ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
almanya'da bulunup türkiye'de bulunmayan şeyler
-
4 euro'ya 1 kg kuşbaşı kırmızı et.
buket aydın'ın eşinden boşanması
-
acil isler dışındaki (tutukluluğun gözden geçirilmesi vs) tüm duruşmaların ertelenmiş olmasına rağmen, anlaşmalı boşanma nasil acil sayılıp, tek celsede bosanma kararı verilmiş, merak etmekteyim.
kanun önünde herkes eşitti değil mi? yarın sıradan vatandaş denesin bakalım, boşanma davası bu kadar hızlı sonuçlanacak mı?
tarihteki muazzam ayarlar
-
zaman ve mekan : cumhuriyet ilanı sonrası uluslararası davetlilerle dolu pera palas balo salonu.
kişiler : yugoslavya kralı ve atatürk
sahne : yemek yenmiş ve şömine başında sohbet edilmekte.
olay :
yugoslavya kralı : ... bidibidi hede hödö.. ve işte mirim sizin bu zaferden önce ingilizler, yunanlar, fransızlar hep gelip bize yalvardılar sizde türklere karşı savaşa girin diye.. ama biiiizzzz... girmedik..
atatürk : (yerinden kalkar.. kralın yanına kadar gider.. elini sıkar.. ve gözlerinin içine baka baka...) "verilmiş sadakanız varmış, geçmiş olsun ekselansları" der.
bireysel silahlanmanın önü açılırsa alınacak silah
-
eğer piyade tüfeklerini de içeriyorsa ak-47'dir. her koşulda çalışabilen bu silahın en güzel yanı da şeriat geldiğinde dışarı çıkıp allahu akbar diye havaya ateş açtığınızda kafanızın kesilmesini engellemesidir.
kamu personeli it gibi çalışırken evde yatan güruh
ekşi itiraf
-
kpss'ye hazırlanan üniversite mezunu bir işsiz olarak geçen hafta pazarda çorap sattım.ilk başlarda züğürt ağa misali "dumitiiiz dumutiiz" nidasıyla başladığım olay akşam saatlerinde "sibel can da benden aldı 5 milyon borcu kaldıeeaaaaaa" olayına döndü.ulan ne kadar çok bağırıyordum,ben bile kendime inanamadım,bir günde 800 çifte yakın çorap satarak aslında yanlış mesleği seçtiğimi anladım.aslında ben pazarcı olacak adammışım lan.
--------------------------------------------
ekleme 2013 : yıllar sonra gelen ekleme =)
o satırları yazarken gerçekten de zor zamanlardı, hayatı yoluna soktuk, yürüdük gittik de, şuan ki mesleğimin pazarlamacılık olması da pek manidar olmuş =)))
2013 eklemesin ek (2018) : pazarlama devam :)
2018 eklemesine ek (2022) : pazarlama devam :)
ve son...
2023 yılı itibariyle pazarlama son, sevgiler. :)
neptün soyer'in tunç soyer'le 14 yaşında evlenmesi
-
vay arkadaş neptün soyer üniversiteyi 14 yaşında bitirdi demek ki:)
peşin edit: paralı troller yalan haberi yaymadan ben gerçeği paylaşayım. neptün soyer üniversite son sınıftayken tunç soyer 'in ailesi tarafından isteniyor. neptün soyer' in babası "üniversite bitince düğün yapabilirsiniz" diyor ve bu şartla üniversite son sınıfta kendilerini nişanlıyor(2 dersi mi ne kalmış) . şayet neptün soyer 14 yaşında üniversite bitiren bir dahi değilse haber yalan. ek olarak 1988'de evlenmişler(1990 değilmiş)
edit2: çomarlar msj atıyor haberi buraya ekliyorum
röportaj videosu
ibb'nin yabancılara %73 türklere %0 zam yapması
-
ibb'nin yerebatan sarnıcı giriş ücretlerinde yabancılara %73 zam yapması olayıdır.
güncel fiyatlar ise:
öğrenci - öğretmen: 20 tl
yerli ziyaretçi: 50 tl
yabancı ziyaretçi: 300 tl
https://twitter.com/…ort/status/1617496123392004096
edit: sevindirmiştir.
edit2: arkadaslar bu mekanda ve diger mekanlarda uzun yillardir benzer uygulamalar oldugunu ben de biliyor. bu uygulamanin farki, zammi herkese yapmak yerine sadece yabancilara yansitmalari. be kafa utulediniz mk.
bütün kariyeri bir kenara bırakıp köye yerleşmek
-
böyle düşünen insanlara gaz vereceğini düşündüğüm bir yazıyı izninizle paylaşmak isterim.
--- spoiler ---
amerikalı bir iş adamı meksika’nın küçük bir kıyı kasabasında iskeleye oturmuş denizi seyretmektedir. bu sırada bir balıkçı teknesi kıyıya yaklaşır. teknenin içinde bir balıkçı ile birkaç tane de ton balığı vardır. amerikalı, balıkların kalitesini övükten sonra bu balıkları tutmanın ne kadar sürdüğünü sorar.
meksikalı “çok az sürdü.” diye yanıtlar.
bunun üzerine amerikalı “o zaman niçin denizde daha uzun kalıp daha fazla balık tutmuyorsun? ” diye sorar. “peki geriye kalan zamanda ne yapıyorsun?” diye sorularını sürdürür.
balıkçı ailesinin ihtiyacı kadar balık tuttuğunu anlatmaya çalışır.
amerikalı sormaya devam eder “peki geriye kalan zamanlarda ne yapıyorsun?”
balıkçı yanıtlar:
-geç yatarım. çocuklarımla oynarım. karım maria ile öğle uykusuna yatarım. her akşam kasabanın merkezine inerim. dostlarımla şarap içerim. biraz gitar çalarım. dolu ve meşgul bir hayatım var bayım.
amerikalı balıkçıyı alaylı bir tavırla süzdükten sonra konuşmaya başlar. ”harvard’dan derecem var. sana yardımda bulunabilirim. bunun için balık tutmaya zaman ayırmalısın. kazandıklarınla daha büyük bir tekne almalısın. bu büyük tekneyle kazanacağın paralarla, daha başka tekneler alabilirsin. böylece bir balıkçı filosu kurabilirsin.”
balıkçının dikkatle dinlediğini gören amerikalı konuşmasını tam gaz sürdürür.
“tuttuğun balıkları bir aracıya satacağına doğrudan onları işleyenlere satarsın. sonunda kendi fabrikanı açarsın sonra da bu küçük kasabadan ayrılır önce mexico city’e ardından los angeles’e oradan da new york’a taşınıp kendine ait bir firma açıp onun başına geçersin.”
balıkçı sorar “peki bayım tüm bunlar ne kadar sürede olur?”
“15 veya 20 yıl.” diye yanıtlar amerikalı.
balıkçı sorar “sonra ne olacak bayım?”
amerikalı gülerek konuşmaya başlar “hikayenin en güzel kısmı da bu ya.” der ve konuşmasını sürdürür “zamanı geldiğinde şirket hisselerini halka satar, milyon dolarların olur. çok zengin olursun.”
balıkçı “sonra ne olacak bayım?” dedikten sonra amerikalı yanıtlar “sonra emekli olursun. geç yatacağın, akşamları bir şarap evinde, dostlarınla şarap yudumlayacağın, gitar çalacağın, küçük bir sahil kasabasına taşınırsın.”
--- spoiler ---