hesabın var mı? giriş yap

  • özlem türeci biontech se.'nin tıbbi sorumlusu, kurucusu ve sahibi.

    "özlem türeci ve eşi misafirimiz olacak" dense yeridir.

  • niels bohrun "hayatın anlamı hayatın anlamsız olduğunu söylemenin anlamsızlığıdır. " sözüyle bahsettiği yaklaşım.

    canlılık, hayatta kalmak, biyolojik yaşam, ekosistem anlamsızca var olmuş olsa dahi bunun anlamsızlığını vurgulamak, buna odaklanmak anlamsızdır. hayatınızın anlamı sizin ona yüklediğiniz anlamdır...diye yorumluyorum.

  • mangal gibi yurekleri vardir ve her cesur insan gibi majestelerinin agiz dolusu hakaretine maruz kalmislardir.

    “şimdi geliyorum çok enteresan şurada bir grup, affedersiniz edebim müsaade etmiyor tabi de, sırtlarını dönerek işaret yapıyorlar. ya sizde zerre kadar nezaket varsa, haysiyet varsa, yani zerre kadar kabiliyetiniz varsa siyasette yer parlamentodur. orada konuşursunuz. meydanlarda konuşursunuz. kalkıp da bu tür tehditlerle bu tür affedersiniz ahlaki olmayan yöntemlerle bir yere varamazsınız."

    http://haber.sol.org.tr/…sizde-haysiyet-olsa-118308

  • taksi durdurup durdurup; ''abi orası kısa mesafe'', ''köprüyü geçemem, uzak'' laflarına maruz kalan dayım ile, durdurduğu başka bir taksici arasında geçen diyalog:

    dayım: (kapıyı açar) nereye gitmek istersin?
    taksici: !? anlamadım abi:/
    dayım: nereye gitmek istersin dedim? taksi durduruyorum yarım saattir, yok o mesafe kısa, yok o uzun deyip duruyorlar. sana en uygun nereyse orayı söyle de, ben de oradan giderim artık bir şekilde.

  • türkiye’nin görüp göreceği en iyi komedi dizilerinden biridir. ama asıl üzücü olan farkında olmadan eski türkiye’nin son anlarını yaşadıklarımızdan, türkiye’nin biraz da olsa yaşanılabilir olduğu zamanlardan olması. dizinin karakterleri ve hikayeleri de hep bu yönde gelişmiştir o yüzden.

    mesela tahsin bey son derece ataerkil, taşralı bir zengindir. kızının akşam çıkmalarına, oğlunun/yeğeninin içip eve gelmelerine karşı çıkar. ramazan’da oruç tutar. ama milli bayram kutlamalarında şampanya içer. bu arada doğum günü 29 ekim’dir.

    bülent onaran ortalama bir türk profiline göre oldukça aykırı, elitist, avrupai, zamanın şartlarına göre fazla özgürlükçü bir karakterdir. ama fransa’nın ermeni soykırımını tanıdığı zaman “fransızlara kızıyorum azizim” diyerek tepkisini göstermiştir. çakma solcu değil gerçek bir aydındır.

    burhan dizinin en sahtekar, çıkarcı, paragöz, güvenilmez karakteridir. izzet’in makbule’yi dövdüğü sahneden sonra makbule “dağlısın sen, o beğenmediğin burhan bey saçımın teline bile dokunmaz” der. sonrasında evdekilere morarmış suratıyla yakalanmamak için burhan’ın evine gider. hatta burhan ortalık karışmasın diye makbule’yi dövdüğünü iddia edip sacit’ten dayak yemeyi göze alır.

    sacit demişken, kumarbazın tekidir. sertaç ve tacettin ile arkadaş olduğu sahnede sokaktan geçen iki adam fatoş’a açık giyindiği için laf eder, onlara size ne oluyor deyip kavga ederler.

    kubilay dünyadaki gelişmelerden son derece uzak, aileden varlıklı bir iş adamıdır. apolitiktir. o bile sacit ve osman’ın kara çarşaflı kadın kılığına girip sokak röportajı yaptıkları sahnede fatoş bir kadın olarak buna karşı çıktığını söylerken, kubilay, yuh artık, pes dedirten yakışıklılık, “belki o da kendini öyle rahat hissediyor, niye karışıyoruz ki” der.

    avrupa yakası’nda ramazanda eğlenceler düzenlenir, bayram ziyaretleri son derece önemlidir ama bir yandan yılbaşılarında dansöz çıkartılır, 29 ekim kutlanır. bizim çocukluğumuzdan beri gördüğümüz türk kültürünün televizyondaki son örneklerindendir. kapıcı ailesinden sütçüoğlu rezidansına, taşralı burhan’dan iş adamı kubilay’ına kadar bugün tamamen kutuplaştırılmış laik-müslüman kültürünü bir potada eritmiştir.

    oyuncuların performansı, senaryonun mükemmelliği bir yana, şu an içinde bulunulan toplum şartlarından dolayı bir benzerinin gelmesi imkansızdır. bugün “bizimkiler” den nasıl bahsediliyorsa bir 20 sene sonra da ondan benzer şekilde bahsedilecektir.

  • kelime anlami olarak, "halkin cikari, genel iyilik" demektir. commonwealth sozcugu 1513'ten sonra "devlet" anlaminda da kullanilmi$tir. 4 onemli kullanimi vardir ki bunlardan ikisi britanya ile ilgilidir.

    ilk olarak, 1648 ingiliz devrimi sonrasinda, kraliyetin lagvedilmesi ile ortaya cikan ve oliver cromwell'in once parlamentonun lideri, sonra da diktator / tek yonetici olarak hukum surdugu, 1658'de cromwell'in olumu ve oglunun onun yerini dolduramamasiyla zayiflayip, 1660 yilinda da kraliyetin yeniden kurulmasiyla yitip giden yonetim $eklini gosterir. buradaki anlami "devlet"tir, cunku var olan devlet artik yoktur ve yerine bir$ey konmasi gerekmektedir. ayrica, commonwealth of australia gibi orneklerde goruldugu uzere, genel toplum cikari gozetilerek ve hukuk temelleri uzerinde kurulmu$ bir devlete de commonwealth adi verilir. 1901'de kitadaki eyaletlerin birle$mesiyle resmi olarak commonwealth of australia adini alan avustralya'nin yanisira, abd'yi olu$turan eyaletlerden 4 tanesi, kentucky, massachusetts, pennsylvania ve virginia da kendilerini commonwealth olarak tanimlarlar cunku halkin genel onayiyla (yani me$ru) hukumetleri oldugunun altini cizmek isterler.

    ikinci kullanimi, bir araya gelmi$ devletleri betimlemek icindir. en bilinen ve neredeyse tek bilinen kullanimi, bizim ingiliz uluslar toplulugu dedigimiz, eskiden british commonwealth, $imdilerde commonwealth of nations diye bilinen olu$umu tanimlamak amaclidir. bunun temeli britanya ile cok buyuk cogunlugu britanya'nin somurgesi olmu$ ulkeleri bir araya getiren bir olu$um olmasi; bu ulkelerin kendi rizalariyla uye olmalari; ve britanya kralicesini (ya da kralini) en ust yoneticileri olarak tanimalaridir. bu devletlerin her biri farkli $ekilde (kraliyet, me$rutiyet, demokrasi, diktatorluk, vd.) yonetilir ama yine de olu$um hepsini icine alir. yine ayni $ekilde, ulkelerin birle$melerine dayanan commonwealthler de vardir ki buna iki ornek, 16. yuzyildan 18. yuzyil ortalarina kadar suren polonya-litvanya commonwealthi ve tabii ki sscb'nin dagilmasi sonrasinda ortaya cikan bagimsiz devletler toplulugudur, yani commonwealth of independent states'tir.

    ucuncu olarak ise, genellikle kamu yonetimi ve siyaset bilimi konulariyla ilgili olarak, halkin cikarlari ve kamuoyu anlamlarinda da kullanilir.

    son olarak ise, cooperative commonwealth diye bilinen bir kavram daha vardir. bu, anarko-sendikalist bir mantikla kurulmu$, kooperatiflerden ve sosyalist prensiplerden kaynaklanan komunlerin birligi olarak du$unulebilir. ancak, 19. yuzyildan sonra uygulamalarina -en azindan bilinir olcekte- rastlanmamaktadir.