hesabın var mı? giriş yap

  • sosyal medyayı kullanan ilk cumhurbaşkanı olduğu söyleyen abdullah gül'e twitter üzereinden şunları söylemiştir;
    "sayin @cbabdullahgul hicbir zaman tarafsiz olmadiniz.
    sadece (mış) gibi yaptiniz. sadece tasdik makamiydiniz.
    sivil hayatinizda basarilar."

  • sevgili dostum manipülasyon yani tam çevirisi "yönlendirme" aslında kandırmanın ve dolandırmanın modern versiyonudur.

    manipülasyonu bildiğimiz kandırmadan ayıran husus çok daha zor anlaşılması ve belli psikolojik numaralar kullanarak kötü amacına bilimi de alet etmesidir.

    şimdi pek çok alanda seni kandırmak isteyenlerin üzerinde kullanabileceği manipülasyon numaralarından bir kaç tanesini sana fark ettirmek istiyorum çünkü farkına vardığın kandırma girişimlerinin üstünde etkisi olmaz.

    1) kafa sallama : 1980 senesinde yapılan psikolojik bir çalışmada kafa sallama hareketinin seni olumlu düşünmeye sevk edeceği ve söylenenleri daha fazla kabul etmeni sağlayabileceği ortaya çıktı. yani biri sana bir şeyler anlatırken kafanı emme basma tulumba gibi sallarsan o anlatılanlara daha kolay ikna oluyorsun.

    peki bunu nasıl kullanıyorlar. seni kandırmak isteyen dolandırıcı, yalanları sana sıralarken bir yandan da kendi kafasını aşağı yukarı sallamaya başlıyor.insanlar genel olarak konuşma esnasında belli bir aşamadan sonra karşılarındaki insanın beden dilini taklit etmeye başladığı için sen de fark etmeden kafanı sallamaya başlıyorsun.

    kafanı salladıkça da karşındaki hokkabazın sıktığı palavralar sana daha mantıklı gelmeye başlıyor. bu sebeple sevgili dostum birileri sana bir şeyler anlatırken kafana hakim ol. bazen bunu teknik olarak kullananlar da olur.

    örneğin birini dinlerken söyledikleri sana saçma sapan gelse bile kafanı sallayarak empati üretmeye çalışırsın. yani konuşanın gözüne girmeye kalkarsın. dikkat et, sen karşındakinin gözüne girmeye çalışırken onun palavraları da sana giderek daha akılcı gelmeye başlar.

    2) taklit etme : şimdi buna aynalama da denir. insanlar karşılarındaki kişinin beden dili ve konuşma şekli kendilerine benzedikçe onu daha samimi bulurlar. yani diyelim ki sen konuşurken bacak bacak üstüne atıyorsun ve hafif bir ses tonuyla konuşuyorsun. eğer karşındaki de seninle aynı şekilde bacak bacak üstüne atıp seninle aynı ses tonunda konuşmaya başlarsa ister istemez bilinç altı olarak ondan etkilenmeye ve kendine yakın bulmaya başlarsın. bu doğal olarak birbirleriyle çok kafa dengi ve hemen uyum sağlamış insanlarda gözükür.

    ama sahtekarlar bunu bir teknik olarak uygularlar.

    yani bilinçli olarak seni dinlerken veya sana bir şeyler anlatırken bedenlerinin duruşunu sana uydurur,ellerini kollarını senin gibi sallar, ses tonunu hatta kullandığın kelimeleri bile maymun gibi taklit ederler. eğer bunu usta işi yapıyorlarsa farkına bile varmadan sahtekara karşı sempati duymaya başlar ve söylediklerine inanmaya eğilim gösterirsin.

    not: bu tekniği iyi amaçlarla koçluk veya eğitmenlik gibi alanlarda iletişimi yükseltmek için kullanmakta mümkündür.

    3) yorgun düşürme: yorgun insanın zihin direnci düşer. bu yüzden seni kandırmak isteyenler önce seni bir güzel yormaya çalışırlar. sana saatlerce satacağı ürünleri anlatıp yoran satışçı veya on tane ev gösterip esas satmak istediği evi on birinci sıraya koyan emlakçı da benzer tekniği kullanır.

    ne kadar yorulur ve zihnin ne kadar zorlanırsa ikna girişimlerine karşı direncin de o kadar düşer.

    bu sebeple bir şeyler satın almaya veya ikna edilmene çalışılacağını bildiğin bir toplantıya hiç bir zaman uykusuz ve yorgun şekilde gitme çünkü zihnin ve bedenin yorgunsa normalde yüz kere hayır diyeceğin şeye evet dersin.

    tabi bunun en etkili yöntemi hem yormak hem de alkol içirmektir. bu sebeple bir yandan içki içilen danslı,çalgılı ve oynamalı her tür eğlence ortamı kandırma ve kazıklama için uygun alanlardır.

    4) isim kullanma : insanlar kendilerini çok sever, senin için dünyanın en güzel ismi de bu yüzden genelde kendi ismindir. birisi sana sürekli isminle hitap ederse bu hoşuna gider hele hele aslında ismini hatırlamayacağını düşündüğün birisi sana isminle hitap ederse yelkenlerin hemen suya iniverir. bu tip şeylerin planlı olabileceğini aklından çıkarma ve biri sırf senin ismini doğru hatırladı falan diye hemen kendini koyverme.

    5) hepimiz kendi laflarımızın ve kullandığımız kelimelerin özel olduğunu düşünürüz. birisi bize kendi sözlerimizi geri tekrarladığı zaman da bu çok hoşumuza gider. işte bu yüzden sahtekarlar da bunu güzel kullanır.

    örneğin ev almak için gittiğin emlakçı da şunu dedin

    "biz aile olarak memleketimizden getirdiğimiz değerlerimize çok bağlıyız bu sebeple satın alacağımız evin semti ve komşular bizim için çok önemlidir"

    emlakçı da sana şöyle cevap verdi. "sizin ve değerli ailenizin memleketinizden getirdiği değerlere bağlı olmanızı çok iyi anlıyorum ve bu sebeple size göstereceğim evin semtinin ve komşuların tam istediğiniz gibi olduğunu düşünüyorum"

    işte bu şekilde ettiğin her laf sana geri olarak servis edilir. bu yapıldığı zaman da sen karşındakinin çok açık,net ve dürüst konuştuğunu sanırsın. dikkat et ve aklını kullan.

    evet değerli dostum,seni manipüle etmek yani kandırmak için kullanılan psikolojik numaralardan 5 tanesini paylaştım.

    inşallah sonraki yazımda 5 tane daha paylaşmayı düşünüyorum.

    unutma her tür manipülasyon ve kandırma girişiminden korunmanın yolu allahın sana verdiği aklı doğru kullanmak ve duygularının gazına hemen gelmemektir.

  • press yapacağız sahada diri görüneceğiz pozisyonlara gireceğiz ama golü atamayacağız. atletico madrid duran top organizasyonuyla golü atacak atletico'nun 1-0 lık üstünlüğüyle ilk yarı sona erecek. 2. yarı baskıyı iyice arttıracağız burak'ın topu direkten dönecek akıl almaz goller kaçırcak. kaçırdığı goller sonunda sürekli burak'ın 2 eli kafasında objektiflere yansıyacak. 70. dakika civarında kontra ataktan gol yiyeceğiz durum 2-0 olacak. galatasaray yenilgiyi kabullenmiş vaziyette top çevirecek atletico geriye yaslanacak. atletico madrid kalecisi aut atışını kullanırken ağır hareket ediyor diye burak gidip artistliğine dışarı çıkan topu alıp getirip aut noktasına koyacak biran önce gol atmak istiyor gibi. son dakikalarda 1 gol daha yiyip 3-0 mağlubiyetle maçı bitiricez. maç sonu röportajında hamza hoca girdiğimiz pozisyonları değerlendirseydik bla bla bişiler geveleyecek. geçmiş olsun.

  • aslında krallık hakkı abisindeyken, sekizinci edward'ın daha önce boşanma yaşamış olan wallis simpson ile evlenmeye kalkmasından sonra katolik kilisesi boşanmayı tanımadığı için sekizinci edward görevinden istifa etmek zorunda kalmış ve altıncı george istemeyerek de olsa kral olmak zorunda kalmıştır.

    oldukça sinirli biri kişiliğe sahip olan altıncı george aynı zamanda kekemedir. bu yüzden kral olma görevini sevinçle karşılamamıştır. eşinin pozitif kişiliği görev süresince kendisine büyük fayda sağlamıştır. çok sigara içtiği için erken yaşta kanserden ölmüş, böylece elizabeth çok erken yaşta kraliçe olmuştur. (bkz: queen elizabeth ii)

    altıncı george tahta ölünceye kadar 16 yıl geçirmiştir. ikinci dünya savaşı'nda ingiltere'nin başında olan kral, evler ısınmıyor diye buckingham palace'ta ısıtıcıları açtırmayarak halkın gönlünü kazanmıştır. savaş sırasında diplomatik açıdan winston churchill ile en iyi ilişkileri kurmayı başaran da kendisi olmuştur.

  • liseden bi kız arkadaşım var, yıllardır duruyor arkadaş listemde ama tek bir kelam etmedik. bugün bi baktım şort atlet bi fotoğrafını koymuş oraya, kucağında da çocuğu. lan dedim amma bozulmuş ya kız, erkek gibi olmuş amk. yüzünü hatırlayamadım zaten, sonra biraz daha dikkat ettim, kocasıymış lan resimdeki. nerden bulduysa o karı suratlı herifi.

  • sıfırdı bir ara, sonrasında evlendim. mutlu olacağıma inancim yüzde yüzdü, boşandım. yani pek takılmamak lazım, sevgiler.

  • öğrencinin ne yaptığını anlayamamış olmalarından kaynaklı olabilir. seviye üstü demişler reddetme sebebine. tamam da, kimin seviyesinin üstü?

    sizin mi, çocuğun mu?

  • orta okul yıllarımdan kalma bir anımdır. zoraki minibüse binilmiştir. şoföre yakın ayakta gitmekteyim. para uzattım, olaylar gelişti.

    şoför- tamam kalsın, sen verme.
    pomolilik- niye abi?
    ş- karıştırma işte sen verme tamam.
    p- iyi öyle olsun.
    ş- sen ahmet'in yeğeni değil misin?
    p- hayır.

    bütün minibüs bize gülüyor.

    p- ee, para veriyim mi şimdi?
    ş- yok, hadi sen de verme.
    p- sağ ol abi.

  • bir seyden uzaklasmak icin baska bir seye yakinlasmak gerekir. mesela dinden uzaklasan etige ya da bilime yakinlasabilir. bizim ulkemiz dinden uzaklasiyorsa da dogru bir yere yakinlasmiyor.