ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yaran diyaloglar
-
çanakkaleden istanbul'a gelen arkadaşımı, mecidiyeköy metrobüse almaya gitmiştim. aramızda geçen muhabbet;
-nasıl kolay oldu mu yolculuk?
+güzeldi. birde istanbul'da kimseye güvenme derler.metrobüse binmek için istanbul kart alacakken bir adam “gel boşuna kart ücreti ödeme, benim karttan basarız sen bana ödersin” dedi. öyle yaptık. insanlık ölmemiş.
o gün istanbul'un kurtuluş yıldönümü nedeniyle metrobüsün bedava olması dışında her şey normal.
25 temmuz 2015 hdp açıklaması
-
hala çakallık peşindeler kürt halkına yönelik saldırı diye. devlet 90lardaki devlet değil. savaşı kürtlerle değil pkk ile.
20 ekim 2016 sabiha gökçen taksicilerin eylemi
dünyanın en disiplinli ordusu
-
genelkurmay açıklamasına göre bizim ordumuzdur.
bkz: el siki görmeyen kendi sikini cezayir tüfeği sanarmış.
not: kusura bakmayın, bu lafı kullanmanın zamanını kolladım yıllar yılı. artık zamânı gelmişti...
karizmatik cevaplar
-
liseli genç belediye otobüsüne biner, öğrenci biletini atar. alet öğrenci bileti sesini çıkartır, olaylar gelişir:
ş: pason nerde?
ö: abi kıyafetime baksana öğrenciyim ben. (kravatını göstererek)
ş: lan? polis bana ehliyet sorduğunda direksiyonu mu gösteriyorum?!?
ö: (errör)
mısır için festivalleri iptal edin
-
reyhanlı'da onlarca vatandaşı öldükten sonra düğüne gitmeyi ihmal etmeyen kişilerin beyanı.
torture
-
the jacksons'a ait olanın zamanına göre çok da ilginç bir video klibi vardır. ghosts'taki gibi yine iskelet dans eder bir yerlerinde ama bu sefer 5 tane tabii. bu arada jackson'ların kıyafetleri de akla ziyandır yine. michael ile jermaine'in farkı da bariz şekilde meydandadır.
minareden ali babanın çiftliği okuyan hoca
-
kahramanmaraş abdülhamidhan camii'nin eski imamı ömer faruk hoca, depremzede çocukların yaşadığı travma biraz olsun hafifleyebilsin diye böyle bir şey düşünmüş. özlediğimiz, pek rastlamadığımız hareketler. kendisini tebrik ederim
link
şerit değiştirirken sinyal veren taksi şoförü
-
banka soygunu sonunda sıvışmaya çalışan soyguncuyu taşıyan ve ensesindeki namlu ile denileni yapıp istenilen yere kadar taksiyi süren şofördür.
diğer araç şoförlerine bir şeylerin yolunda gitmediğini, anormal bir şeyler olduğunu anlatmaya çalışıyordur kendince.
böyle bir taksici görüldüğünde hemen polise haber verilmeli, bu ve benzeri ihtimaller göz önünde bulundurulmalıdır.
çok mu uçuk geldi? başlık kadar değil, evet.
mauro icardi
-
ülkeye gelen çoğu yabancı oyuncu ev adresleri belli olmasın diye film kaplı minivanlar dışında dışarıya adımını atmıyorken;
bu adam yanında kızlarıyla birlikte yanına 10 koli çikolata şeker almış tüm mahallenin çocuklarına çikolata şeker dağıtıyor.
bakın parası neyse verip dağıtın şunları demiyor,etrafı eminönü baklava izdihamı turevinden bir kalabalık olmasına rağmen aman kızlarım evde dursun aman ben bu kalabalığa girmeyeyim demeden 32 diş güler yüzle çocukları sevindiriyor.
bu adam iyi insan abi.ıyi insan harbiden iyi kalpli bir insan.
sokrates
-
"kötülükten korktuğum kadar ölümden korkmam, çünkü kötülük ölümden çok daha hızlı koşar " diyen büyük filozof.
road runner'ı jerry'yi ve tweety'yi tutan zihniyet
-
hadi üçünden birini tutmasını anlarım, "şirin buluyordur" diyip geçerim...
başka vasıfları üstün çıkıyorsa kişinin iki tanesini bile tutmasını kabul edebilirim.
ama hem coyote varken road runner'ı,
hem tom varken jerry'i,
bir de sylvester varken tweety'i tutuyorsa bir insan, orda sınırımı çizerim.
"tamam kardeşim," diye düşünürüm, "pratik zekaya, azme, yeteneğe, doğallığa prim vermiyormuşsun sen." diye de eklerim.
zira tom da, sylvester da, coyote de yemek için istemektedir karşı tarafı. bu kadar normal, bu kadar doğaları gereğidir yani.
anında uzaklaşırım sonra oradan;
hollywood tarafından eziyet üstüne eziyet gören tüm kıvrak zekalı çizgi karakterler adına sigaramı yakar, dalarım uzaklara...
tom'un jerryi doyasıya yediği, coyote'nin her dahiyane kapanının çalıştığı bir dünya düşlerim.