hesabın var mı? giriş yap

  • "erkeğin kavgada sevgilisine attığı mesaj, içinden gelenlerdir. ama kızın attğı mesaj, 4-5 kişilik arkadaş grubunun içinden gelendir."

  • tanımadığı zenciden aldığı hapı ağzına atan genconun yaşadığı kafaları anlatan üçlemenin ilk filmi.

  • jon snow ile ortak bir noktamızın olduğu dizi.

    ikimiz de hiçbir şey bilmiyoruz amk. ulan bu diziyi ben de izliyorum insanlar bu kadar çıkarımı nasıl yapıyor? hadi jon snow rol icabı hiçbir şey bilmiyor. ben niye bilmiyorum? sebebi neydi ki?

  • bir arkadasin evinde kaldiktan sonra: (b: ben a: arkadas)

    b: olm kalk lan hadi
    a: ne? ha? olm tam zamaninda uyandirdin aq. ne guzel ruya goruyodum
    b: vay çakal, anlat bakim
    a: olm ayhan isik, sadri alisik, bi de ben iciyoduk meyhanede. yan masadaki adamin biri ariza cikardi. siseleri kirdi, masayi devirdi falan, uzerine yuruyo ayhan'in. tam o anda uyandirdin olm, <buraya dikkat> "kavgadan kacti dicekler simdi olm yaa"

    hepten kopuş

  • aktif basketbol yaşantıları sonrası şucu olmuş, bucu olmuş tartışmalarını bir kenara bırakırsak, bir sporsever olarak basketbol izlerken ağzımda maksimum tat bırakmış iki çok iyi oyuncudur.

    yıllar önce parkede yaptıklarını bugün internette izlerken, gençliğimin en güzel spor hatıralarını hala zihnimde canlandıran ve aynı hazzı yaşatan, oyuncu bazında türk basketbolunun açık ara zirvesinde yer alan iki efsanedir.

    cristiano ronaldo - lionel messi'de olduğu gibi, karşılaştırma yapmak yerine ikisinden de ayrı seyir zevki alınmıştır, alınmalıdır.

    ikisinin dünya basketboluna, kendi takım taraftarlarına, özellikle de türk basketbolseverlere yaşattıkları ömür boyu unutulmaz.

  • aklın hicbir denetlemesi olmadan, hiçbir töre, ahlâk ve estetik baskısı altında kalmadan hatta bazı bazı sanatçının yaratıcı gücüne bile meydan vermeksizin, insandaki ic benin, kendi varlıgının yorumu olan ve şahsi fikrime gore en oz manasında sanat eserlerinin cıkmasına meydan veren sanat anlayışı, akım.

  • babamın anneme verdiği hediyedir.

    annem sürpriz yumurta delisi bir kadın. özellikle araba falan çıkınca çok seviniyor ve yapıp ounamaya başlıyor. hevesi geçince de bir süre oraya buraya koyup teşhir ediyor.
    babam evlilik yıldönümlerinde anneme sürpriz yumurta aldı. üzerindeki jelatini usulca açtı, yumurtayı zedelemeden ayırdı kutusunun içindeki oyuncağı çıkartıp içine birbirine sarılmış dişi erkek kolye koydu.
    akşam yemeğinde anneme bir çiçek ve sürpriz yumurtayı verdi*
    annem önce yumurtayı her zaman yaptığı gibi salladı, oyuncak araba mıydı acaba? telaşla içini açtı, (bir yandan da çikolatasını yiyyor) sürprizi görünce:

    - aaaaayyyy kemaaaaaalll!!! *

    edit: babam vefat etti dostlar.
    annem o hediyeyi aldığı günden beri boynundan hiç çıkartmadı.
    bu entry'i 5 yıl önce yazmışım. hay allah... hay allah...

  • reis sarayda kahvaltı yapmaktadır, först leydimiz ise esra erol izlemektedir, reis ise ntv spor'da mehmet demirkol'u izlemek ister. hanımı kıramaz, bir şey demez, sonra sülo'yu çağırır der ki "şu evlilik programlarını kaldırın"

    olay bundan ibarettir.

  • bu adamlar öyle büyük oyuncu ki, aynı olay iki kez başıma geldi. evde olduğum halde "geldik bulamadık" dediler. bunlardan birisinde dayanamadım, bastım şubeyi. ne zaman geldin? kaçta geldin? hanginiz geldi? hangi binaya geldiniz? vs gibi soruları sormaya başlayınca çuvalladılar ve itiraf ettiler yetiştiremediklerini. şikayet de ediyoruz ama değişen bir şey yok.

    (bkz: en nefret edilen markalar)

  • daha farklı şartlar altında suratına bakmayacağınız birine, sırf el altında diye razı olmayın.
    ona da yazık, haddini unutur. sizi buluyorsa daha kimleri kimleri bulacak sanır.
    size de yazık, hududunuz daralır. bir kez eyvallah diyince alışkanlık yapar, hep idare ederle, eh işte ile yetinirsiniz.