hesabın var mı? giriş yap

  • huntelaar'ın kendisi oyuna girdikten 30 saniye sonra verilen su molasında suya sarıldığı maç. lan bırak da arkadaşların içsin

  • her şey bir yana, şunu yazmadan geçmek istemedim:

    saha içinden izledim konseri; sanırım toplamda otuz bine yakın insan katıldı. genç bir kadın olarak ne girişteki sırada, ne içerdeyken herhangi bir anda, ne de dönüş yolunda bir an bile normal şartlarda artık gece taksim’e çıktığımda yaşadığım güvensizlik ve tedirginlik hissini yaşamadım. sadece kadın olmakla ilgili bile değil; insanların dip dibe müzik dinlediği o ortamda acaba cebimin kenarından cüzdanım, telefonum çalınır mı vs gibi şeyleri bile hiç düşünmediğimi fark ettim.

    yanımdaki insanlarla sohbet edebilmek kolaydı, millet birbirine yanından geçerken gülümsüyordu, sıra beklerken kimse kimseyi sıkıntıya sokmaya, ezmeye vs çalışmadı. öne geçmeye çalışan çakalları bir kenara bırakırsak (o kadar da olsun), epeydir hissetmediğim bir iyilik ve medeniyet dalgasının içindeydim.

    öyle güzel bir kalabalık, öyle ışıklı bir topluluktu.

    umarım haklısındır harun, umarım bu ülkenin yarını artık bizlerizdir. içimiz umut doldu, emeklerinize sağlık.

    debe editi: çok güzel insanlarsınız yahu, hayallerimiz umutlarımız ortak. şukulayan elleriniz dert görmesin. çok teşekkürler :)

  • ''kütüphane gittiğim en kasvetli yerdi. bir süre sonra okuyacak kitap bulamaz olmuştum. kalın bir kitap çekip güzel bir kız bulana dek dolanırdım. her zaman bir-iki tane güzel kız bulunurdu. üç-dört iskemle öteye oturup bana asılacağını umardım. çirkin olduğumu biliyorum ama yeterince entelektüel görünmeyi başarırsam bir şansım olacağını düşünürdüm.
    bir kez bile işe yaramadı...''
    -charles bukowski

    başka söze ne hacet!

    edit: bahsettiğim yazı, ekmek arası kitabında geçiyor.

  • memlekette iyi şeyler akp'den kötü şeyler allahtan geldiğine inananları gösteren kaza.
    metro yapınca dünya lideri, kaza olunca akp ile ne alakası var. ben denetleyip açıyorum bu metroyu ya.

  • bu caniyi ilk saldırısında yargılayıp dışarıya bırakan hakim derhal yargılanmalı ve kötü uygulama yapmışsa ceza almalı. evet günümüzde hukukta bu mümkün olmayabilir ama acilen hakimler savcılar için de kötü uygulama (malpraktis) suçu tanımlanmalı ve ceza verilmelidir.

    doktor görevinin yerine getirmediğinde yargılanıyor da hakim görevini yapmayınca neden yargılanmıyor? doğru ameliyat yapmak doktorun borcu da doğru karar vermek hakimin borcu değil mi?

    vatandaş görevini yapmış, şikayet etmiş.
    polis görevini yapmış, suçluyu yakalamış.
    savcı görevini yapmış, iddianameyi hazırlamış.

    ancak hakim serbest bırakmış. şimdi suç sadece ısıranda mı yoksa pedofili gibi iflah olmaz bir sapkınlığa sahip adamı serbest bırakan hakimde mi? sapık sapıklığını yapmış, hakim hakimliğini yapamamış.

  • kişiden kişiye değişen sıklıktır. "herkes için sağlıklı olanı bu" denilemez.

    kuru yapılı saçlara sahip kişilerde vücut, saç için gerekli yağı daha uzun sürede üretir. kuru yapılı saç 3 gün de yıkanmasa 10 dakika önce yıkanmış gibi görünür. bu yüzden 2-3 gün bekleyip saçın beslenmesini sağlayarak yıkamak daha uygundur.

    ince telli ve her gün yağlanan bir saça sahipseniz sağlıklı saçlara sahipsiniz demektir. vücut, saç için gerekli yağı çok hızlı üretebiliyor demektir. günde iki kere yıkamanızda bile sorun yoktur ama günde bir kez yıkamanızı öneririm. ayda bir falan, yıkamayı 2-3 gün bekleterek saç diplerinizin yağa doymasını da sağlayabilirsiniz.

    yıkama şekline gelince, herkesin önerdiği gibi markette satılan beş para etmez şampuanlarla saç diplerinize masaj yaparak yıkama yapmayın sakın. saç diplerinizi yağdan arındırıp yerini kimyasallarla doldurursunuz. saçınızın diplerden uzak kısımlarını ve uçlarını yüzeysel biçimde 10-15 saniye ovalamayla şampuanlayıp durulayın sadece. 1 hafta içerisinde daha sağlıklı, parlak saçlara kavuştuğunuzu ve genetik durum harici saç dökülmeniz var ise durduğunu hissedeceksiniz.

    yıllardır uyguladığım bu teknikler ve doğru şampuan seçimiyle saçlarımla çok mutluyum.

  • sene 1999. fb-bjk maçında uche’nin bacağının kırıldığını tv’de canlı canlı gördük. oturduğum yerde takla attım.