ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"her söze verilecek bir cevabım var' lakin; olay anında değil de, gece yatağa yattığımda aklıma geliyor"
çin'de 2 bin yıllık ölümsüzlük iksiri bulunması
-
anladığım kadarıyla iksir ölümsüz, kullanan değil.
pena'daki aldatan sevgili entry canlandırması
-
canlandırmayı izlerken heyecandan ölecektim neredeyse. bir an nefesim kesildi gibi oldu. kadın delirip çıldırdıgi an gözüm hep masadaki biradaydı. ben böyle oyunculuk görmedim. butun darbeleri birayı teğet geçti. hele o yastıkla vurma sahnesinde cenin pozisyonunda titredim hep. yastık denk gelecek bira düşecek diye aklım kaydı. yemin ederim ağlardım. bir bira 10 lira amk. o yüzden puanım 10 üzerinden 9. çok heyecanlıydı. bir puanı da çerezleri döktü diye kirdim yanlış anlaşılmasın.
iş aramayın kendi işinizi kurun
-
http://www.nafigural.com.tr/biyografi/
--- spoiler ---
nafi güral; 1945 yılında kütahya'da doğdu. erkek sanat enstitüsü makine bölümü'nden mezun olduktan sonra, aile şirketlerinde iş hayatına atıldı.
fazlasını okumaya gerek yok.
--- spoiler ---
yine duşa soktun kardeş
-
içinde tatlı bir sitem barındıran cümle. duşa girmeye üşenmesine karşılık, malzemenin kalitesi karşısında kendine hakim olamayan kardeşimizin haklı sitemini içeriyor.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
" kız bir saat içinde 17 yer bildirimi yapmis, asure dağıtıyor herhalde."
dağda ayı bulan erzurumlu
-
"o ki gazilir ya" kısmından anladığım kadarıyla hayvanı acı çekerken bulmuş.
yani kendine evcil hayvan olarak yakalamamış, aksine doğada ölüme terk etmeyi yüreğine yedirememiştir. ayrıca anlatma biçiminden samimiyetini hissedebilirsiniz. fake yada troll olmadığı çok belli.
adam zaten başına gelen olayı anlatmış, muhtemelen orman ekipleriyle doğaya geri bırakacaklardır düzelince. hatta evimize yakın olduğundan ayağı kırık kartalı dev kafeste besleyip, tedavi edip sonra doğaya saldıklarına şahit olmuştum çevre orman il müdürlüğü çalışanlarının.
hayvanlar rehabilite edilip tekrar doğaya salınıyor sıkça, öyle hemen evcil oldu diye bir şey yok. inşallah anasına kavuşur anası öğretir yırtıcılığı rahat olun. evinden fakir olduğu belli adamın, zaten bakamayacağını bilip kendi teslim eder hayvanı doğaya yada görevlilere.
"çaşırdan maşırdan vazgeçtim", "sütü bidonla verdim" derken gözleri parlıyor. adam yoksul. bir şişe süt yada 1 torba çaşır o adamla size aynı şeyi ifade etmiyor o yüzden oturduğunuz yerden sallayıp duruyorsunuz. adam anlatırken öyle bir fedakarlık duygusuyla anlatıyor ki;
anlayamazsınız.
the last of us part ii
-
sabah uyandığımda telefonumda ilk gördüğüm şey eşimden gelen "the last of us" mesajıydı.
çok sevdiğim oyunların devamı geleceği açıklandıgı zaman her oyuncu gibi çok sevinirim, deliririm, o oyunu nasıl oynayacağıma dair hayaller kurarım. ilkini oynadığım zamanki hatıralarımı deşerim.
ama bu farklı;
bu oyunun trailerinı izlediğim de göğsüm şişti, ağlamak istedim.
sanki kaybettiğim bi yakınıma kavuşucak gibi hissettim kendimi. hikayalerine ortak olduğum iki yakınım.
32 yaşında olan ve 1995 den beri çok büyük bir "nerd" olan bana bunları hissettiren ilk oyundur "the last of us"
maske kimsin sen programının yayından kaldırılması
-
allah bir daha bu ülkeye istiklal marşı yazdırmasın
(bkz: serbest çağrışım)
ve allah bir daha bu ülkede siyasal islamı iktidar yapmasın. takvimler ileri gittikçe biz ülke olarak geriye gidiyoruz bu tipler yüzünden. bir an önce bunlardan kurtulmak dileğiyle...
terra luna
-
ben hiç panik yapmıyorum, kafam rahat. şu an keriz silkeleme yapılıyor bence. 1.5 dolar seviyelerinde birkaç gün dolaşıp tekrardan 150 dolar, ordan da 300 dolara kadar yolu var. grafik öyle görünüyor. grafik tasarım mezunuyum.
zen
-
taoculuk ve konfüçyüsçülük ile birlkte çin'in 3. sac ayağı olan budizm'in mahayana koluna mensup bir "yaşama sanatı". çin'in diğer sac ayakları ile de harmanlanarak, gittiği ülkelerdeki kültürlerle de etkileşerek bu günkü konumuna gelmiştir.
zihnin zorlamasızca kontrol altına alınması temeline dayanır. bundan sonrası da sözle anlatılamayan bir evren algısını beraberinde getirir.
zihnin kısır döngülerini parçalamak için mondo ve koan gibi paradoksal problemlerin çözümünün bulunması, tokat, sopa kullanımı gibi yöntemlere (!) başvurulur.
zen japonca olmasına karşılık isim çince'den devşirmedir (chán). değişik ülkelerde değişik isimlerle adlandırılır:
çince ismi
mandarin pinyin chán
mandarin wade-giles ch'an
kantonca jyutping sim
şanghayca (wu) zeu
korece ismi
romanizasyon seon
mccune-reischauer son
sanskritçe ismi
dhyana
vietnamca ismi
thien
zen düz yazı yerine mısralarla çok daha iyi ifade edilir, şöyle ki:
görmeden bak,
duymadan dinle,
öğrenmeden bil...
edit: gelen güzel bir soru üzerine dizelerin anlamını bir örnekle biraz açıklamaya çalıştım:
görmeden bak:
burada anlatılmak istenen şey, algılanan nesneyi inceleyerek tanıma oturtma çabasında bulunmamak geretiği aslında. bu şekilde de dışarıda neler oluyor diye bir merak da oluşmuyor. bu ne etki yapıyor? bu şekilde zihnin algılanan veriyi işlemesinin ve aktif konuma gelmesinin önü alınıyor. istemeden her şeyi algılıyoruz sürekli. ama bunlara "görerek", "yorumlayarak" tanım vermeye uğraşıyor zihnimiz. işte tam da bu otomatik aktiviteyi bitirerek arkada olan öz benliğin ve farkındalığın hissedilmesi sağlanıyor. sadece algılayarak bilincimizi aktif tutuyoruz. bu algıları kullanarak hafızadaki ön tanımlı referanslarla karşılaştırmak ya da ne oldukları hakkında düşünmek gibi "zihni dans ettirecek" bir işleme girişmiyoruz .
neden "bakmadan gör" değil?: herhangi bir uyaran/algılanan veri ortada yokken, dışarıda olanı algılama durumunu anlatıyor. bu durum, meselede bir şeyi bilmeye, neler olduğunu anlamaya çalışan bir "zihinsel aktiflik" durumunu tanımlıyor.