorsa bu araba yürümez yürüse de yolda kalır.

    en ilginç olan şey de stuttgart bölgesinde bir diyanet camisinin gençlik kolları başkanı ki burdan nasıl bir bağlantısı olduğu anlaşılmakta.
    --- spoiler ---

  • bu yaşta sebze kuyruğuna girdiği için üzgün ve sıkkın olan emekli birine "geber o zaman" diyen türbanlı bacı içeren video.

    her şey sıçıp batırıldığı için kendi parasıyla kendisine şov yapılıyor, aidiyetten gözü kör olmuş olayı eleştirene "geber" diyor. nasıl bir kafa lan bu?

    bir de "sen karşılığını almışsındır bin kere" diyor.
    adam emekli, 50 yıl çalışmış, emekli haliyle sebze kuyruğunda. bu mu lan karşılık?

    (bkz: siyasal islam)

  • bu ülkede gerçekten insan hayatının hiç mi kıymeti yok dedirten olaydır. üç beş kişi mamadan zengin olacak diye şehrin ortasında survivor yaşıyoruz.

  • ejderha motifi türklere muhtemelen çinden gelen bir motiftir. hatta hunlar kendi başkentlerine “ejderha şehri” (lung-c’héng) adını vermişlerdi. “ejderha” motifi halkın arasına karıştıkça zaman zaman “yılan”a dönüşür.
    dilbilimde, halkların kullandıkları dilin kelime dağarcığının yaşadıkları ortama göre şekillendiğinden bahsedilir. eski türkçede “ejderha” ile ilgili birçok kelime ve deyim görebiliyoruz:

    (kırgızca) acıdaar: ejderha, korkunç bir hayvan, timsah.
    (kırgızca) aydakar: ejderha, duyulmamış, görülmemiş bir hayvan
    yel büke: büke; ejderha, yel; cin. (yedi başlı yel büke. yiğitlere de böyle dendiği vakidir. yelbegen kelimesinin kökeni de yel büke’ye dayanır.)
    (kırgızca) bayan, çegir bayan: alıcı kuşların koruyucusu efsanevi bir hayvan
    sırastı: efsanevi bir yılanın adı.

    yedi başlı ejderha motifi de (anadolu masallarındaki yedi başlı devler gibi) çok sözü geçen bir motiftir. dede korkut şöyle der:

    “yedi başlı ejderhaya yetip vardım,
    heybetinden şol gözüm yaşardı.
    hey gözüm, namerd gözüm, muhanned gözüm!
    bir yılandan ne vardı ki korktun, dedim.
    anda dahi erim, beyim diye övünmedim.”

    dede korkut’ta “evren”, gökyüzünde bir varlık gibi görünür. hatta kazan bey, basat’a şöyle der;

    “kara evren koptu tepegöz! arş yüzünde çevirdim, alamadım, basat!
    kara kaplan koptu tepegöz! kara kara dağlara çevirdim alamadım, basat!”

    eski türklerin “yedi başlı evren”i anadolu’da da karşımıza çıkar. (“erenler evreni karaçuk çoban / ademiler evreni deli dumrul – dede korkut)
    göktürkler’de ise “on yedi başlı evren” kutlu sayılır.

    osmanlılarda ise “evren” çoğunlukla büyük bir yılan olarak tanımlanır. uzun yıllar dış kültürlerden ve tesirlerden en az etkilenen toplumlardan olan altay türkleri ise çin ejderhaları yerine kendi efsanevi büyük yılanlarını anlatırlar.

    türk kavimlerinin hemen hepsinin anlatılarında bulunan “atlarla ejderhaların çiftleşmesi” ve “ejder gölleri” çin’de de görülür. bu göllerin en çok tanrı dağlarının çevresinde bulunduğu anlatılır. en iyi cins atlar, bu göllerde ejderlerle atların çiftleşmesinden doğarlarmış.

    hatta hacı bektaş veli ile ilgili şöyle bir anlatı vardır: “hacı bektaş kapısını berkitip içeride evren donunu giyip başını rast kapıdan yana koyup yattı.”

  • cafe'de kredi kartıyla ödeme yaptıktan sonra fişten erkeğin adını soyadını öğrenip, onun facebook hesabından yanındaki kızın adını bulan ve kızı ekleyip "selam ben x cafedeki garson, nasılsın :)" şeklinde bir mesaj atan garsonu gördükten sonra beni etkilemeyendir.
    adamin sinav puani fbi ajani olmayi tutmayinca garson olmuş sanırım.

  • çevremin ne kadar küçük, sokaklarımın ne kadar dar ve bunaltıcı ancak çocuk dünyamın ne kadar geniş olduğunu bana hatırlatmıştır. yaptım, böyle hissettim.