hesabın var mı? giriş yap

  • iletişim devimiz, gururumuz, selocanımız turkcell'imizin bir iletişim devine yakışır şekilde, twitter'a erişim engeli için dava açması.

    bunu yaparken twitter adreslerini askıya falan almadılar tabi. "twitter'a erişim engellensin diye dava açalım ama kaybederiz falan, hesabımızı açık tutalım, ne olur ne olmaz" mantığı var sanırım.

    sen ne büyüksün turkcell. sen ne yücesin turkcell. yönetim kuruluna atilla koç'un atandığı turkcell. ensar vakfının yılmaz destekçisi turkcell.

  • ben de burada atıp tutanlar gibi düşünüyordum. gerekirse işi gücü bırakır annemle ilgilenirim diyordum. önce teyzem destek oldu, 4 ay evinde ilgilendi ama annem orada çok mutsuz oldu. sürekli evine gitmek istedi. evi farklı bir şehirde. yanına bir yardımcı buldum, evine yerleştirdim, her haftasonu uzun yol yapmayı da, tek maaşla iki ev geçindirmeyi de göze aldım ama annem yine mutsuz.

    kendi hayatının kontrolünü elinde tutmaya alışkın, hep özgür yaşamış, asla tahakküm altına girmeyecek eski bir bankacı ve ticaret kadını. ilk ay kızı kovdu, azarladı, sürekli bağırıp çağırdı, ağlattı… yalnız kalamayacağını idrak edince bu kez kötü davranmayı bıraktı ama sürekli şikayet etmeye başladı. 3 gündür yemek yemiyor mesela, protesto ediyor kendince ki beslenme onun için ilaçtan bile daha mühim şu an.

    2 hafta önce bir epilepsi nöbeti geçirdi, tekrar etme ihtimali yüksek. sol gözünün üzeri morarmış, konuşamadığı için ne olduğunu söyleyemiyor, sadece düşmediğini veya bir yere vurmadığını, canının da acımadığını söylüyor. yani sorunca 'yok yok' diyor sadece.

    nezle oldu, sürekli uyuyor dedi kız, doktora gitmesi lazım ama asla ikna edilemiyor. gerek yok diyor. hayır istemiyorum diyor.

    kişisel hijyenini yeteri kadar sağlayamıyor ve benden başka kimsenin de yardımcı olmasına izin vermiyor.

    istanbul'da yaşıyorum ben. iyi ve huzurlu olduğum bir işim, kendimle mutlu olduğum bir hayatım, ilgilendiğim hayvanlarım var. her şeyi bırakıp yanına gitsem yine mutlu olmayacak artık bunu biliyorum. onun istediği eski düzen ve özgürlüğü ama bu mümkün değil artık. bunu idrak edemiyor, etse de kabul edemiyor. kaldı ki sadece onun maaşıyla geçinmemiz gerekecek. bu da mümkün değil, sadece aç kalmamamıza yeter, o da belki.

    yanıma alsam, gündüz işteyim yine eve biri lazım. istanbul'da bakıcılar 600 dolardan kapı açıyor. bütün hayatımı ona endekslemem, kendimden tamamen vazgeçmem gerekiyor benim ki ona rağmen her şeye yetebilmem mümkün değil. hijyenini nasıl takip edeceğim? her gün çeşit çeşit yemeğini nasıl hazırlayacağım? evde düşse, bir nöbet geçirse nasıl hastaneye yetiştireceğim?

    işi bıraksam, annem 72 yaşında, kardeşim falan yok. 20 sene her şeyi bırakıp kendimi ona adasam o gittiğinde ben 57 yaşında olacağım. emekli olamamış, bir geliri olmayan, ödemesi gereken bir ev kirası, faturaları olan yalnız bir insan olarak ben ne yapacağım o gün geldiğinde? hayırsızlık denen bu rasyonel düşünme şekliyse kendimle yüzleşip hayırsızlığımı kabul etmem lazım demek ki.

    basit şekilde, acaba düştü mü, yemeğini yedi mi, bir yeri ağrıyor/acıyor mu, pedini değiştirebildi mi… 6 aydır bunları düşünmeden geçen tek bir günüm, uykusuz ve bitkin şekilde uzun yol yapmadığım tek bir hafta sonum olmadı. şimdi onun güvende olacağı ve ihtiyaçlarının karşılandığından emin olacağım bir hayatı onun için yaratmak mı hayırsızlık yoksa şu an yapmaya çalıştığım mı?

    hayırlı evlatların fikirlerini, çözüm önerilerini duymayı samimi olarak çok isterim.

    debe editi: ben bunu yazdıktan 2 saat sonra yardımcımız valizini topladı gitti. :) hafta içi 4 gün 08:00-19:00 annemle ilgilenecek ve evin işlerini halledecek, büyük ırk köpeğimden de korkmayacak birini arıyorum. böyle bir çevresi/tanıdığı olan varsa benimle iletişime geçebilir mi? lokasyon istanbul. teşekkürler.

  • protein tozu kullananların yakinen bildiği, bünyeye bol protein girmesi neticesinde gerçekleşen ve burun parçalayan osuruk. protein tozu kullanmayıp bol protein içeren besinler tüketen bireylerde de görülmesi mümkündür.

    olma sebeplerinden birisi, protein ve proteinli besinlerin yavas sindirilmesi sebebiyle sistemde daha uzun sure kalmasi, neticede icerde curuyup ceset gibi kokabilmek icin daha fazla vakti olmasidir. bu surec icerisinde proteinleri parcalayan bakteriler osuruğun cehennem azabi gibi kokmasini saglayan sulfur ve nitrojen gazlari salgilar. daha fazla protein, daha fazla sulfur ve nitrojen demek oldugu icin, protein agirlikli beslenildigi vakit osuruktaki ceset aromasi konsantrasyonu artar ve burun düşüren koku ortaya çıkar.

    basit anlatan yabancı kaynak: https://www.healthline.com/health/protein-farts
    güzel anlattığını düşündüğüm yabancı kaynak: https://www.ncbi.nlm.nih.gov/…/articles/pmc4924180/

    edit: işbu başlık, protein ağırlıklı beslenen ve/veya protein tozu kullanan herkesi vücut geliştirmeci zanneden bilgisiz fakat fikirli ve önyargılı bireyleri de göstermiştir. milli yüzücüler, güreşçiler, halterciler, boksörler, basketbolcular, futbolcular ve muhtemelen diğer bütün sporcular protein tozu kullanabilir ve protein ağırlıklı beslenebilir. neticede osurukları da kokar. bunun beraberinde spor desteği ile kilo vermeye çalışan hafize teyze de eğer dilerse bu süreçte destek amaçlı olarak protein tozu kullanabilir. kendisine zira yağ ve karbonhidrat alımını azalt denecektır. yağ protein ve karbonhidrat üçlüsünden yağ ve karbonhidratı azaltırsanız ne olur? protein ağırlıklı beslenme olur. bu düzenleme ek bilgi sağlayabileceği için eklenmiştir. bu sebeple "kıfılırı dı çılışmıyır" kısmı ile muhattap olunmayacaktır.

    bonus tanım: yattığı yatağın çarşafını en son 3 ay önce, giydiği kotu da geçen yıl yıkamasına rağmen gelip burda pis kıkıyırlır tatavası yapan bireyleri de gösteren başlık.

  • veriyi daha hızlı göndersin diye telefonları kafa kafaya tutuşturan ve sinyal azalmasın diye bulunduğu yere kök salmış nesildir.

  • (3 sene oncesi. tuvalet caminda bir marlboro insani, yari belinden disarda, cigerlerine yazik etmekle mesgul*. tuvalet kapisi calar.)
    anne - oglum, hadi gel asagi tatli yicez.
    ben - anne musadenle sicmaktayim. gelicem 5 dkya.
    anne - iyi peki.
    (bir kac saniye sonra hemen yandaki ebeveyn tuvaletinin cami ve panjuru simultane olarak acilir. anneyle goz goze gelinir.)
    anne - evet, hakkaten siciyosun. hatta sictin!!
    ben - eeee... sey...