hesabın var mı? giriş yap

  • koskoca lise dönemi bu şarkı hakkındaki hikayelerle geçmiştir. çocukluk dönemini de atilla taş yedi. ben de diyordum allah neden belamı verdi diye.

  • esas vurucu olan bu gidanin turk gida kodeksine uygun olmasidir. iyi icinde cimento yok, sukredin.

  • ilgili fotoğraf hunharca eğlenen turistlerle, onlara hizmet eden ve muhtemelen üç kuruş para kazanabilmek için canını ortaya koyan emekçi bir türk vatandaşını içeriyor.

    turistlerin hiç bir kabahatı yok, hunharca eğlenip gülebilirler, geniş geniş gezebilirler tabii ki. bu fotoğraftaki dram ise hükümet denen vicdansızlar kadrosunun ülke insanına reva gördükleridir.

  • "justice league üyeleri bir bir paket edildiğinde, uzaydaki karargahlarında toplanıp bunun nasıl olduğunu tartışırlar.

    batman der ki 'ben hepinizi ayrı ayrı araştırdım ve en zayıf yönleriniz üzerinden tek tek savunmasız hale getirmenin (öldürmenin değil) yöntemlerini buldum. ve biri bunu benden çaldı.'

    bunun üzerine justice league üyeleri arasında batman'ın yaptığının bir hainlik olduğu konusu vuku bulur ve kendisini justice league'den atmak için oylama yapmayı önerirler.

    batman' de buna karşılık 'dünyanın en büyük güçlerine sahip bu insanlar, mind control da dahil olmak üzere bir gün kendilerinin de dünyaya karşı olabileceklerini düşünmedilerse; benim zaten bu grupta durmamın bir sebebi yok' der ve gider. daha sonra kendi içinde durumu mukayese eden superman, içinde kriptonit olan bir kutuyu batmen'e verir. 'bir gün ben de sapıtırsam, bana karşı kullanırsın' der."

    kendi içinde sürekli bir acı yaşar. ailesini kaybetmiş olmanın etkileri onu manevi olarak başka bir boyuta taşımıştır. kendisi henüz ilk zamanlarında jefferson skeevers'ı pataklarken içindeki acıyı "you can never escape me. nothing harms me but i know pain. sometimes i share it with someone like you" cümleleriyle tarif etmiştir. suçlulara bakış açısı ve onlara karşı davranışları, batman olmanın onun içinde yaşayan insanlığın tam karşılığı olduğunu bize gösterir. batman, batmandir. bunun bir karşılığını da gördük;wonder woman, doğruları söyleten kementi lasso of truth ı batman ucundan tutarken ona "gerçek kimliğin nedir diye sorar". aldığı cevap tabiki batman olur.

    işte bu acılar ve suçlulara karşı savaş üzerine kurduğu dünyasının mental yoğunlaşması onu dünya insanlarından farklı bir yere koymuştur. tüm diğer süper kahramanlar gibi, gözünden lazer atan superman'in bile sürekli olarak yumruk yumruğa dövüşmeyi tercih ettiği süper kahramanlar dünyasının en iyi yakın dövüşçüsüdür. fiziksel yetenekleri bir insanın ulaşabileceği en üst seviyededir ve kendisi yorulmaz. batman'i nefes nefese göremezsiniz. fiziksel yetenekleri için darkseid isimli vatandaş, gözünden attığı güdümlü lazerlerden kaçan batman'in arkasından "henüz hiçkimse benim omega beamışınlarımdan kaçamamıştı" demiştir.
    bununla birlikte evrenin en zeki insanlarından biridir. insan aklının sınırlarını zorlayan bir "bilme merakı" ve hafızası vardır. bu merak onu bilgiye, bilgi de stratejik bir dehaya doğru yol açmıştır.
    süpergüçleri olmayan bir insan olduğu için tek mermilik canı ya da 15 metreden bir kez düşme hakkı vardır. batman'i gerçekten batman yapan şey o tek mermiden ya da 15 metrelik düşüşten hep bir santim uzakta kalabilmenin yolunu bilmektir.

    batman'in içinde bulunan karanlığı ne yazık ki son dönem dc filmlerinde veremiyorlar. belki de yaşlandı ve artık daha duygusal demek istiyor da olabilir. batman öyle biridir ki kendisi bir suçluya sorular sorarken "yeter artık, bırak adamı" diyen supermani tuttuğu gibi yere çalmıştır. öyle wonder woman'ın sürpriz yumruğuna he deyecek biri asla değildir..

  • tatil bitmiştir ve maşuk çoktan kendi memleketine dönmüştür. kalan gidenin boşluğunu yoğun şekilde hisseder ve bir gün msn de dökülüverir:

    - seni seviyorum

    -ben de sizi seviyorum hepinizi çok özledim.

  • uzun süreli ciddi bir ilişkinin en güzel yerinde er kişi sevgilisi tarafından “ailem seninle tanışmak istiyor” denilerek ilk yemeğe davet edilir. kahramanımız, gülşen bubikoğlu’nu istemeye giden tarık akan kıvamında hazırlanır, en güzel elbiseler giyilir. güzel de bir kanyaklı pasta alınıp ebeveynlerin huzuruna çıkılır. ilk salaklık anı atlatılıp ortama ısınılır. yemekler güzeldir, muhabbet koyudur, baba da beşiktaşlıdır hatta. ilk yemek için mükemmeldir her şey. yemek biter anneye “elinize sağlık” içerikli birçok övgü dizilir. baba da “hadi ellerini yıka da bir tavla atalım, kızım arkadaşına banyonun yerini göster elini yıkasın” der bu sırada. bunun üzerine er kişi ortamın sıcaklığı ve samimiyetin verdiği salaklıkla şu cümleyi sarfeder:
    - zahmet etmeyin efendim biliyorum.**

  • insanlarla, yalnız kalmamak, yalnızlığın ve konuşmamanın çok bunaltıcı olmasından ötürü konuşuyor ve ilişki kuruyorum. erkek arkadaşlarımın araba ve futbol sohbetlerinden, kız arkadaşlarımın dedikodusundan vesairesinden nefret ediyorum. sadece konuşma sırası bana da gelsin diyerek onların anlattıklarını merak ediyormuş gibi yapıyorum. günlük hayatta konuşulan hiçbir şey ilgimi çekmiyor.

    insanlarla istediğim gibi konuşamadığım için, yüzde 99'unu salak, isterik veya cahil gördüğüm için, içten içe hepsini aşağılıyorum. kafamda onlarla alay ediyorum. baskıcı muhafazakar bir ailede yetişmiş olmaktan, sırf kendi çabamla bir yerlere gelmiş olmaktan, seneler önce bıraktığım inancımı; ne inançlısına ne de inançsızına gönlümce açıklayamamaktan, her şeyden bir sinir stres çıkmasından nefret ediyorum.

    yaşadığım aşkları da yalan olarak düşünüyorum. kendimi ömür boyu rol yapmak zorunda olacak lanetlenmiş bir insan olarak görüyorum. bu rol bazen o kadar içime işliyor ki, aslında ne olduğumu şaşırıyorum. hiçbir şey benim için hiçbir şey ifade etmiyor. dünyanın böyle oluşuna kızıyorum. her şeyin dilediğince konuşulabildiği, değer yargılarının olmadığı, antik yunan'ın bile ötesine geçmiş, baskısız, yönetimsiz bir toplumun hayalini kuruyorum.

  • her kış 5 kilo alıp yaza kadar 5 kilomu vermem lazımcı tiplerin dramını okurken sinirleniyorum resmen. biz burada obezite ile mücadele etmeye çalışıyoruz, millet 60 kilo oldum kilolarımdan insan içine çıkamıyorum diyor. sanki 150 kiloyla morbid obezsin de yürüyemiyorsun anasını satayım yaa...

    hangi bakış açısı sadece 50 kiloda fit olacağınıza inandırıyorsa sizi, gidin ona öfkelenin lütfen.

    hala tartıda gördüğü rakam için delicesine bunalıma giren insanlar görüyorum ki asabım bozuluyor.

    az ağırlık kaldırın ki kaslarınız güçlensin. her yaz aynı teraneler için kafa şişirip durmayın. kilo vermenin ve fit olmanın tek yolu temiz beslenip, spor yapmaktır. bugün kilo vermenizi sağlayan mamalarınızı (!) ömrünüz boyunca kullanamayacağınıza göre sürdürülebilir alışkanlıklar kazanmak yararınıza olacaktır.

    special k, çilekli activia yiyip tatlı krizine girmeniz çok normal. kalorileri değil etiketleri okumaya başladığınız an doğru yola giriyorsunuz demektir.

  • normal olandır. aynı yunanistan 17 ağustos depreminde de ilk yardıma koşan ülkelerden biri olmuştu. orada olan afetlerde de biz yardım etmişizdir. çoluk çocuk bilmeyebilir...