hesabın var mı? giriş yap

  • off hangi birini anlatsam bilemedim... anadolu lisesi hazirliktayim... kasim sonu falan, kabanim yok incecik bir hirka ile gidip geliyorum okula. o zamanlarda benim askeriyede pilot olan kuzenim bizim memlekette calisiyo. bize gelicekmis yemege (annem babam ayri, ben annemle yasiyorum, o da yemege gelirdi arada bize ). otobusten indim, yagmur yagiyo, eve yuruyorum. bi araba durdu, sen napiyosun bu yagmurda dedi, eve gidiyorum dedim, kaskati olmusum soguktan. bin arabaya cabuk dedi. bana cok guzel bi kaban almisti, ortaligi ayaga kaldirmisti. bu cocugun nasil kabani olmaz bana nasil soylemezsiniz diye. 1-2 yil sonra diyarbakir’da sehit oldu, bana hayatimin en buyuk travmalarindan birini yasatti orasi ayri. keske gorebilseydi bugunlerimi.

  • mekanda 15+ liraya içilen efes.

    hem tadı koyar, hem fiyatı koyar, sonra ikisi birleşip "o paraya bunu mu içiyom" diye bi daha koyar.

    edit: tekelde 15 :d

    2022 edit: anaskm

  • milliyet olarak arap olmadığım için beni ırgalamayan beyanat,

    arap olmayıp arap taşağı yalayanlar düşünsün.

  • muhteşem bir doğa olayı.

    - kimsin lan sen?

    - sen kimsin lan?

    - kimsin olm?

    - sen kimsin lan sen kimsin? (bu noktada yunzuk ve depik vurmaya başlıyorlar birbirlerine)

    *
    kavgalarda en çok sevdiğim şey bu kısım. ama bir sorun var: fazla kültürel bir döngü bu. yani bizim memleketimiz dışındaki kavgalarda bu havayı yakalamak mümkün değil. bir londra seyahatim sırasında ingiliz'in biriyle birbirimize girdik. "who are you?" diyorum "i am richard" diyor, "who are you, who are you?" diyorum "i am richard, i am english, 79 years old" diyor, hiç bir tat alamadım, fiske vurasım gelmedi adama. desene sen de bana "who are you?" diye şöyle güzel bir güleşelim, türk tokadının tadına bak, sülüman diye bayıltayım seni.

  • sevmek zamanı'ndan gelsin:

    halil: resminle benim aramdaki bir durum, seni ilgilendirmez. ben senin resmine âşığım.

    meral: iyi ama âşık olduğun resim benim resmim. işte ben de buradayım, söyleyeceklerini dinlemeye geldim.

    halil: resmin sen değilsin ki? resmin benim dünyama ait bir şey. ben seni değil resmini tanıyorum. belki sen benim bütün güzel düşüncelerimi yıkarsın.

    meral: bu davranışların bir korkudan ileri geliyor.

    halil: evet. bu korku sevdiğim bir şeye ebediyyen sahip olmak için çekilen bir korku. ben senin resmine değil de, sana âşık olsaydım ne olacaktı? belki bir kere bile bakmayacaktın yüzüme. belki de alay edecektin sevgimle. halbuki resmin bana dostça bakıyor.

    metin erksan 1965

  • sevgilisinden yeni ayrılan bir kız arkadaş:

    " bööle de açaydım bacaklarımı, gitme diyeydim !!!! "

  • ekleme: çok fazla mesaj geldi, benim gibi güzel beyaz peynir arayışında olan çok fazla insan olduğunu farkettim.

    öncelikle şunu belirteyim; türk gıda kodeksi peynir tebliğine göre ezine ya da kırklareli ya da trakya peyniri diye ayrı bir sınıflandırma yok aslında, hepsi beyaz peynir ya da olgunlaştırılmış peynir olarak geçiyor:
    https://www.resmigazete.gov.tr/…/02/20150208-16.htm
    işte kimisi çanakkale'de, kimisi trakya'da, kimisi de balıkesir'de ya da başka yerlerde üretiliyor ve o yörenin adını alıyor, halbuki hepsi de beyaz peynir olarak geçmekte, ben de kısaca bu leziz beyaz peynirlerimizden bahsetmiş oldum, kızdırdığım çanakkaleli arkadaşlar kusuruma bakmasın.

    edirne akgünler peynircilik (tam yağlı koyun peyniri buram buram lezzet kokar), kırklareli gürkaşlar peynircilik, süzülmüş kardeşler (paçal peyniri), kırklareli dokuzhöyük kooperatifi, gündüzler mandıracılık, kırklareli özyıkılmaz süt ürünleri (eski kaşarı en iyisi); bunlardan herhangi birini deneyin pişman olmazsınız, beyaz peyniri, eski kaşarı, koyun-keçi peynirleri farketmez, damağınıza uyanı bulun kafi. internette farklı mecralardan herbirinin satışları da mevcut, deneyin sonra da gelin bana teşekkür edin.

    marketten alınanlarda ise ünal'ı öneririm.