ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
pazartesi sabahı neşe ile uyanan insan
-
sevgilisinin ismi neşe olabilir.
kaçak elektrik kullanamıyorsak elektriğimizi kesin
-
kes gitsin amk. biz ödemesek haciz yollarsınız peşimizden kimseye saldırmıyoruz diye.
hızlı okuma
-
"hızlı okuma kurslarına gittim ve savaş ve barışı yirmi dakikada okudum, galiba rusyadan bahsediyor." -woody allen
12 baronun tsk operasyonuna karşı bildirisi
sınavlarda alınmış komik notlar
-
boş kağıt vererek 100 almak...
evet, yanlış duymadınız.
ahmet cemal'in "basında yaratıcı yazarlık" dersinin sınavında başıma gelmiş, tüm akademik yaşamımda beni en çok etkileyen olaydır.
yoklama almayan bu hocamızın dersine her hafta 08.30'da gitmiş, not tutmuş ve konuşmuştum.
sınav başladığında gelip kulağıma eğilerek "sizin yazmanıza gerek yok. ne yazabileceğinizi biliyorum." diyerek kağıdımı alıp, sınavdan yollamıştır.
her zaman saygı ve sevgi ile anacağım efsane bir entelektüeldir ahmet cemal.
şimdi bile gözlerim doldu.
planet earth
-
gerçekten eşşiz belgesel, bu kadar sıradışı görüntüyü bu kadar kaliteli ve sanatkarane şekilde kaydedebilmek için harcanmış emek toplamını hayal dahi edemiyorum. belgesel konu olarak "dünya"yı işleme iddiasını yerine getiriyor, ismini adını hak ediyor. güney kutbunda -70 derecede penguen sürüsü fırtınada biribirine yanaşmış 4 aylık gecenin bitmesini beklerken, görüntü değişiyor ve kuzey kutbunda bir kutup ayısının aylar sonra karı buzu kırıp metrelerce derindeki ininden kafasını ilk defa çıkarma anını (bekleyip yakalamış adamlar) onu gösteriyor. doğada toplamda kırk tane kalmış kar leoparının dehşet güzelliğinin ardından 3 milyon kutup geyiğinden oluşan tek sürüye geçiyor.
güney afrikadaki canavar köpek balığının fok avlama sahneleri için bile dvdsini ele geçirmek lazım.
baba esprileri
-
-baba para lazım kızla buluşcam
-hahahahahaha iyi güldürdün dur fazladan para vericem.
harbi harbi kahkaha atmıştı ya ne içime oturmuştu o gün. canım babam.
saati 200 tl olan psikolog
-
daha pahalı bir saat alabilirdi bence.
öğretmen öğrenci diyalogları
-
dersane ortamı. deneme sınavı yapılacaktır, hoca soru kitaplarını vs. dağıtır:
- arkadaşlar bu kitaplara da adınızı yazın.
sınıftakilerden biri olanca yavşaklığıyla sorar:
- hocam babamızın adını da yazalım mı? ehi ehi.
hoca biraz durakladıktan sonra:
- biliyosan yaz!
kraliyet düğünü için ne dediler
-
- masrafa ortak olayım dedim, elimi cebime attırmadılar. allah damattan razı olsun.
kate middleton'ın babası
git sen de ona vur diye gaz veren ebeveyn
-
(pazartesi)
- anneeeaaa alikerem benim oyunumu aldi serviste, geri isteyince de vurduuu
- oglum, yarin guzelce iste, baskasinin malini almak hirsizliktir diye anlat, isterse paylasacagini da soyle, eminim geri verir.
(sali)
- aneeaaaa alikereme soyledim, paylasirim da dedim, bu sefer tekme atti
- oglucum, sen uzulme, eminim alikerem'le ortada bir yol bulursunuz, anlasirsiniz, oyunu aldin mi?
- alamadim, kafani servis kapisina takar suruklene suruklene okula kadar gidersin dedi (ne manyak cocukmus lan bu da, alt tarafi 8 yasinda).
- tamam, kendi aranizda cozemiyorsaniz servis ablasindan yardim isteyin o zaman.
(carsamba)
- anneeeaaa alikerem kolumu isirdi, gozume de yumruk atti, oyunu da alamadim. bi daha istersem tenefuste beni lise binasinin bahcesine goturup dovecekmis, oyle dedi.
- yarin git sen de ona vur o zaman
(persembe)
- anne, oyunumu aldim.
- hmm... iyi oglum. (irdelemiycem, allahim naaptim ben?)
(persembe saat 19:30, telefon calar)
- aloo, ben alikerem'in annesi bilmemne, oglunuz alikerem'i dovmus. (ahanda!)
- allah allah, cok ilginc. ne olmus, neden kavga etmisler?
- bilmiyorum valla, anlatmadi alikerem.
- bi sorun bakalim.
(on dakika sonra)
- alo, sizin oglan durup dururken vurmus, servise biner binmez yumruk atmis.
- hanfendi, ben aralarinda halletsinler diye uc gundur ugrasiyorum (olayi bildigim kadariyla anlatirim), oglunuzla uzlasmasmaya calistigina eminim oglumun, ama sonunda boyle halletmisler iste.
- nesi hallolmus? kaba kuvvetle mi hallolurmus. ne bicim annesiniz siz, ne bicim cocuk yetistiriyorsunuz? mudure sikayet edecegim oglunuzu.
- buyrun edin. bu arada, alikerem kac yasindaydi pardon?
- 8
- benimki 6 oldu, cuma gunu. (ne diyorum ben? bu ben olamam? ama nasi da dovmus kendinden buyuk cocugu) iyi aksamlar (nezaketin batsin zkurmus, kari suratina kapadi telefonu)
(cuma)
- anneee mudurun odasina gittim yine
- (bilmezden gel zkurmus, sakin ol) aaa neden?
- bilmiyorum ki, birinin koltugunu tekmelemisim galiba serviste
- hmm, alikerem'e vurdun diye olmasin?
- yok ya, vurmadim bile, oyunumu ver yoksa seni bayiltana kadar doverim dedim, odu koptu.
- aaa baak koca bir karga gecti disarda. (naaptim ben, naaptim?)
eşyadan öğrenilen hayat gerçeği
-
sürahiyle vazoyu ayıran tek şey kulptur.
demek insanlara tutabilecekleri bir kulbunu sunmazsan, çok çok içine bir çiçek koyup masanın üzerinde öylece bırakır seni rahatsız etmezler. ama tutunmaları için kulpların kolların olursa, bugün suydu, yarın meyve suyuydu seni doldurur taşırır, mutfakla yemek masası arasında dolaştırırken elbet bir gün de yere düşürüp kırarlar..
hastasıyım düz mantığın.