ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
birini tanımanın en iyi yolu
-
ne birlikte tatile gitmektir, ne birlikte çok vakit geçirmektir, ne de aynı evi paylaşmaktır.
ne yaparsan yap, birini tanıdığını sanarsın, ama günün biri geldiğinde yanıldığını en acı şekilde anlarsın, en sevdiğin en güvendiğin insan bile bir bakmışsın hiç tanımadığın bir insan olmuş çıkmıştır. acı ama gerçek.
kaze no tani no nausicaa
-
güzelliklerin içine kir, çirkinliklerin içine sevgi yerleştirilmiş miyazaki animasyonu. orman huzur verici cennetimsi görüntüsüne rağmen içerisindeki mantarlar ile insanı zehirleyebilir... ohmu'lar son derece çirkin böcekler olmalarına rağmen içlerinde güçlü sevgi barındırabilirler...
çoğu filminde olduğu gibi bu filmde de ana karakterin kendine ait gizli bir mekanı vardır. burası kahraman salt huzuru bulduğu, kendisini dinlediği ve dinlendiği yerdir. buraya gitmek için gizli bir geçit, uzun merdivenler, sonu görünmeyen koridorlar vardır. karakterin iç dünyasının, hattaa sadece ona ait oluşu ve sadece kendisinin girebilmesi nedeniyle bu mekan bilinçaltının temsilidir.
kirliliğin, zehrin, yokoluşun asıl nedeni böcekler -doğa- değil insanlardır.
kavgalarda oluşan kimsin lan sen döngüsü
-
muhteşem bir doğa olayı.
- kimsin lan sen?
- sen kimsin lan?
- kimsin olm?
- sen kimsin lan sen kimsin? (bu noktada yunzuk ve depik vurmaya başlıyorlar birbirlerine)
*
kavgalarda en çok sevdiğim şey bu kısım. ama bir sorun var: fazla kültürel bir döngü bu. yani bizim memleketimiz dışındaki kavgalarda bu havayı yakalamak mümkün değil. bir londra seyahatim sırasında ingiliz'in biriyle birbirimize girdik. "who are you?" diyorum "i am richard" diyor, "who are you, who are you?" diyorum "i am richard, i am english, 79 years old" diyor, hiç bir tat alamadım, fiske vurasım gelmedi adama. desene sen de bana "who are you?" diye şöyle güzel bir güleşelim, türk tokadının tadına bak, sülüman diye bayıltayım seni.
deniz tarağı yengeç ıstakoz üçlüsü
-
spongebob squarepants'in kahveden okey arkadaşları.
.
2020 çekirge istilası
-
oğlum bu ne lan. sanki hz.musa dönemi mısır krallığında yaşıyoruz. felaketlerin biri bitiyor diğeri başlıyor. veba salgını ve kurbağa istilası da başlarsa tam anlamıyla kutsal metinlere uygun olur. umarım ülkemizi etkilemeyecek olan istiladır.
bir lisede yaşanabilecek en dumur olaylar
-
günün son dersinde kapı çalınır ve içeri giren nöbetçi öğrenci filan değildir;
- hocam bi duyuru yapabilir miyim?
- tabi..
- erkan yarın cd'leri getir! unutma!
- ?!?
(bkz: kocaeli anadolu lisesi)
baharın geldiğinin anlaşıldığı an
-
sabah işe giderken, güneşlenen kediler görmektir.
tuncel kurtiz kim lan
-
(bkz: senin sıfatına sıçarım)
güneş sistemini tartışan gençlik
-
bilgileri yanlış ya da yetersiz olsa da uğraşları on numara.
taş gibi kızı kültürsüz diye terk eden erkek
-
ergenlik dönemini geçeli çok olmuştur.
cesare pavese
-
"kendimi yalniz birakmamak icin butun gece aynanin karsisinda oturdum" diyecek kadar yalniz bir adam
vallahi de korkmuyoruz sizden billahi de
-
hayatım boyunca haksızlığa karşı böyle isyan edip konuşan bir kaç kişi gördüm
londra'ya yürüyen iskoçların feryadı. ingiltere madenlerinde ölümüne çalıştırılan işçilerin öykünüşü desem... "oo nasıl böyle bir şey olabilir, nerede insan hakları, silerler böyle işi" gibi bir çok tepki oluşturdu.
bu adamlar soma'lı madenciler. sen, ben yani. yeter artık, birileri tepki koymalı. ister sosyal medya, ister sınıf, ister kahve ve yahut ev. ünlemlerle konuşma zamanı geldi.
devleti yönetenler zenginleşmek için çırpınırken halk eziliyor. ölüyoruz merkez. kimsenin haberi yok...
bu da özlenir mi denilen şeyler
-
halı
3 yıllık yurt hayatımın 3.yılının son çeyreğinde halıya basmayı özledim yeminle.