hesabın var mı? giriş yap

  • az önce böyle bir şey gördüm. vatansever chp seçmeni önünde televizyonda vs. vs.

    kılıçdaroğlu yetkli bir makamda değil. göçmen ve sığınmacı politikasından memnun değilsen hükümetten birilerini çağırırsın. erdoğan daha dün dedi, biz ensar terbiyesiyle büyüdük, sığınmacıları göndermeyeceğiz diye.

    sonuç olarak komik, anlamsız bir çağrıdır. kılıçdaroğlu'nun alakadar olacağını sanmam.

    ekleme: ümit özdağ'ın çağrısı

    kılıçdaroğlu'nun cevabı

  • yazıcısı olduğum inşaat takım odasındaki bilgisayarın mouseunun bozuk olması, değiştirilmesi için bölük komutanına defalarca hatırlatmam, kaynak yok diye sürekli ertelenmesi, sonunda cinnet geçirip kendi cebimden mouse almaya karar vermem ( bilgisayar kullanırken cidden kafa bozuyor o bozuk mouse) takım komutanının " uygun olmaz " diyerek teklifimi reddetmesi.
    inşallah bu yazıyı yazarken sorun çıkm

  • osman hamdi bey tarafından yapılmış cesur tablo.
    görsel
    metaforlarla dolu olduğu aşikar. verdiği mesaj kimi yorumlarla yumuşatılmaya ve çarpıtılmaya çalışılsa da bana göre çok açık.

    tabloda bir kadın var, üstelik hamile. duruşu kendinden emin, adeta bir kraliçe veya tanrıça. yerde kutsal sayılan çeşitli kitapların parçaları, üstüne oturduğu şey de kutsal ve bel hizasından aşağı tutulmasına tahammül edilemeyen kitabın konduğu rahle. kadın bir camide ve tam arkasında mihrap var. mihraba arkasını dönmüş bir kadın. yaratıcıya tapmayı reddediyor. çünkü biliyor, asıl yaratma gücü kendisinde. bu bilince vardığı için duruşu da tanrıça gibi. verdiği duygu kimilerinin hoşuna kimilerinin zoruna gitse de bence çok açık.
    bir diğer yandan kadının ressamın gözünde ne denli önemli bir yere konmak istendiğini görüyoruz. bahsedilen kutsal kendisinin sözünü erkeğin sözünün yarısı kadar değerli görürken kadın asıl kutsal benim diyor osman hamdi'nin renklerinde. ona göre kadın tüm kutsallardan üstün. kendisinin veya başkalarının kutsalları kadının hep altında kalmalı.

    tablonun asıl adı tekvin yani yaratılış. tablodaki kadının kim olduğuysa bilinmiyor. kızı olabileceğine dair şüpheler olsa da kızının hamilelik tarihleri ve tablonun yapıldığı tarih aralığı birbiriyle eşleşmiyor. kimilerine göre eşinin gençlik hali, kimilerine göre evdeki hizmetçi kız resmedilen. ayrıca tabloyu osman hamdi bey'in daha önce kendisinden resim dersi almış olduğu fransız ressam jean-léon gérôme'un tanagra isimli heykelinden esinlenerek yaptığı düşünülüyor.
    tanagra
    edit: imla

  • ilk çalismaya basladigim hukuk burosunda bunu talep ettigim zaman office manager denilen dallama yuzume karsi gulmustu, iste o ucrettir bu. ben de kendisine halihazirda elalemin hakkini savunan biri olarak (bkz: avukat) hakkimi yedirmeyecegimi, nasilsa bir sekilde alacagimi, o sebeple guzellikle bordroya yansitilmasinin daha dogru olacagini soyledim. tebessum etti. ben de tebessum ettim.

    baktim ay sonunda parayi alamadik, sonra hangi gun fazla mesaiye kalsam, ki 20 ay calistiysam, bugun yuzde 80'inde kaldim ben o mesaiye, o gun icin bir kitap (kaldigim saate bagli olarak bazen iki, kitabina bagli olarak bazen uc gunluk mesaiye 1 kitap) aldim ofisten. 20 ayin sonunda ayrildigimda 200'den fazla kitabi barindiran hayvani bir hukuk kutuphanesine sahiptim. hatta ofiste ilgimi ceken fazla kitap kalmayinca siparis ettirip, gelen kitaplari eve goturuyordum.

    isin ilginci ben bunu yaparken bir kisi de "aga sen napiyon? nerde lan bu kitaplar?" demedi. kutuphaneye bakan bir tek ben vardim sanirim.

    neyse, velhasil bu calisanin hakki olan bir ucrettir. ya efendi gibi verilir, ya da zorla alinir. zorla alinmasi kanunlara aykiri, adalete uygundur. boyledir.

  • kaydolurken * nickini öylesine vermiştim daha sonra değiştiririm diye. bilmiyordum. yapıştı kaldı. pişmanım.

    bu nick hiç bir başlık entry ve nick uyumuna giremiyor diye geceleri yorganın altında ağladığım oluyor.

    eksiyi ilk keşfettiğimde 2004 falandı o zaman hiç yazar olmak aklıma gelmemişti. biraz salaklık varmış gençliğimde.

    olay butonu ilk yandığında sözlükte bir kavga falan çıktı ona adam çağırıyorlar sanmıştım.

  • adamlar resmen 1984 romanını uyarlamaya çalışıyor.
    sanki hiç var olmamış gibi tarihten silmeye çalışıyorlar bazı kişi ve olayları.

    hakan şükür, evet fetöcüdür fakat türkiye'nin gelmiş geçmiş en büyük golcüsüdür.
    bu tarihe yazılmıştır ve biz bir romanda yaşamıyoruz. bazıları kudursa da bu gerçek değişemez.

    ben karşıyakalıyım, tribünlerle biraz içli dışlı olanlar bilir aramız iyi değildir galatasaray ile. ben şahsi olarak da daha bi' sevmem galatasarayı, fakat bu da hakan şükür'ün çok büyük bir golcü olduğunu değiştirmez.

    - hakan şükür bir türk takımının uefa kupası almasının en büyük aktörlerinden biridir. uefa kupası kazandığı sene avrupa kupalarında en çok gol atan futbolcudur.

    - hakan şükür bir adet fifa gümüş ayakkabı ve bir adet fifa bronz ayakkabı ödülü almıştır.

    - hakan şükür iffhs dünya gol kralı ödülü ve dünyanın en iyi golcüsü ödülü almıştır.

    - hakan şükür dünyada en çok gol atan türk futbolcudur.

    - hakan şükür türk liglerinde en çok gol atan futbolcudur.

    - hakan şükür şampiyonlar liginde en fazla gol atan türk futbolcudur.

    - hakan şükür türk milli takımında en fazla gol atan ve en fazla forma giyen futbolcudur.

    - ve evet bir dönem akp millet vekili ve trt yorumcusu da olan hakan şükür 11. saniyede attığı gol ile dünya kupaları tarihinde en hızlı gol atan futbolcudur.

    aynı ekranlarda sayın öcalan demek serbest, sözde değil özde teröristbaşı öcalan'ın kardeşini çıkarmak serbest. hakan şükür denilince auvvv.

  • "ankara'da olduğun sürece artık ankara'da ben de varım" cümlesinin apaçık bir tehdit olduğunu idrak edemeyenlerin beğenmediği rezalettir.