hesabın var mı? giriş yap

  • bir insanın hayatında yaşayabileceği en büyük acıdır.

    sevgiliniz kollarınızda can verir ama onun için dünyayı yok edebilecek siz onu geri getirmek için hiç bir şey yapamazsınız. yavaş yavaş gözlerinizin önünde eriyişini izlersiniz. bilincinin nasıl yavaş yavaş yok olduğunu görürsünüz. "anne" diye bağırır. "annen geliyor bitanem yolda" dersiniz. ondan aldığınız cevap dünyanızı yıkar "benim annem sensin, benim babam sensin, benim arkadaşım, dostum.. her şeyim sensin. kimseyi istemiyorum."

    duvarlar üstünüze gelir. hemşireleri dakika başı çağırırsınız. saniye saniye olanları anlatırsınız. bişeyler iyi gitmiyordur ama anlamazlar. üstelik uyumanızı isterler. çok yorulduğunuzu söylerler. siz yorulmamışsınızdır. saatler geçer. sevgili yanına çağırır.
    -aşkım ben çok kötüyüm
    -hayatım her şey çok güzel olacak, sabret biraz.
    -aşkım.

    bir anda düşüverir sevgili, suratı mos mor olur. kalbine bakarsınız atmaz, boynuna bakarsınız nabız yok. doktor çağırmak istersiniz beceremezsiniz. ne olduğunu anladığınızda çığlıklarınız sarar tüm hastane binasını. doktorlar yağmaya başlar odaya. çıkmaya çalışırsınız. bir an önce müdahale edilsin istersiniz. tüm doktorlara tek tek çarparsınız. kapının dışında size bakan onlarca meraklı kadın. "dua et" derler. siz "nefes al" diye tekrarlarsınız. kalp cihazının sesleri gelir. beyniniz o kadar darmadağın olmuştur ki anlayamazsınız o sesin ne sesi olduğunu.

    bir hemşire çıkar odadan "yaşıyor mu?" diye sorarsınız. "yaşıyor" diyen hemşireye inanamazsınız ama. biraz sonra kapıdan çıkarırlar sevdiğinizi. oksijen tüpü bir tarafta. solunum makinesine bağlı sevgiliniz çıkar kapıdan.

    evet nefes alıyor. evet o yaşıyor. yoğun bakıma kaldırıyorlar. yarım saatte bir doktorun yanına gidiyorum. nasıl olduğunu soruyorum. "bıçak sırtında" diyor doktor.

    görmeye gidiyorsunuz onu. uyuyor karşınızda bebek gibi. onu yaşatmak için güzel anılar dolduruyorsunuz yoğun bakıma. kızınızdan bahsediyorsunuz, doğmamış kızınızdan.

    çıkartıyorlar sizi. tekrar giriyorsunuz, tekrar çıkıyorsunuz.

    uyanıyor. sizi nasıl sevdiğini anlatıyor. yaşayacağını anlatıyor. iyiye giden 9 gün yaşanıyor. odaya çıkmak istiyor. beni özlediğini söylüyor.

    doktor geliyor bir sabah. çok zor bir gece geçirdi diyor. defalarca yanına gidiyorum. defalarca "gece"yi anlatıyorum. tık yok. hiç bir değişiklik olmuyor. doktor yanına çağırıyor. tek tek yanına giriyoruz.

    çıkan kimse bişey söylemiyor.

    ben giriyorum. sevgilimin üstünü naylon kaplamışlar. nolduğunu anlamıyorum. anlatıyorum. onu nasıl sevdiğimi anlatıyorum. onsuz olamayacağımı anlatıyorum. doktora dönüyorum
    "yaşayacak dimi?" doktor göz yaşları içinde. ne ara duygusallaştı bu kadın böyle. bakıyorum gözlerinin içine, "son dakikaları diyebilirim" diyor. "biraz daha kalayım o zaman", "yalnızca bi kaç dakika"

    şimdi veda konuşması zamanı işte. "işte terkettin beni. hani hep yanımda olacaktın. hani beni hiç yalnız bırakmayacaktın. sen beni çok erken terk ettin ama ben seni asla terk etmiycem. bitanem bunu bana yapamazsın. kalk, bu çok erken." buna benzer bir sürü cümle daha çıkıyor ağzımdan. doktor çıkarıyor. dizlerim tutmuyor. babam destek olmaya çalışıyor. olamıyor.

    şimdi 11 ay geçti. acı zamanla geçmiyor da azalmıyor da. acı hep artıyor. hasret hep büyüyor. anılar yetmiyor o zaman. bu ölümün tek iyi yanı, eğer onu kurtarabilseydim ben ölecektim. o bu acıları yaşayacaktı. ben senin yerine acı çekmeye razıyım sevgilim.
    edit: şimdi 5 buçuk yıl geçti. ama o benden hiç geçmedi. hayat onsuz çok zormuş..
    edit2: aradan 8 yıl geçti. o yaşadıklarım, benden gidişi, hala saniye saniye aklımda. hala aynı anı yaşıyorum her anlattığımda. hala çok seviyorum, hala çok özlüyorum, hala yanıyorum içten içe. zaman bazı şeyleri değiştirecek kadar güçlü değilmiş. şimdi 28 yaşımdayım, onu kaybettiğimde 19'dum. mfö'nin hep yaşın 19 şarkısı onu 19 yaşında kaybettiğim hafta çıkmıştı. ben hala 19 yaşında, sivilceli, sakalları tam olarak çıkmamış o çocuğa aşığım. 28 yaşında olsaydı nasıl görünürdü hiç bilemeyeceğim. şu an başka bi adama da aşığım, onun vasiyetinin ilk maddesini yerine getirmiş oldum. o zaman öğrendim ki, başka birine de aşık olsam hep o sevgiliye aşık kalıcam. 80 yaşıma geldiğimde torunumun yaşında bi adama hala aşık olacağım ve öyle öleceğim.

  • 35 bin bence çok acı ama iyimser rakam.
    daha gidilemeyen 10binlerce ev varken ben sayının maalesef 200.000 'in üzerinde olacağını düşünüyorum.
    insanlar kaderleri ile baş başa.
    yazık oldu tüm insanlarımıza.

  • "columbia" sevdiğimiz ve kullandığımız markalardan biri fakat yurtdışında 1 birime satılan ürün, türkiye'de 2-3 birime satılıyor. bu durum sadece vergilerle açıklanamaz. konu, x'te de tartışılıyor bkz.link.
    columbia merkez ofisi, türkiye distribütörünün belirlediği fiyatlara karışamayacağını belirttiği bir mail attı. kısaca ya boykot edeceğiz ya da 3.000 tl'lik mala 10.000 tl ödemeye devam edeceğiz. umarım columbia türkiye bu uyarıyı dikkate alır.

    edit: amazon'dan daha ucuza alabileceğimi ben de biliyorum. columbia dünya çapında pahalı bir ürün değil. tüm dünyada insanlar makul fiyatlarla ulaşabiliyorlar. bu duruma tepki göstermek en doğal hakkımız.

  • 2 yıla yakındır anadolunun bir ilçesinde yaşıyorum ve yaşadıklarımı anlatayım biraz size. tabii ki her yer böyle değildir; daha iyisi daha kötüsü vardır ama ona da siz karar verin.

    *tüm ilçe, memurları bankamatik gibi görür. yerliye 50 tl olan sana 200 liradır; bir de indirim yapmış gibi sana lanse eder; sen olaya ayılana dek "yaa ne iyi insanlaaar" diye saf saf gezersin.

    *ilçedeki kuyumcular anlaşmıştır; yerlisine yapmaz ama sana bana, memura gram altın ile çeyrek altına arasında 300-400 tl olacak şekilde fiyat çeker. 3 tane kuyumcu vardır ilçede, hepsi aynısını yapar. ama yerlisine tabii ki olması gereken fiyattadır.

    *ilçedeki en büyük market ünlü market zincirleridir; aradığınızı bulamayıp yerel büyük marketten "şunu getirseniz" diye rica ettiğinizde "ne gerek var" derler; asla getirmezler. siz de internetten alırsınız; ev sahibi de kargoların geldiği iş yerinde de "bu kadar şeyi alacak paran var hee" muhabbeti döner.

    *ilçe hala kömürle ısınmaktadır ve apartmanlarda "güya" herkes kömür alır. ama siz ilk gittiğinizde "ya biz toptan alıyoruz; sizinkini de katalım; hem ucuza gelir; öyle taksit taksit ödersiniz" derler; siz de yeni taşınıyorum aman olur dersiniz. ve ta daa, o apartmana giren memurların aldığı kömür ve belkiiii de ev sahiplerinin 1/2 oranında aldıkları kömürle ısınmaya çalışırsınız. nerden biliyorum, ev sahibi kendi faturasını gösteremediğinde olaya ayıktık.

    *tüm ilçede imamından market çalışanına dek, evli bekar farketmeden birbirini birbiri ile aldatır (evet, tabii ki bize ne) ama siz yanınızda biri ile yürüdüğünüzde adınız çıkar; zaten bu memur ve öğrenciler büyük şehirlerden gelip, açık giyinerek ahlak bozuyor derler. ikiyüzlülük midenizi bulandırır.

    *gelen memurların (sağlık çalışanından askerine öğretmeninden polisine) dedikodusu ölümüne yapılır; sizin zorunlu hizmetinizin bitip bitmediğini sizden önce öğrenirler, hangi evde oturduğunuz konuşulur, geleniniz gideniniz araştırılır, sevgilinizin gbt'sine bakılır, bu bilgiler siz hariç herkesin sohbet masasına meze edilir. memurlar bu durumdan şikayet ettiğinde şükürsüzlük ve "istanbulda böyle yaşayamazsın, kıymet bil; böyle bir yeri bir daha nerde bulacaksın" derler.

    *aile apartmanları yaygındır ve kiralık ev azlığından pek çok memur aile apartmanlarından ev tutar. kendi yaşadığım olayı özetleyeyim. bir iş için ev sahibinin dükkanına gittiğimde haftasonu tüm evi ilgilendiren bir tadilat için gelinebileceğini tesadüfen öğrenirim. "ama ben ilçeden çıkacaktım, kesin geliniyor mu; ona göre gitmem" denir. ev sahibi bir dükkan dolusu müşterinin yanında "ee siz gidin biz eve girer hallederiz." der. adamlar, bekar kadın bir kiracının o evin anahtarlarını 2923729 defa değiştirmiş olacağını aklına getirmediği gibi bir de yabancı ustalarla beraber eve istediği gibi girip çıkabileceğine inanır.

    *adamcılık zaten had safhadadır. küçük yerin büyük insanlarıdır hepsi. sizin istifa edeceğinizi öğrendiklerinde "o istifanız yolda kaybolur dr hanım ehehe sizi göndermeyiz" demeyi kendinde hak bulacak hastane müdürleri vardır.

    bunlar ilk aklıma gelenler. başıma yeni şeyler geldikçe ve aklıma geldikçe editleyerek eklerim.

  • ekşi ahallisi zenci elf ile yatıp kalkıyor ama siz bu dizinin yapımcı kadrosunda kimler var biliyor musunuz? jeff bezos şampiyonlar ligi kadrosunu toplamış da haberimiz yok.

    game of thrones, breaking bad, better call saul, stranger things, frings, mad men dizilerinin yapımcıları bu dizide görev almış. ek olarak the hobbit- the desolation of smaug'un yapımcısı da var.

    -christopher newman: game of thrones'un yapımcısı.

    -gennifer hutchison: breaking bad, better call saul ve mad men dizilerinin yapımcısı.

    -jason cahill: the walking dead'in spin off'u olan the fear walking dead'te 16 bölüm, halt and catch fire dizisinde 19 bölüm, fringe dizisinde de 11 bölümün yapımcılığını üstlenmiş.

    -justin doble: stranger things'in büyük çoğunluğunda yapımcılık ve senaristlik görevini üstlenmiş.

    callum greene: hobbit sersinin 2. filminin yapımcılığını üstlenmiş. ayrıca; star wars: the rise of skywalker, pacific rim filminin yapımcılığını üstlenmiş.

    - bruce richmond: imdb'de 8.6 puan alan 1998 yapımı from the earth to the moon dizinin yardımcı yapımcısı.

    -belén atienza: jurassic world: fallen kingdom filmi ve penny dreadful dizinin 2 bölümünde yapımcılık yapmış.

    -lindsey weber: star trek beyond filminin yapımcısı.

    --------------------------------------

    dizinin ilk sezonu toplam 8 bölümden oluşacak. dizinin ilk sezonda 3 yönetmen var. bu yönetmenlerin cv'lerine baktım. pek güven arz etmese de bu kuvvetli yapımcı kadrosu ile muzzam bir dizi üretileceğini düşünüyorum.

    (bkz: j.a. bayona)

    dizinin ilk 2 bölümünün yönetmenliğini üstlenmiş.

    1975 doğumlu ispanyol biri. kariyerinde 1 dizi tek var. ekseriyetle film yönetmenliğini yapmış. doğa ötesi ve karanlık temalı yapımları var. önemli yapımları şunlar;

    -jurassic world* (2018) (imdb: 6.2)
    -a monster calls (2016) (imdb: 7.5)
    -penny dreadful(2014) dizinin ilk iki bölümünün yönetmenliğini yapmış. (imdb:8.2)
    - keane grubunun disconnected şarkısının klip yönetmenliğini yapmış (2012)
    https://www.youtube.com/watch?v=ffuhkpf9d9k
    -lo imposible (2012) (imdb: 7.5)
    -el orfanato (2007) (imdb: 7.4)
    ---------------------------------------------------------
    (bkz: wayne yip)

    dizinin 3,4,5 ve 6. bölümlerinin yönetmenliğini üstlenmiş.

    1981 doğumlu ingiliz biri. sima olarak asyatik bir arkadaştır. oxford mezunu grafik tasarımcısıdır. kariyerini diziler üzerinden yürütmüş. son zamanlarda amazon'un kadrolu yönetmenlerinden biri olmuş.

    önemli yapımları şunlar;

    -the wheel of time - (2021) (imdb: 7.2) bir diğer amazon yapımı dizidir. wayne yip dizinin 3. ve 4. bölümlerinin yönetmenliğini üstlenmiş.

    -hunters - (2020) (imdb:7.2) amazon yapımıdır. dizinin 2. ve 3. bölümlerinin yönetmenliğini üstlenmiş.

    -treadstone(2019) (imdb: 6.9) dizinin 6. ve 7. bölümlerinin yönetmenliğini üstlenmiş.

    -happy! (2017) (imdb: 8.2) dizide 4 bölüm yönetmenlik yapmış.

    doctor who seride 2017 yılında 2 bölüm, 2019'da 1 bölümün yönetmenliğini yapmış.

    utupia (2013) (imdb: 8.4) dizide 3 bölümün yönetmenliğini yapmış.

    misfits (imdb: 8.2) dizide 2011 yılında 3 bölüm 2013'te 1 bölümün yönetmenliğini yapmış.

    tatau - 2015 (imdb: 6.0) dizi 8 bölümden oluşuyor. 4 bölümünün yönetmenliğini üstlenmiş.
    ---------------------------------------------------------
    (bkz: charlotte brandström)

    dizinin 7. ve 8. bölümlerinin yönetmenliğini üstlenmiş.

    1959 doğumlu isveç kökenli fransızdır. 2010'lara kadar film sektöründeyken 2010'dan sonra dizi sektörüne ağırlık vermiş.

    the witcher'da 2, arrow'da 1 bölümün yönetmenliğini üstlenmiş.

    the unlikely murderer (2021) (imdb: 7.0) 5 bölümlük mini dizidir. 5 bölümünde de görev almış.

    madam secretary (2014-2019) (imdb:7.7) dizide farklı sezonlarda 8 bölümün yönetmenliğini üstlenmiş.

    conspiracy of silence( 2018) (imdb: 6.5) dizi 8 bölümden oluşuyor. tüm bölümlerde görev almış.

    disparue (2015) (imdb:7.3) 8 bölümlük mini dizi. tüm bölümlerde görev almış.
    -----------------------------------------------