hesabın var mı? giriş yap

  • (bkz: evdeki yabanci) diye bir dizinin jenerik sozleri hala aklimdadir.
    (bkz: tardu flordun) ne sempatikti *

    sisst yabanci! soyle bana sen kimsin?
    benim evimde ne isin var?
    oyle misin? boyle misin?
    annem babama kocam dedim
    sokakta gorsem tanimazdim
    denize dusen yilana sarilir
    ama hic simarma adamim degilsin

    hey kadinim! psikolog musun nesin?
    iyiki bir oda istedim
    herkese kocam bu dedin
    yalanlari sen soyledin
    aleme rezil olan benim
    bu sehrin delikanlisiyim ben
    siyah kusak karateciyim

  • bir adet 10 kuruş. zamanında çok önemli biri "saklarsın" diyerek vermişti, şaka yapıyordu ama ben hala saklıyorum.

  • beyaz eşya üreticileri tarafından bize yıllardır yutturulmaya çalışılan yalandır.

    derler ki: "elde yıkayınca bilmem kaç litre su tüketiyorsunuz, oysa bulaşık makinesi 5 litre su kullanır. tasarruf için bulaşık makinesi almanız lazım"

    o zaman bende diyorum ki; ulan düdük sen makineyi bana bedava mı veriyorsun?

    basit bir hesapla bu beyaz eşya kartellerine bir cevap vermek artık farz oldu.

    - şu anda piyasadaki en ucuz bulaşık makinesi 549 tl. (isim vermek istemiyorum, ama isteyen çelik gibi sağlam bir markanın 2 programlı makine fiyatına bakabilir.)

    - iski'nin su tarifesi metreküp başına 3,27 tl, % 8 kdv ile birlikte 3.53 tl.

    - yani 1 metreküp=1000 litre suyun fiyatı 3.53 tl

    piyasadaki en ucuz bulaşık makinesinin fiyatı olan 549 lira, (549/3,53=) 155 ton su parasına eşit.

    bakın 155 ton su diyorum. yani 155.000 litre.

    elde bulaşık yıkamak için günde 50 litre su bile harcasanız, 155.000 litre su harcamanız (155.000/50=) 3100 gün sürer.

    ki normal bulaşıkta değil 50 litre, 30 litre bile harcanmaz ben fazla fazla söylüyorum.

    3100 gün, 8,5 yıl demek.

    yani siz piyasadaki en ucuz bulaşık makinesi aldığınızda bile, 8,5 yıl boyunca günde 50 litre su ile bulaşık yıkayacağınızda harcayacağınız parayı peşinen ödüyorsunuz.

    50 değil 100 litre harcasan 4-4,5 yıl demek.

    bulaşık makinesinin yaktığı elektriği, deterjan, tuz, parlatıcı bok püsür parasını hesaba katmadım dikkat ederseniz.

    ayrıca 8,5 yıl boyunca çıkacak olası arızalara ödenecek parayı hiç saymıyorum.

    bunun neresi tasarruf sevgili sözlük severler sorarım size?

    tabi burada bulaşık makinesinin rahatlığı konumuzun dışında. bulaşık makinesi tabi ki büyük rahatlık. ama reklamını da buna göre yapın.

    "bulaşık makinesi alın tasarruf edin" diyerek milleti keriz yerine koymayın. haksız mıyım?

    bulaşık makinesi tasarruf için şart olan bir şey değildir.

    alacaksanız rahat etmek için alın tamam ama tasarruf etmeniz mümkün değil.

    edit: başlığın aslı "bulaşık makinesinin tasarruflu olduğu yalanı" idi, moderatör arkadaşlar nesini beğenmemişlerse değiştirmişler. entry'nin girişinin başlıkla uyumsuz olmasının sebebi budur.

    edit 2: otopsicocugu uyardı, x yalanı/gerçeği gibi başlıklar formata aykırıymış. insan her gün yeni birşeyler öğreniyor.

    edit3: eskiden format falan varmış.

  • milletin iliklerine sinmiş 'bişey olmaz abi'ciliğin sonucu gerçekleşmiş cinayet. tepeden tırnağa yani emekçisinden ceosuna bu anlayış sinmişken iktidar sahipleri bu anlayışı daha da körüklemekte, kaderle fıtratla yeni cinayetlere zemin hazırlamaktadırlar.

    işçiden örnek vereyim, adama diyorsun ki kafana baret tak, cevap olarak elindeki küreği alıp kafana geçirebiliyor adam. ya da motorlu testereyle taş düzelten adama koruyucu eldivenini tak diyince küfreder gibi bakıyor adam. niye? çünkü 'bişey olmaz abi' anlayışında. bunlar sırf gıcıklık olsun diye uydurulmuş, baret kafasını sıksın, eldiven elini terletsin diye konulmuş iş güvenliği maddeleri değil mi? hakikaten de birşey olmuyor ama. üç gün olmuyor bir ay olmuyor iki sene olmuyor. adam yıllarca niye kafasını baretle sıksın. ama 3 sene sonra kafası yarılınca ya da parmağı kopunca önce seni suçluyor sonra allah'ın takdiri diyor.

    mimardan örnek vereyim: adam cemaat yurdu yapan cemaatçi bir mimar, denetim yaparken diyorsun ki adama kardeş sen yangın yönetmeliğine göre planlamamışsın burayı ona göre tekrar çiz. adam sana küfreder gibi bakıyor yine. yok ne gerek varmış ekstra külfet geliyormuş vs vs. sanki yine gıcıklığına dedik. sonra adama 'yangın çıkarsa ve bir öğrenci ölürse burada savcının göz altına alacağı ilk kişi sensin' diyince haa deme ya diyip hemen düzeltiyor planı. evet based on a true story bunlar.

    siyasetçisinden örnek vereyim: pamukova tren kazasını hatırlarsınız. işte o kazadan bi üç beş ay önce itü'den bilirkişiler ilgili yerde etüd yapmışlar ve oradaki eski hattın üzerine hızlandırılmış tren konulması durumunda trenin raydan çıkacağını, çünkü kurba, yani dönüş yarıçaplarının hızlandırılmış treni kaldıramayacağını belirtmişler ve bunu kazadan önce bir toplantıda ulaştırma bakanına sunmuşlardır. sonra? sonrasını biliyorsunuz iki tane makinisti attılar içeri.

    tepeden tırnağa sorumsuzluk karakterimiz olmuşken başta belirttiğim gibi bu konuda halkı dönüştürmeye çalışmak bir yana daha da sorumsuzluğu, yandaşlığı, adam kayırmayı teşvik eden siyasi irade birinci derecede sorumludur.

  • ramiz dayının gençliğini canlandıran abimiz oyunculuk konusunda beni büyülemiştir. hiçbir türk dizisinde bir kabadayı karakteri bu kadar iyi oynanmamıştı zannımca. kendisini izledikçe canım ihaleye fesat karıştırmak veya çıkar amaçlı suç örgütü kurmak istiyor.