hesabın var mı? giriş yap

  • sahibi, istanbul büyükşehir belediye başkanı ekrem imamoğlu'na hırsız demiş bir kimsedir. kaynak

    ayrıca trt world çalışanıdır. kaynak

    bunun yanında rakip restoranların menüsünde domuz etli yemekler sunduğuna dair kara propaganda yapmaktadır.kaynak

    tipik bir islamcı yani. ama çok ilginçtir ki küfrettiği modern, seküler ve demokrat kesime bir şeyler satmaya çalışmaktadır. bu kafayla yallah bağcılar’a...

  • profilimde ilişki durumu var olarak değişirse, profili şikayet edin. hesabım çalınmıştır.

  • şemsiyenin atası ilk ortaya çıktığında sadece güneşten korunmak amacıyla kullanılıyordu. amacı sadece güneşten korumak olan bu şemsiyeler parasol olarak da biliniyor.

    umbrella, latince gölge anlamındaki umbra'dan geliyor. ingiltere'de şemsiyelere brolly de denebiliyor.

    şemsiyenin tarihi neredeyse dört bin yıl öncesine dayanıyor. eski asur, mısır, yunan ve çin uygarlıklarında da kullanıldığı biliniyor.

    çinliler, bu güneşten korunma aracını ilk defa yağmura karşı kullandılar. yağlı kağıt, ipek ve bambu yapraklarından şemsiye yapıyorlardı.

    acem gezgin ve yazar jonas hanway tarafından popüler olana kadar şemsiye sadece kadınlar tarafından kullanılmıştır. 1750'lerde hanway, rezil olmayı göze alarak 30 yıl boyunca şemsiye kullanmış. john macdonald'ın da 1778 yılında londra'da yağmur yağdığında ipek bir şemsiye kullanması tarihe geçen başka bir ayrıntı.

    batıdaki tarihi ile ilgili ilginç bir ayrıntı olarak, ispanya ve portekiz'de aynı dönemde ortaya çıkması gösterilebilir. robinson crusoe romanında robinson'un kendisine bir şemsiye yapması da ilginç bir ayrıntıdır. sonradan ağır şemsiyelere robinson adı verilmiştir.

    viktorya çağında, ahşap şemsiyenin yapım maddelerinden biriydi. fakat ahşap son derece pahalıydı ve ıslandığı zaman şemsiyenin katlanması mümkün olmuyordu. 1852'de çelik tellere sahip şemsiyeler samuel fox tarafından icat edildi.

    ilk şemsiye dükkanı olan james smith and sons 1830 yılında açıldı ve günümüzde hizmet vermeye devam etmektedir. william c. carter ise 1885 yılında “şemsiyelik”i keşfetti ve şemsiyelerin sürekli ortada durması veya ortadan kaybolması gibi sorunların köküne kibrit suyu dökülmüş oldu.

  • aynı sınıftan 10 tane full çeken öğrencinin çıkmasını insanlara inandırabileceklerini zanneden idarecileri ortaya çıkarmış müthiş olay.

    bu insanların zekalarıyla alay etmek değil bildiğin ana bacı küfretmektir.lan bir bok yiyorsunuz bari bunu bu kadar göstere göstere yapmayın.milyonlarca çocuğun hakkını yiyorsunuz vicdanınız hiç mi sızlamıyor.

  • bu tür haberler mısır'dan filistin'den falan gelirdi de gülerdik... ülkenin gele gele geldiği nokta burası işte amk.

    ibret-i alem için şişme noel baba'yı siksinler de rahatlayalım... hayır bu noel baba olayına dünyanın başka hiçbir yerinde bizim kadar takan var mı acaba merakta etmiyor değilim hani...

  • bu işler göründüğünden daha yaygın. sevmişler birbirlerini. türbanlı filan diye kimseyi üzmeye gerek yok. herkes aynı değil. çoğu insan da aile ve çevresini seçme şansına sahip değil.

  • zamanında bulaşık makinesi satmış biri olarak yazıyorum ki;

    üst edit: bosch grubunda tr ve yabancı farkını anlamak isteyen bulaşık makinesinin kapağını ortaya kadar açıp çok sert olmayacak şekilde bıraksın.alman üretim olanların yayı kaliteli olduğundan şık diye kapanır.ancak çerkezköy fabrikasında üretilenler mandal kısmına gelince kapanmaz.seri numara falan aramayın yani.alın size en kısa kestirme yoldan test yapma şansı.

    özellikle su ile tasarrafunu ön plana çıkartan makineler,ilk yıkamada kullandıkları suyu filtre ederek tekrar kullanma özelliğine sahiptir.bu yüzden daha az su sarfiyatı oluşur.ancak bu iyi gibi görünse bile yağlı ve sabunlu suyun sürekli filtre edilmesi hem sağlık açısından hem de makine açısından iyi değildir.

    tavsiye isteyenler için 2 önemli husus vardır. tabanı metal olmak zorundadır.çünkü plastik olanlar yüksek sıcaklık ile temas edince gevşer ve arası yemek artığı+deterjan dolacağı için sıkıntı olur.
    diğer konu ise çok program olayına kanmayın gerekli değildir.

    altus 4 programlı modeli fiyat performans olarak en kral makinedir.diğer meşhur markaların cidden ismine para vermiş olursunuz.ama illa benim param var çok iyi bir şey alacağım diyen varsa gitsin miele alsın 25 sene kullansın.

    ama insanız,çabuk sıkılıyoruz.sen parama kıydım 25 yıl miele kullanacağım dersin ama yenge hanım 5 yıl sonra değişelim artık bunu bak şu özellikle makine çıkmış derse moralin bozulur.

  • -beşiktaşta, kimsenin tencere tava çalmadığı bir sokakta tek başına bir çocuğun pencereye tüneyip bir elinde cezve bir elinde kaşık "sık bakalım sık bakalım biber gazı sık bakalım" ritmini tutması.

    -çarşı'nın açıklamasını dinlerken parkın karşısındaki bir evin balkonundaki tencere çalan yaşlı teyzeyi fark etmem, herkese gösterip teyzeye "beyaz" çektirmemiz.

    -binlerce kişi yürürken, balkondan tencere tava çalan bir dedenin gaza gelip tencereyi kafasına koyup öyle çalması.

    -aynı yolda kafamızın üstünden peçete koleksiyonunu döken küçük kız. maske, gözlük, limon, karbonatlı su atan amca.

    -arkadaşımın gaza gelip "tayyip yeter titriyorum bana biber gazı yolla müptezel oldum" diye çığlık atması. aynı arkadaşımın biber gazı kokuları gelince "komşular uyumayın maske atacağınıza parfüm sıkın şu sokağa" diye bağırması.

    -yolun sonunda çevik ve tomalarla karşılaştığımızda "çevik kuvvet beyaz desene" sloganları atmamız, "kırmızı" diye bağırdığımızda, "beyaaz" cevabını alamamızın üstüne "amirim izin ver beyaz desinler" diye bağırmak değil höykürmemiz.

    gülümseten, gurura gark eden, unutulmaması gereken detaylardır.