ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık: en iyi erkek oyuncu oscarını rıza baba alır
entry: hadi evlat ver o oscarı bana.
fatih terim fonundaki skandal dekontlar
-
--- spoiler ---
denizbank kaşesi ile denizbankın yetkili kıldığı müdire imzası varsa, denizbanka geçmiş olsun
--- spoiler ---
o kaşeyi 75 lira'ya yapıyorlar yiğidim.
oldu amk kaçır bir banka müdürünü a4 kağıdına zorla imza attır. bir de kaşe yaptır.
ne oldu banka sorumlu oldu. vay anasını yaaa.
dekont dediğiniz şey çift nüsha olur, biri de bankada kalır. ayrıca dekontun şekli de şemaili de bellidir.
öğrenci evine giren hırsız
-
- abi eve hırsız girmiş.
+ laptoplar yanımızda mı?
- evet.
+ o zaman değerli bir şeyimiz kalmadı içerde. kapıyı üstüne kilitleyin, açlıktan ölsün şerefsiz.
robert de niro al pacino tamer karadağlı
hatırladıkça iç burkan garibanlık anıları
-
1997 yılıydı. o dönemde liseyi kazanmıştım. liseye girişte sağlık raporu istenmişti. velhasıl o raporu almak için bakırköy devlet hastanesine gitmem gerekiyordu. fakirlik işte, annem öyle bir para verdi ki muayenelere yola yemeğe yetecek mi bilmiyorum.
yolda sürekli inşallah çok fazla masraf tutmaz diye içimden geçirdim. hastanede biraz masraf çıktı haliyle. ben paralarımı hesap ederken karnım o kadar açıkmış ki anlatamam. hastanenin önündeki büfeye geldim:
ben: abi simit kaç para?
büfeci: ... lira
ben: peki meyvesuyu kaç para?
büfeci: ... lira
ben: o zaman bi simit alayım abi
büfeci: meyvesuyu vermeyim mi?
hayatımın o anı sanıyorum kendimi en gariban en yalnız hissettiğim andı. büfeden simit alırken beni gören orta yaşlı bi bayan daha sonra yanıma gelip "ben sana meyvesuyu alayım mı oğlum" demişti en anaç haliyle. beni bi ağlama aldı ama anlatamam sözlük. (bkz: bu da böyle bir anımdır)
kenan imirzalıoğlu 1.65 boyunda olsaydı ne olurdu
-
(bkz: kenan imir)
imamoğlu'nun 200 milyona köşk yaptırdığı iddiası
-
1- 200 değil 20 milyona restore edilmiştir.
2- ailesi için değil, kültür sanat faaliyetleri kapsamında kullanılacaktır ve bu durum da açıklanmıştır. biraz edep.
edit: düzeltme.
mrna aşılarının seneler sonraki yan etkileri
-
mrna aşılarının karşıtları inanılmaz cahilsiniz ama yapacağım açıklamalar sizi iyi etmeye yetmez. o nedenle size değil burayı okuyup aklı karışabilecek olan eğitilebilir cahillere seslenmek istiyorum.
mrna sitoplazmaya girer, çekirdeğe girmez.
mrna dizisinin okunma sayısı bellidir, üreteceği protein sayısı bellidir.
üretilen proteinin ömrü bellidir.
bu parametreler sabitken bu aşının uzun dönem bir etkisinin olması imkansızdır.
bakın düşük bir ihtimal de olsa olasıdır, mümkündür bile demiyorum
imkansızdır.
rica ediyorum sizden daha cahil insanların görüşleriyle aşı karşıtlığına kapılmayın.
bu alanda makale yazıyor olsam ben de uzun dönem etkileri araştırmalar henüz yapılmadığı için bilinemez yazardım ama halkın bu tip bir kesinliğe ihtiyacı yok. halk mümkün olan/makul olan kesinlikle yetinmek durumunda. her gün 3 kilo domates yemenin 10 yıllık etkileri üzerine de bir çalışma yok ve bu tarz bir beslenmenin uzun vadede insana ne yapacağı bilinemez. ancak domatesi biliyorsanız yiyecek adama yeme demezsiniz. hakkında makale yazıyorsanız bilemeyiz dersiniz.
mrna aşılarının uzun vadeli etkilerini bilmiyoruz demek bu tarz bir veridir.
biliminsanları kafalarına göre asla zarar veremez, kesin zararsızdır diyemezler makalelerinde. bir şeyi bilmiyorlarsa bilmiyoruz yazarlar. zaten öyle de yazmak zorundalar. ben de bilimsel bir metin yazarken %99.9 emin de olsam %100 değilse bilemiyoruz yeterli çalışma yok yazıyorum. ancak mrna'yı biliyoruz, hücreyi biliyoruz, mrna'nın sitoplazma içinde ne yaptığını biliyoruz, aşının nasıl işe yaradığını çok net biliyoruz. tüm bileşenlerin ömürlerini biliyoruz. aşının insanlar üzerinde yapılan faz çalışmalarını ve sonuçlarını biliyoruz.
noktaları birleştirince makul kesinlikle aşının insanlığa faydalı olduğu sonucuna ulaşıyoruz.
bunları bilerek isteyen aşısını olur, istemeyen olmaz.
konu bu.
edit: mesaj kutum çöktü. ilginize de eleştirilerinize de teşekkürler ama cevap yazmaya yetişmem mümkün değil. sözlüğün bu dinamik yapısı beni hep cezbetti. iyi ki varsınız.
kamu spotu: şeker orta vadede kesin olarak ömrünüzü kısaltıyor. aşıyı istiyorsanız tartışın ama şekerden uzak durun.
neden para basıp borç ödemiyoruz
-
oyle bir sorudur ki; bunu soran kişinin, cevabı bulana kadar, oy kullanma hakkı elinden alınmalıdır.
taner yıldız'ın kızından erdoğan'a sürpriz
-
haberin linki
5 maden göçüğü, 6 şantiye kazasından daha istifa etmeden kurtulabilme imkanı sağlayan hareket.
katana
-
uzun japon kılıcı. samuray kılıcı olarak da bilinir. tek yönlüdür. hafif bir kıvrımı vardır.
katana kullanımında amaç düşmanı tek darbe ile öldürmektir. bu yüzden katana tek yönü oldukça keskin, savrulmaya meyilli ve darbe esnasında kullanıcıya hareket gücü kazandırması için hafif eğiktir. bu eğiklik çok tercih edilmese de saplamak için de kullanılır.
katana orjinalinde bir samuray kılıcı olduğu için hak eden samuraya özel olarak ustasından yapılırdı. bir katana yapımı ortalama 1 - 1,5 sene sürmektedir. tabii yeni tekniklerle olayı kısalttılarsa bilemiyorum ama gerçek bir katana ustası için ideal süre budur. katana çift elle tutulacağı için sapı kaymaya, terlemeye karşı koruyucu olsun diye genellikle köpek balığı derisinden yapılır. boyu kılıcın sahibine orantılı yapılır. ortalama japon boyu hesaplandığında 1.40'tan başlar 1.60-70'e kadar çıkar. ve eğer yanlış hatırlamıyorsam 3 çeşit çeliğin farklı noktalarda kullanımıyla oluşturulur. eğer istenilen kılıç elde edilemezse o emek tamamen çöpe gider, usta yeniden yapar.
katana dünyanın en keskin kılıcı olarak bilinir. amaç da zaten kesmektir. kurşunu bile ikiye bölebilir. fakat kılıç sonuçta ne kadar mükemmel bir ustanın elinden çıkmış olursa olsun ruhu yoktur. ruhunu sahibi verir. ruhsuz ellerde ancak kişinin kendisini kesip biçmesine neden olur. katana sahibiyle bütün halinde etkilidir.
çöpçüler kralı'ndaki hacer
-
günümüz türkiyesindeki kızların atasıdır. kültürel donanımı ve maddi gücü yoktur ama hep en iyisini arar. iyisini bulsa bile daha iyisi vardır mantığında hareket eder. kendince en iyisini bulunca da kompleks yapıp partnerine eziyet etmeye başlar. hacerler sıkıntılı tiplerdir. size selam verdiği an ortamdan uzaklaşın.
uzak (film)
-
durağan bir film olabilir ama bir o kadar da gerçek. iki adam.. farklı kültürler... farklı yaşam standartları.. ama temelde aynı sorun; yalnızlık ve bunun yarattığı bunalımlar... diyaloglar o kadar gerçekçi ki sanki evinde oturup konuşan iki insanın özel alanına girmişsiniz de gizlice izliyormuşsunuz duygusunu yaşatıyor. kimse rol yapmamış, filmin güzelliği buradan geliyor olabilir.
türkiye ışid'e silah veriyor algısı yaratmak
-
algısı mı kaldı lan? vermişiz vereceğimizi. yavşaklığın lüzumu yok. türkiye'de darbe olup chp'liler mhp'liler işkencedeyken sizin gibiler avuçlarınızı ovuşturuyordunuz. duyan da darbeden muzdaripsiniz sanacak.