ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
lord voldemort
-
kendisine uzun yıllar lord voldemort yerine korkanların "you-know-who" , "kim olduğunu bilirsin sen" ve yandaşlarının "karanlık lord" diye hitap etmesinin sebebi, adının üzerine koyulan bir tabu büyüsüdür.
vakti zamanında voldemort'tan korkmayıp onu ismiyle ananları, kunteper canavarından esinlenilmiş bir nevi tracking sistemiyle yakalayabilmek için böyle bir yöntem geliştirildiğinden onun adını anar anmaz bir kaç tane death eater anında bu insanların yanıbaşında bitiverip oracıkta onları haklayıverirmiş.
ismini anmaya bu yüzden cüret edemezmiş kimse. tabi bu sayede öyle bir korku salmışki üzerinden yıllar geçse bile biri bu ismi andığında insanlar nefeslerini tutmaktan kendini alıkoyamazlar.
son kitaba kadar harry ismini anmaktan hiç çekinmezken, tabu büyüsünün tekrar aktif olmasıyla bu nahoş huyundan o da vazgeçmiştir.
her sabah günaydın mesajı atan sevgili
-
3,4 günde bir arayan sevgiliden, her gün bunu yapan sevgiliye terfi etmiştim yıllar önce ben. şimdi de her öğlen yemeğinde arayan kocaya dönüştü o adam. gece de uzun uzun öper, sarılır, iyi geceler der mutlaka. her gece istinasız.
özetle kızlar öküzlerle evlenmeyin. sevgililikte bi yere kadar çekiliyo da, ömür boyu ı ıh.
nissan kaşkai
-
nissan qashqai'nin doğru yazılışıdır. ergen misiniz qashqai ne lan ?
evrim'e ayar verdiğini sanan yobaza verilen ayar
-
orantısız zeka göstergesidir.
bu ülkenin yobazı haggaten gerizekalı arkadaş. gerizekalılığın bir dibi olsaydı orada türk yobazı olurdu. ekşi sözlük de bildiğin gerizekalılığın prim yaptığı bir yer işte.
maymun-insan, kaburga kemiği-kadın meselelerine hiç girmeyeceğim. durum şu. ateistler maymunun değil onun atasının milyonlarca yıl evrim geçirdikten sonra insan olduğuna inanır. bildiğin maymunun birkaç yılda insan olduğuna değil.
salaklar.
açıköğretim fakültesi mezunu olmak
-
benim lan bu. evet ezikliğini hissediyorum.
lisenin son senesindeyken babam iflasın eşiğine gelmişti. bırak beni bir üniversitede okutmayı, ki özel üniversiteden falan bahsetmiyorum bildiğin devlet üniversitesi, içine düştüğü borç batağından kurtulmak için ek gelire ihtiyaç duyuyordu. ben de bu durumda çalışmak zorunda olduğum için gidemedim üniversiteye. çalışırken açıköğretime kaydoldum. bu süreçte babam iflas etti ve ailenin bütün maddi yükü benim üstüme kaldı. yaklaşık iki sene sonra annem hastalandı. hayatımda bir kez bile hasta yattığını görmediğim annem yataklara düştü, akciğer kanseri dediler.
işten arda kalan zamanlarda hastanelerde koşuşturdum. bir yandan tedavi masrafları, bir yandan evin masrafları derken fazla geldi, yetemedim. ilk kredimi çektim. malesef çok dayanamadı annem, 9 ay yaşatabildik. annem üniversite mezunu olduğumu görmeyi çok isterdi, göremedi.
bitirdim açıköğretimi. diplomasını alınca mezarlığa koştum anneme gösterdim. o bilmez açıköğretim falan, diploma işte, üniversite diploması. sevinmiştir.
kampüs havası solumadım, yurtta öğrenci evinde falan kalmadım, kettle'da makarna yapmadım amk. sizin kadar eğitim almadım ama açıköğretimde okurken çok şey öğrendim.
mutlu musunuz lan şimdi?
denizler altında nerden baksan 20 bin fersah
-
(bkz: tas catlasa 3 ayda devrialem)
apple'ın malatya'da mağaza açması
-
lokasyonun bakırköy’deki yeşilyurt yerine malatya’daki yeşilyurt olarak girildiğini düşündüğüm olay. daha ankara ve izmir’de bile olmayan apple store’un malatya’da açılması biraz saçma geliyor kulağa.
edit: bir iki entry’de malatya yeşilyurt’un zengin bir bölge olduğundan, 700-800 bin liraya daire satıldığından ve dolayısıyla doğru bir tercih olduğundan bahsedilmiş. istanbul yeşilyurt’ta 800 bin liraya kulübe alamayacağınızı, en ucuz 2+1’lerin 1.5 milyon liradan satıldığını, 4-5 milyon liraların standart fiyatlar olduğunu ve 10 milyona bile daire bulabileceğinizi belirtmek isterim.
robert de niro'nun hiç türk filmi izlemedim demesi
-
bir zamanlar anadolu'da 64. cannes'da büyük jüri ödülü aldığında jüri başkanı olduğunu unutan dede beyanı.
her şey çok güzel olacak replikleri
-
altan: tolga beyi ziyarete gelmiştik biz.
figüran nurgül yeşilçay: tolga bey taburcu oldu efendim.
altan: nası ya? komada olacaktı kendisi.
gezi olayları da mı akp'nin suçu ulan
-
"ilk üç gün akp'nin sonrasında da ananın suçu evlat" şeklinde cevaplandırılması gereken vitaminsiz suali!
14 şubat pazar sabahı köründe çiçek teslimatı
-
binlerce sipariş var gün içinde,
ondan sonra yetişmedi diye de ağlayan sizlersiniz anlamıyorum ki, ne oldu yani uykundan uyandıysan! azıcık karşı tarafında açısından bakın olaylara. rezalet olmayan rezalet başlık.
ona göre personel çalıştırsın diyenler zaten hayatları boyunca hiç bir organizasyon yönetmemiş kişiler, işin operasyon kısmı öyle olmuyor. ama işte kime ne anlatacaksın!