hesabın var mı? giriş yap

  • - bana üç kilo salatalık, bir kilo havuç, iki kilo kabak, bir kilo da patlıcan...

    - ouuvvvvvv sınır tanımam diyosun yani?

    - misafirim gelecek gerizekalı

  • üzerinden bu kadar zaman geçtikten sonra ekşisözlük'te bile ( başka yerde olsa bu kadar canım yanmayacak) savaş ay'ın pis bir katakullisi sonucu akıllara yanlış yer ettirilen "çişim geldi " cevabı ile aşağılanmaya çalışılan yıldız.
    efendim 1994 yılında türkiye dahil bütün dünyada beğeniyle izlenenen ve 1995 de oscar kazanan forrest gump filminin son sahnelerinin baş rol oyuncusu tom hanks'e ait unutulmaz repliği "çişim geldi " o yıl bir ödül töreninde tarkan tarafından tam yeri gelmiş bir pozisyonda filme gönderme olarak kullanılmıştır. mesele bundan ibarettir. savaş ay bile o gün yaptığı izleyiciyi yanıltma çabasından artık vazgeçmiş bu işten pişmanlık duyduğunu defalarca belirtmiştir. bunu temcit pilavı gibi her tarkan lafı geçtiğinde ısıtıp ısıtıp önümüze komaktan ve her seferinde yemekten bıkmadık mı?

    edit: forrest gump filminin bahsettiğmiz sahnesinin videosu:
    [http://www.youtube.com/watch?v=jsedbnslgok http://www.youtube.com/watch?v=jsedbnslgok]
    sevgili comptrol'a video ile ilgili verdiği bilgi için teşekkürler.

  • büyük üstad hakkında ilginç bilgiler

    - gitar soloları muazzamdır ve albümlerinde özellikle doksanlı yıllarda çıkan albümlerinde sound değişikliğine giderek klasik gitarla bestelerini yapmıştır...gittin o gidiş, kanayan gül, içim yanar ve dönebilsem bilinen en muazzam örnekleridir...kendisi james hetfield'a taş çıkartmasa da kendi çapında elektro gitar'ı saz kıvamında çaldığı da olmuştur:) işte o canlı performanstan ufak bir kesit...

    https://www.youtube.com/watch?v=-2tm9_yddp4

    - huzurum kalmadı bestesi 1977'de tutmasına rağmen şarkıyı seneler evvel yapmıştır. 72 yılında falan olması lazım...demekki demlenmesi gerekiyordu ortaya çıkması için.

    - adana'da sayısız yardım kuruluşlarına bağışı vardır ve hiçbirinin ortaya çıkmasını istememiştir. çukurova tv'de ya ortaklığı ya da bizzat tek başına kendi hissesi vardır.

    - ülkede muadillerine nazaran yani orhan, müslüm, ibo'dan farklı olarak türkü kasedi çıkarmamıştır. salt arabeskin yansımasıdır.

    -gülhane konseri rekoru daha kırılamamıştır...200 bin kişiydi sanırım guiness rekorlar kitabındadır hala.

    - 250'yi aşkın bestesi vardır ve ortaklaşa yaptıkları bestelerde kendisinin adını kullanmaz beste ortağının adını verir mesam'a.

    - marmaris'te koy satın alabilecek kadar da bu işten para kazanmıştır...hakkıdır.

    -klasik ve elektro gitar haricinde piyano ve bağlama çalmayı da bilir...işin mutfağında bulunur ancak bu müzikal bilgisini pek lanse etmez...

    - 250'ye aşkın bestesi olan bu insan sapına kadar alaylıdır...okuma-yazmayı hamaldan öğrenmiştir:)

    -müslüm gürses'in bizzat hastane masraflarını karışılamak istemiştir.

    ailemden kalan yegane unsurdur ferdi tayfur...14 yaşında ağlamazsam uyuyamam dinlenen bir evde aşık olmadan aşk acısı çektiren, fadimenin düğünü ile kente göçün saçma sapan sonuçlarından mizahi bir dille ve kilple bahseden bu yüce gönüllü insana allah uzun ömürler versin.

    gelen mesajlar sonrası edit: debe'ye ikinci siradan girmesi çok şaşırtıcı oldu ve tonla mesaj geldi geri donemediklerim kusura bakmasınlar...bunlar sadece buzdaginin görünen kısmı part 2 en kısa zamanda gelecektir.

  • türkiye özel okullar derneğinin ınstagram sayfasından "meb bürokratları ile yaptığımız, özel okul sorunlarını dile getirdiğimiz" diye yaptığı paylaşımda arkada bulunan slaytta görüleceği üzere özel okullar derneğinin nelere çalıştığını göstermektedir.

    görünen maddelerden bir kaç tanesi:

    - öğretmenin tek taraflı feshinin engellenmesi!

    - kayıt ücreti zamlarının liste fiyatı üzerinden yapılması gerekliliği

    - özel okulları itibarsızlaştıranlara yasaya eklenecek maddeyle yaptırım uygulanması.

    o maddelerden daha göremediğimiz neler var acaba?

    edit2: halihazırda zaten sözleşmeye ek madde ekleyerek tek taraflı fesihi cezaya maruz bırakabiliyorlar. burada böyle bir talepte bulunmak neden?

    bakın şunun da altını tekrar çiziyorum öğretmen zaten haksız yere kafasına göre sözleşmeyi fesih edip giderse, kurum sene başı imzalattığı sözleşmede karşılıklı tazminat maddesi koyabilir ve öğretmeni dava edebilir bunda değişen hiçbir şey yok hep böyleydi. aynı şekilde kurum da öğretmeni sebepsiz çıkarırsa öğretmen dava edebilir. buna rağmen böyle bir maddenin oraya yazılma amacı nedir?
    başlığa yazan özel kurum sahiplerinden anladığım kadarıyla onlar istiyor ki ben sözleşmeye böyle karşılıklı tazminat maddesi eklemeyeyim buna gerek kalmasın ki bana bir yaptırımı olmasın , devlet öğretmene 1 sene çalışmama cezası versin.

    koca koca adamlar oturdunuz özel okulun sorunları nedir diye düşündünüz bunları mı buldunuz? öğretmenin maaşını ödemeyen özel okullar, öğretmenin sigortasını yatırmayan özel okullar , eğitim ödeneğini yatırıp öğretmenden geri isteyen özel okullar? gibi bin tane şey sıralarım burada, bunlar özel okulların sorunu değil değil mi?

    iyi öğretmeni memnun edip nasıl uzun süreler birlikte çalışabiliriz bizimle kalmasını sağlayabiliriz diye konu başlığı açmakta var değil mi?

    kaynak:

    https://www.instagram.com/…vb/?utm_medium=copy_link

    https://imgyukle.com/i/ehhn0a

    https://imgyukle.com/i/ehhj51

  • terbiyesizdir. gerçek anlamda terbiyesizdir. ailesi terbiye vermemiştir. kişisel alan nedir bilmez. saygı nedir bilmez. her an her şeyi yapabileceğini sanır. burada onu savunan saygısızlar da vardır. bu ego değil arkadaşlar bu özel hayattır. öğretmenin de özel hayatı var. saygı duymanız gerekiyor.
    benim de bir öğrencim gece 3 te ödev göndermişti ertesi gün neden bu saatte gönderdin diye sorduğumda “daha erken ben 5 te uyuyorum” demişti. işte dünyayı kendi etraflarında dönüyor sanıyorlar. o uyumamışsa kimse uyumamıştır sanıyor.

  • ben tarihçi değilim lâkin şöyle bir eleştirim olacak;
    bazı konular çok üstünkörü işlenmiyor mu? tamam müfredata uysun tarih öğretmenlerimiz ama öğrencilere dipnotlar verilmeli diye düşünüyorum sözlü bile olsa.

    ipek yolu ve baharat yolu isimlerini hepimiz duymuşuzdur ama haklarında bildiğimiz şeyler iki üç cümleyi geçmez. oysa buralar mistisizm kokan kadim tarihin en önemli ticaret yollarındandır. yani bu yolları öyle bir anlatabiliriz ki öğrencilere, çocuklar tarih - ekonomi - politika meraklısı canavarlar hâline gelebilirler.

    öncelikle ipek yolu nedir?

    ilk çağ ve orta çağ'da çin'den avrupa'ya uzanan ticaret yollarından en önemlisi, en işlek olanıdır. ipek yolu ismini, alman coğrafyacı ferdinand von richthofen vermiştir. sebebi de pek tabii bu yolda en çok taşınan yükün ipek olmasıdır.

    sadece ticarî amaçlı kullanılmamıştır bu yol elbette. seyyahlardan simyacılara, askerlerden din adamlarına dek herkesin kullandığı bir yol.

    şu anda böyle bir kültür çeşitliliği görebileceğimiz herhangi bir bölge var mıdır acaba? belki istanbul.

    ipek yolu dediğimizde aklınıza tek bir güzergah gelmesin! elbette yer yer yollar birleşse de birçok farklı kolları vardır. meselâ en eski kolu kürk yolu denilen ve sibirya'nın güneyinden geçen yoldur. bakın şimdi ilginç olana; bu yolun diğer ucu da persler'in ülkesine gider. nâm-ı diğer zerdüştî diyarı. peki bu devasa pers imparatorluğu'nu kim kurmuştur?
    bu ipek yolu'nu kullanarak güneye inen sibiryalı iki kabile, gas ve pin kabilelerinin büyümesiyle kurulur. tek kavim hâline gelince kaspia adını alırlar.
    buradan batı dilinde hazar gölü'ne neden " caspian " denildiğini de anlamış oluyoruz.
    gas - pin : kaspia : caspian

    bu, ipek yolu'nun medeniyet tarihi üzerindeki etkilerine sadece bir örnekti.

    bu yolun tüm kolları da dahil olmak üzere her yerinde birçok arkeolojik çalışma yapılmış ve her devirden, farklı milletlerden birçok tarihi eser ortaya çıkarılmıştır. meselâ, yeşim çin yüzükleri, romalı askerlere ait eşyalar, yunan - göktürk sikkeleri, hint gümüş külçeleri vs.

    gelelim çin'e. ne tuhaf ülke be kardeşim!
    m. ö. 220 senesinde " ekonomik büyüme " kararı alıyor devlet. ipek yolu'nun çeşitli yerlerine " gümrük görevlileri " koyuyor ve bu görevliler kalitesiz malların çin'e girmesine izin vermiyorlar!
    ancak çin, ülkesinden en kalitesiz ipekleri çıkarıp özellikle mezopotamya olmak üzere dünya pazarına sunuyor.
    " ucuz çin malı " tabirinin tarihçesini de öğrendiniz.

    daha sonra ise tarih sahnesine türkler çıkar ve ipek yolu'nun çok büyük bir kısmı hunlar'ın kontrolüne geçer. çinliler rahat durur mu peki? ipek yolu üzerinde, hun konaklarında ve hun şehirlerinde tabiri caizse çinli ajanlar, seyyah ve tüccar kılığında cirit atarlar. bunların en meşhuru çin imparatoru vu di'nin has adamı kumandan qian'dır. adam, hunlar'ın inciğini boncuğunu rapor eder imparatora ve bu istihbaratlara göre hareket eden imparator nihayetinde hunlar'ı çekilmek zorunda bırakır çoğu bölgeden.

    şöyle güzel bir bilgi daha vereyim;

    çinliler ile müslümanlar arasında yapılan talas savaşı'nın tarihi 751 iken, ipek yolu'nun çin'deki başlangıç noktasında bulunan qing zi ( ulu cami )'nin yapılış tarihi 742'dir.
    bu bilgiden yola çıkarak birçok çıkarıma varabilirsiniz.

    meselâ islâmiyet, ipek yolu üzerinden hızlıca yayılmıştır ki bu yol üzerinde bulunan lanzhou şehrine " küçük mekke " adı verilir!

    yine de bu yolun ekmeğini en çok yiyen müslüman devlet osmanlı devleti olmuştur çünkü istanbul gibi bir şehri ele geçirmiştir. ve tabii güneyde de iskenderiye gibi önemli bir şehir yine osmanlı hâkimiyetine girer.

    baktığımızda, bir müslüman - türk imparatorluğunun zamane dünyasının en önemli ticarî merkezlerine ve yollarına sahip olması avrupalıları coğrafî keşiflere çıkmaya mecbur bırakmıştır.

    ipek yolu aynı zamanda mitolojilerin, dinlerin, gelenek ve göreneklerin, giyim kuşam şekillerinin vs. de yayılmasını sağlamıştır. öyle ki üç yüz yıl boyunca iran'da, çinliler gibi giyinir insanlar mesela.
    budizm, japonya ve hindistan'a yayılır.
    yunan mitolojisi ile iran - türk mitolojileri arasında bir sürü benzerlik belirir.
    islâmiyet, türk topluluklarına ulaşır.

    ve avrupa nüfusunun üçte birini yok eden veba salgını...

    ilk olarak çin'in bir eyaletinde ortaya çıkar bu veba ve pireler yoluyla insanlara bulaşmaktadır. peki çin ne yapar? bölgedeki insanları karantinaya alıp oradaki ipek kumaşları, kürkleri vs. ipek yolu üzerinden avrupa'ya gönderir. ayrıca yine moğollar da üzerlerinde taşıdıkları bu pirelerle batıya getirir vebayı.
    avrupa'nın haricinde asya'da da 75 milyon kişi ölür.

    çin'de yaygın olup da dünyada bilinmeyen barut, top, kağıt vs. gibi icatlar da ipek yolu sayesinde öğrenilir ve en çok türklerin yararına olur mâlum. avrupa'da da derebeylikler yıkılır bu bilgi ile.

    kısacası bu ipek yolu günümüzdeki dünya düzenini var eden yoldur. tabii yeni dünyanın kuruluşunu sağlayan bu yol yeni dünyada kendine yer bulamaz.

    bir de baharat yolu var tabii. mısır çarşısı'ndaki güzelim kokunun hindistan'dan avrupa'ya dek var olduğunu düşünün. tabii keşke öyle olsa. lâkin yine de kekik kokulu kervanlar yürüyordur illaki bu yolda.
    ne hoş!
    keşke baharat yolu'nda gezen bir seyyah olaydım da acıkınca mantı pişirip baharat yakaydım üzerine...

  • merhaba,

    erişim engeli konusunda yine bir karar olduğunu gördük ancak ayrıntısı hakkında bilgi sahibi değiliz. henüz tarafımıza tebliğ edilmiş bir kararın bulunmadığını bilmenizi isteriz.

    bir önceki engelleme sürecinde yaşadığımız gibi, yine sözlük'te algı çalışması yapan bir grup kullanıcıya yaptırım uygulamamızı takiben sözlük'e erişim engeli getirildi.

    ekşi sözlük'ün etkisi içeriklerin ve gündemin her fikirden kullanıcılar tarafından organik olarak oluşturulmasından gelmekte. bu etkiyi algı çalışmalarına malzeme ederek kötüye kullanmaya çalışan organize ekiplere her zaman müdahalede bulunuyoruz.

    tüm bu hukuksuz engellemelere rağmen, kendi düşüncesini paylaşmak ve başka düşünceleri okumak isteyen tüm kullanıcılarına alan sağlamaya devam edeceğiz.

  • sevmek senede üç bölüm izlicem diye bütün yıl sherlock holmes'u beklemek gibidir.

    olm adamlar resmen sevmenin en doğru tanımını yaptılar

  • sorunu doğru tespit eden açıklama.

    "siz" yolunuza devam ediyorsunuz. bizlerin çoğu yolda kaldı, kalanı da sürünerek ilerliyor.

    umudumuz, yola sizin olmadığınız bir rotada tekrar devam etmek.