hesabın var mı? giriş yap

  • zamanında ronaldinho ile, messi ile muhatap olmuş, şampiyonlar ligi'ni filan kazanmış olan kendisini sivas'ta kavga ayırırken izleyeceğimi söyleseler "umut sarıkaya yazısı mı lan bu?" derdim. değilmiş.

  • türkiye sınırlarında olmadığını unutup, farkında olmadan seccadenin üzerine basana saldırabileceğini sanan şovmenin dramı.

    siyasal islam her yerde işlemiyor sayın gurbetçi (!)

  • bariz ironi amaçlı açılmış başlığı ciddiye alıp cevap yazan mı dersiniz, ironidir umarım diyen mi dersiniz, şu sözlüğe girişte bir iq testi şart artık.

    edit: herkes aynı dertten muzdaripmiş anlaşılan, gece yazmıştım şunu 666 fav almış an itibariyle. yönetimde okuyordur umarim :)
    666 bu arada, tırstım.

  • sokağa çıkma kısıtlamalarının tümüyle kalktığı bir dönemde getirilmiş enteresan yasak. cumhurbaşkanının gerekçe olacak, “kimsenin kimseyi rahatsız etmeye hakkı yok'” demesiyse daha da enteresan. kısacası gece hayatı sizlere ömür.

  • öncelikle god of war ve elden ring platinlemiş birisiyim, genel olarak oyunlarla aram iyidir yani.
    oyunu yaklaşık 30-35 saat oynadım.
    şunu net söyleyebilirim ki muazzam ötesi bir oyun. ben açık dünya tasarımı konusunda botw'ı en üste koyardım, elden ring geldiği zaman tahta birlikte oturmuşlardı. ama totk açık ara farkla bu açık dünya tahtına oturdu. inanılmaz bir keşif hissi, muazzam dolu ve katmanlı bir dünya var. ya 200 metre ilerdeki noktaya saatlerce gidemedim. her gitmeye çalıştığımda farklı bir şey görüp yolumu değiştirdim. dopdolu. mükemmele yakın bir dünya var. yer altı u ayrı güzel, yeryüzü ayrı güzel, gökyüzü ayrı güzel. hepsinin keşif hissi bambaşka, hepsi apayrı hissiyatlar veriyor. ufak bi mekanikler hakkında konuşayım ve yeni başlayacaklara minik tavsiyeler vereyim;
    -paraglide alana kadar sağa sola hiç gitmeyin, ana hikayeden devam edin.
    -haritadaki her bir nokta için kendinize spesifik bir işaret belirleyin, ve gördüğünüz yerde o işareti pinleyin (mesela ben shrinelara diamond, kulelere yıldız, önemli insanlara insan işareti koyuyorum) bunu oyunun başından itibaren yapın.
    - tavsiyem, kalpten önce başta 2-3 kez stamina geliştirmeniz, keşif için lazım oluyor.
    -shrinelar: bence bariz daha zor shrinelar. yeni mekanikleri iyice anlamanız gerekiyor.
    -düşmanlar: çok güçlüler. genelde tek vuruşta 4-5 can rahat alıyorlar. red-blue-black-silver diye gidiyor zorluk dereceleri. en uyduruk red bile 3 civarı vurabiliyor.
    -ultrahand: dünyadaki itemleri birbirine yapıştırma özelliği. zonai device katalogunuz gelişmeden çok fazla uğraşmayın bunla açık dünyada. ben tahta tekerlerle araba yapıp pervaneyle ilerleyecem diye çok uğraştım başlarda, zaman kaybı oluyor. direksiyon zonai aygıtı olmadan taşıt yapmak mantıklı değil.
    -fuse: silahlara item ekleme özelliği. oyunun başlarında bu çok uyduruk görünüyor, sadece bir silaha başka bir silah ekliyosun gibi görünüyor. ama oyunda ilerledikçe düşen canavar parçalarını efektif bir şekilde kullanarak acayip güçlü silahlar yapabiliyorsunuz. full atak, elemental atak vs çok çeşitlenebiliyor. ama fuse'un yıldızı asıl yay-ok kullanımında parlıyor. bir mantar ekleyerek smokebomb yapıyorsunuz, bi mantar ile düşmanları birbirine düşürüyorsunuz, bir göz ile hareketli uçan yaratıkları öldürüyorsunuz, fire fruit ile buzlu yaratıklara tek atıyorsunuz. bomba ekliyorsunuz, sniper gibi kullanmak için kanat takıyorsunuz vs vs yani inanılmaz bir çeşitlilik var. özellikle blue bokoblinden daha güçlü yaratıkları yenmek için fuse'u iyi kullanmak gerekiyor.
    -ascend: keşiflerde büyük kolaylık sağlıyor. yeraltına indiğinizde çıkmayı kolaylaştırıyor, a noktasından b noktasına gitmek için harcayacağınız eforu azaltıyor.
    -rewind: bir eşya için zamanı geriye alma özelliği. ben henüz haritaya düşen taşlar ve shrinelar dışında kullanmadım. bi ara bunun yaratıcı kullanımını deneyeceğim.

    oyun beklentilerimi aştı. ben botw'ın bir miktar iyisini bekliyordum, çok fazla geliştirmişler. sorusu olan arkadaşlar özelden ulaşabilir.

  • guinness biralarının guinness rekorlar kitabı'nı çıkarmaya başlaması nasıl bir tarihsel gelişimin ürünüdür? anlatılan o ki, guinness şirketinin başkanı bir av partisi esnasında bizzat kendi arkadaşlarıyla "en hızlı av kuşu hangisidir?" konulu bir polemiğe girer. incelikli bir insan olduğundan sonra da şöyle der kendi kendine: "kimbilir benim memleketimin publarında sırf bu bilinemeyen rekorlar yüzünden ne kavgalar çıkmakta, kaç adam guinness biralarını içip içip ardından 'en iyi avcı benim, en büyük ev benim evim, en çok kadınla ben yattım' gibi konularda birbirlerini yemekte, büyük maddi ve manevi tahribata sebebiyet vermektedirler.. dünya barışı adına bu gidişe ben bir son vermeliyim".
    bu motivasyonla ufak bir broşür halinde ve guinness biraları sponsorluğunda 1950'lerde basılır ilk guinness rekorlar kitabı. gittikçe kendini aşar, guinness biralarından daha ünlü olur, bugünkü haline gelir. tahminim odur ki bu kitaba girmek isteyenlerin kendilerine verdikleri maddi ve manevi zarar, irlanda publarında birkaç sarhoş adamın çıkardığı tartışmanın verdiği ziyanın yanında hiçbir şey değildir.
    ben aslında son cümleyi sizi denemek için yazdım. yakalayabildiniz mi acaba içindeki anlam hatasını.. ilk yakalayan marie antoinette oldu, kendisini tebrik ediyorum içtenlikle.

  • ülkücü ya da solcu olması çok da önemli değil. asıl öne çıkması gereken vatanı için canını feda etmesidir.

    şehittir. mekanı cennet olsun.