hesabın var mı? giriş yap

  • bi kere de şu teklif biz erkeklere yapılsın ya.

    edit: başlık sahibi bir kaç örnekleme yapmış ve buna göre vereceğimiz cevapları merak etmiş. 500 bin dolara yapabileceklerimi anlatsam uykularınız kaçar.

    edit2: hemcinslerimden g.t verir misin gibi çok naif çok kibar sorular alıyorum, belli ki gelmeye de devam edecek. bu soruyu sizin güzel hatrınıza 2 bin dolar karşılığında cevaplarım.

  • 78'de nasıl ne zaman ve 80'de nereden nereye adlı iki long play yapıp türkiye'de arabeskin ciddi ciddi hakim olduğu dönemlerde tozu dumana katmış büyük rock grubu. hardal, batı normlarında rock soundu çıkartmıştır tam manasıyla. bunalımlar, üç hürel, moğollar, barış manço, cem karaca mühim gibi müzisyenler/gruplar daha ziyade anadolu ezgileriyle müzik yaparken hardal çıkmış baba baba grup sounduyla batılı bir rock inşa etmiştir. erkin koray'ın da bir dönem yol dostu olan bu mühim grup bu manada ilktir! bunalımlar'ın hardal'dan 10 sene önce hard rock şarkılar yaptığı doğrudur lakin bu tam manasıyla garage rockın etkileridir. ve bunalımların da o dönem anlaşılamaması ortaya çıkan kuvvetli soundun yansımasıdır adeta. çünkü 70'lerde bunalım elemanları yeri geldiğinde soyunmuş yeri geldiğinde de gitar falan kırmıştır. tabii bunalımın bir dönemi de türkü soundlu dönemidir. hardal ise naif bir gruptur! temiz sound sağlam sololar grubun temelidir. sözlerde arabesk furyasına göre az biraz derli topludur. lakin gene de bu dönemin izleri görülür. hardal'ın solisti şükrü yüksel pürüssüz sesiyle grubu daha da büyütmüştür. hardal'ın yıllar sonra eksik kadroyla 3. albümlerini yaptığını da eksik geçmeyelim. bu albümün adı yeniden doğuş! gene yeni tarz rock gruplarına nazaran çok daha iyi bir işle yıllar sonra karşımıza çıktılar. leyla hit olarak dönüp durdu. iyi bir albümdü yeniden doğuş. fakat grubun asıl olayı ilk iki long playınde yatar. nasıl ne zaman iyi şarkılarla örülü olsa da nereden nereye de sound oturmuştur. bir yağmur masalı türkiye'de rock müziğin vardığı son noktadır! gene dönemin arabesk yapısını sözlerinde bulabildiğimiz lanet olsun, muhteşem ballad beni anlayamazsın, nereden nereye, babalar küçük oğullarına söylesinler diye, sen olmasaydın dinlenmesi farz olan güzelliklerdir. hardal'ın hiç bir şarkısı vasata dahi yaklaşamaz. hepsi üst düzeydir. yıllar yılı dinlemiş birisi olarak türk rockından bahsedilecekse hardal'dan bahsetmemek olmaz derim başka bir şey demem. grup elemanlarından baterist sedat avcı 'yı -avdıkoğlu diye de geçer- kaybettik. grupla ilgili az çok bilgi verecek bir kitapta yakın dönem de çıktı. erkin koray'ın mezarlık gülleri adlı kitabında hardal'dan çok şey bulabilirsiniz. bu malum iki long play akabinde hardal'ın seçmeler adlı bir kasetinin elden ele dolaştığını ve bunun iki albümün şarkılarından derlendiğini söylemeliyim. gerek nasıl ne zaman gerekte nereden nereye bu ülkenin müziğine değer vermediğinin bu ülkede adam akıllı bir müzik hafızasının olmadığının kanıtıdır! çünkü iki güzellikten de şuanki nesil bihaberdir maalesef. hardal, kendisinden bihaber olunamayacak kadar kalite bir gruptur! iki plak için şuan 800 tl rahatlıkla gözden çıkarılabilir. çünkü bulmak hayli zor.
    türk rockının yakın dönemi hakkında bilgi sahibi arkadaşların hardal'ı bir yerlerden bulup dinlemelerini salık veririm. hardal bu ülkenin başına gelmiş en büyük güzelliklerdendir kuşkusuz. tarihin tozlu raflarında kalsalar dahi.

  • yüz yirmi bin yılı öğrenci seçme ve yerleştirme sınavını kazanarak bir üniversitenin tarih bölümüne yerleşmek. tabii o güne değin kıyamet kopmazsa.

    bu bölümü kazanıp sevinen arkadaşa söyleyeceğim şey şu: senin üniversite bitmez arkadaş. 2-3 binlik tarihi layıkı vechiyle öğrenmesi bir ömür sürüyor bizim neslin, sen 120.000 yılı kaç ömre sığdıracaksın?

    tabii biraz düşününce, mesela 0 ila 10.000 arasındaki yılları bir satırda özetleyebileceğiniz akla geliyor. biraz daha çalışkanlarınız bin bin özetleyecek yılları. ama en çalışkanınızın bile "1000'lerin sonu 2000'lerin başında internet çıktı, ekşi sözlük diye bir site vardı. orda eyco diye bir sözlükçü bizden bahsetmişti" deme ihtimali sıfır. hepinizin canı cehenneme güzel kardeşim o zaman.

  • konsol versiyonlari da mevcuttur
    soyle ki;

    based on a true story

    kahramanlar:
    ogul britannica - ruh ve sinir hastasi
    orcun - birsen teyzenin 10 yasinda dombili ekose gomlekli ve askili cocugu

    ozet:
    birsen teyzenin ricasi sonucu oturma odasina kurulan ps2 aleti. takilan oyun orcun(gerizekali)un istegiyle araba oyunu...(need for speed underground)

    oyunun turu: drag(dumduz yol zamaninda vites atma uzerine kurulu)

    annanneme...

    chapter 1 - orcuna tuslari anlattim.

    orcuna tuslari anlattim...
    denedim...
    aklinda sadece gaz vermek kaldi..

    ilk oyun

    vinnnnnnnnngrrrccc(vites atmiyor orcun)...boom
    blown engine... motor yanar...

    orcun guler..

    o embesil cocuga bir daha gosterdim.. oh bebek inan denedim..

    vinnnnnnnnnnngrccc(hala vites atmiyor)... kaboom
    blown engine... motor yanar...

    orcun kahkahalara bogulur
    ben yumrugumu sikarim..
    orcun gulmeye devam eder..

    chapter 2-afferim efendi efendi oynayin

    afferim efendi efendi oynayin... dedi oturma odasinin kapisindan birsen teyze..
    sadece basimi salladim

    orcunun yanina oturdum.
    baska oyun acayim mi dedim
    orcun burnunu karistiriyordu.
    suratina tukurmek istedim.

    son bir kez gosterdim.
    ibre yesil olunca vites atacaksin dedim
    orcun basini salladi...
    onun basini kesecegim...
    bir kaziga saplayacagim

    the final chapter - ve oyun basladi

    ve oyun basladi
    anlamis gibi gozuken orcunu uzaktan sessizce izliyordum...izliyordum

    3.
    2.
    1.
    rakip arabalar gaza basti
    orcun da oyle
    ama orcun deliler gibi vitese basiyordu!
    surekli
    sonuc olarak 250 basan araba, 10 ile gitmeye basladi..
    ben gozlerim acik, donuk bir ifadeyle televizyona bakiyordum.
    orcun 10 ile gitmeye devam ediyordu
    yarisi oyle bitirecekti...
    guluyordu ve hala vitese basiyordu...
    elimi havaya kaldirdim
    orcuna elimin tersiyle oyle bir caktim ki.. elim acidi...
    orcun agliyordu...
    ben guluyordum...

    -the end-