hesabın var mı? giriş yap

  • “bu kadar zamma bu insanlar dayanamayacak. bunun sonu çok kötü olacak” demiş afedersin rizeliler.
    ne olacak?
    oy mu vermeyeceksiniz?
    ne yapacaksınız?

  • bertrand russell tarafından, tanrının ispatlanmasının bilimin değil, böyle bir fikri ileri sürenlerin yükümlülüğü olduğunu göstermek için gösterilen bir örnektir. şöyle der kendisi:

    if i were to suggest that between the earth and mars there is a china teapot revolving about the sun in an elliptical orbit, nobody would be able to disprove my assertion provided i were careful to add that the teapot is too small to be revealed even by our most powerful telescopes. but if i were to go on to say that, since my assertion cannot be disproved, it is an intolerable presumption on the part of human reason to doubt it, i should rightly be thought to be talking nonsense. if, however, the existence of such a teapot were affirmed in ancient books, taught as the sacred truth every sunday, and instilled into the minds of children at school, hesitation to believe in its existence would become a mark of eccentricity and entitle the doubter to the attentions of the psychiatrist in an enlightened age or of the inquisitor in an earlier time.
    kaynak: http://en.wikipedia.org/wiki/russell's_teapot

    özetle diyor ki, eğer ben dünyayla mars arasında, güneşin etrafında dönen ama en gelişmiş teleskoplarımızla bile farkına varılamayacak bir çaydanlığın olduğunu söyleseydim, kimse bu önermemin yanlış olduğunu ispatlayamazdı. ama eğer ben aksi kanıtlanamayacağından yola çıkarak insanların bu çaydanlığın varlığından şüphe duymalarının kabul edilemez olduğunu ileri sürseydim, herkes haklı olarak saçmaladığımı düşünürdü. ama eğer bu çaydanlık antik kitaplarda "kutsal bir gerçeklik" olarak geçerse ve insanların beyinlerine sürekli empoze edilirse, bu sefer onun varlığından şüphe duyanları ya engizisyon mahkemesine veriririz, ya da psikiyatristlere.

    edit: linkle ilgili uyarısı ve düzeltmesi için blu'ya teşekkürler.

  • yolsuzluktan istifa edilir mi be? milli iradeye saygisizlik yapmislar o millet sizi yolsuzluk yapin, hem calin hem calisin diye oraya getirdi!

    edit: yolsuzluk degilmis yeni versiyonu ekliyorum.

    sucsuz insanlar cezalandirildi diye istifa edilir me be? milli iradeye saygisizlik yapmislar. o millet sizi istedginiz gibi at kosturun, istediginizi cezalandirin, istediginize terorist muamelesi yapin diye oraya getirdi!

  • bi adam elinde telefon;

    -aloo,hayvanat bahçesi mi?
    -evet?
    -zebra orda mı?
    -burda?
    -versene bi!
    -arkadaşım kafan almıyo heralde.yeter arama artık
    -maymun? sen misin?
    -la havle vela kuvvete...
    -oha müslüman maymun..

  • bir ofiste calisanlar aralarinda konusmaktadir..

    - benim hatun tatile fransa ya gidecek, gezsin hava alsin dedim.
    - benimki de phuket istiyordu, kiramadim gonderiyorum..
    - benim esim de fiji ye gidicem diye tutturdu, biletini aldik.

    birisi cayciya donup dalga gecer gibi:

    - ee ali emmi sen nereye gonderiyosun yengeyi?

    - ben bi yere gondermiyorum yegenim, yengenizi kendim s.kecem..

  • manyak counter haritası olur buradan. gece halinden ama. böyle sarı ışıklar, karanlık biten yollar. uzaklardan gelen bağırma ağlama sesleri. bilemedim. yaksak mı acaba burayı.

  • eminim çokça yazılmıştır ama malum ben de aynı şekilde iletişim kurduğum için mecburen yazacağım.

    daha cep telefonları çıkmamışken ya da yeni yeni zenginlerin erişebildiği zamanlarda ev telefonundan ya komşu kızına kız arkadaşımızın ev telefonunu aratırdık ya da biz erkek halimizle kız sesi çıkarıp , telefona sevgilimizi isterdik.

    +alo damlayla görüşebilir miyim ben ayça*

    bunu yaptığım kız arkadaşımın annesi numaramı hiç yememiş ama bir şey de söylememişti.

    sonra cep telefonları yaygınlaştı. ama bu sefer de pahalılık sorun oldu. çözüm klasik ama;

    1 çaldırma aklımdasın
    2 çaldırma seni seviyorum
    3 çaldırma ve üstü aç ulan o telefonu ben arıyorum.

    daha sonra cem uzan sağolsun telsim' i çıkardı da 250 kontör karşılığı sınırsız sms ve konuşma hakkımız oldu. bir dönem (bkz: aycell) de buna benzer bir şey yapmıştı ama çok hatırlamıyorum.

    sonrasında bilgisayar çağına girdik. msn girdi hayatımıza. titreşimler, ne dinliyorum özelliği vs altın çağdı ama bu söylemeden geçemem.

    derken blackberry telefonlar moda oldu. bbm pin'i paylaşıp sohbete başladık. bu aynı zamanda twitter'ın yayılmaya başladığı zamanlardır.. yavaş yavaş facebook'u dedelere teslim ettiğimiz zamanlar

    en sonunda iphone 3, ardından da 4'ün çıkmasıyla whatsapp çıktı ortaya. herkes bir anda aaa whatsapp diye bir uygulama varmış, bedava konuşabiliyorsun diyerek birbirine sms atmaya başlamıştı.

    zaman tüneli gibi yemin ederim yaa. hepsini yaşadık iyisiyle kötüsüyle.

  • kadın adam. 21 senedir toplanan deprem vergileri nerede? bunu sormuş? burda hakaret edip gürleyeceğine cevap ver. nerde olm 70 katrilyon, yeni para ile 70 milyar.

    edit: para birimi. rüyamızda göremeyeceğimiz meblağları adamlar biz uyurken aşırıyor.

  • iran o işi kendi halletti. durumun ciddiyetinin farkına varıp zarrab'ın ortağı zencani'yi kendisi yargıladı hapse attı. hatta onunla işbirliği yapan dönemin başkan yardımcısı da içerde.
    sen ne yaptın, ucu sana dokunacak diye bunları yargıdan korudun. al işte adam kendi ayağıyla gidip şimdi orada seni satıyor.

  • ülke öyle bir hale getirildi ki altı üstü zincir market olan bir oluşum seferberlik altında, cepheden mektup gönderen muharip er gibi tavır takınıyor.

    niye bir saat erken uyanmak zorunda kalasın?

    neden en değerli varlığını, çocuğunu yalnız bırakıp gitmek zorunda kalasın?

    neden, neden, neden?

    bu reklam bir ironi değilse zırhlı mercedes'ten şükür öğretenlerden hiçbir farkları yok demektir.

    bir türk dünyaya bedeldir. türk'ü köle yapanlardan ben razı değilim kardeşim.