hesabın var mı? giriş yap

  • +abi bu kül tablasına kaç para yazıyım?

    - yaz la işte, 2 3 4 5 bişeyler, kafana göre

    beymenin de aslında küçük esnaf olduğunu gösteren zerzevat.

    debe: mutlu oldum lan, ilk defa girdim, teşekkürler :)

  • kafamda tümör var, göstermediğim insan yok, alınması zor bir yerde. neyse alman hastanesinde bir doktor var dediler, bu tip ameliyatları başarıyla yapıyor. aldım randevuyu, nasıl bir heyecan var üzerimde, titreyerek sıra bekliyorum, beş dakika sonra sıram geliyor. sonra rutkay aziz göründü tüm karizmatik haliyle, yanında iki kişi var, sanırım birisi hasta, diğeri de onun eşi. x hocayı görmek istiyorum dedi, randevunuz var mı, yok, ama çok acil. karşısındak, herkes süklüm püklüm oldu, boru mu gelen rutkay aziz, bekleyen gariban ali osman, neyse telefonlar açıldı, cevaplar alındı vs. şaaaak bunlar benden önce doktorun yanına girdi, gıcık oldum, normal bir hastalığım olsa bırakıp gideceğim de can işte, öyle kolay vazgeçilmiyor.bunlar doktorun yanında tam 1,5 saat kaldılar, ben de 1,5 saat endişeyle dolu bekledim. hayatımın en zor 1,5 saatlerinden biriydi. sonrasında doktor bir arkadaşım zaten hocanın işe yaramaz olduğunu söyleyip başka bir hocayı tavsiye etti. ben de halihazırda kıl olmuşum, hem rutkay'a, hem de onu randevusuz kabul eden hocaya. gittim diğer hocada yaptırdım ameliyatı, çok da güzel oldu. belki rutkay aziz'in yaptığı ayıp sağlığıma kavuşmama sebep oldu. yine de sağolasın rutkay aziz demem. yaptığın yanlıştı.

  • bizimki neden kontrol edilmedi arkadaşlar durduk yere tedirgin olduk gece gece? pazartesi en yakın okula gidip ilgililere gösteriyorum.

  • http://www.haber7.com/…irda-doktora-bicakli-saldiri

    daha uzmanlığı alalı, göreve başlayalı 1 yıl olmuşken, tırnağı etmeyecek insanlara faydam olsun diye hayatını senelerce ertelemişken, bir insan müsveddesi tarafından kalbinden ve karnından bıçaklanan meslektaşım.

    tamam iyi yaşamıyoruz, tamam insanca yaşamıyoruz, tamam sizsiniz, efendimizsiniz, cahilliğinizle sizin duyduğunuz kadar biz de gurur duyuyoruz, kibrinizi haklı buluyoruz. tamam alın ne varsa alın, daha fazla alın. ama ulan yaşamamıza izin verin bari be.

    aşağıladığınız, değersizleştirdiğiniz, ötekileştirdiğiniz yetmedi öldürmek bitsin artık be.

    doktorsuz kalın!

    edit: "tırnağı etmeyecek insanlar" tabirini alıp duyar kasmaya çalışanlara: kastedilen, doktora, iyileştirmeye çalışan ele kalkan eldir. türkiye'de bu tipte insanları doğu batı üst alt diye ayıramıyorsun, her yerdeler, her tarafımızı sarmış durumdalar. kokuşmuşluk ırk renk din dil ayırt etmeden işlemiş durumda her yana, malesef.

    edit2: izmir tabip odası'ndan gelen bilgiye göre arkadaşımızın ameliyatı başarıyla sonuçlanmış, takip amaçlı erzurum'a sevki olacakmış.

    kalp dokusu hasarı ve aort yaralanması vardı, gelen habere göre. bu ölçekte bi hastanede, bu denli büyük bi ameliyatı gerçekleştirip başarıya ulaştıran ekibe tebrikleri bildirmek gerekir. umarız herhangi bir sekel kalmadan hayatına devam edebilir hekim arkadaş.

    edit3: sabah itibariyle arkadaşımız solunum cihazından ayrılmış, gözlerini açmış hatta gülümsemiş. fotoğrafı dahi ulaştı:)
    mutluyuz, umarız hiçbir sıkıntı olmadan hayatına devam edebilir.

    mutluyuz ama hala sinirliyiz, bunun son olmadığını biliyoruz çünkü.

    ayrıca bugün, 29 eylül 2017 cuma günü saat 12:30'da, uzmanlık eğitimini tamamladığı izmir bozyaka eah'ta ttb tarafından basın açıklaması yapılacak.

    geçmiş olsun.

  • daha önce belirtildi mi bilmiyorum.

    bir alamancı olarak ufak bir tüyo vereyim. yüzde yüz işe yaramasa da yüksek tutarlılık oranı var.

    başına hangi artikelin geleceğini bilmediğiniz yeni bir kelime ile karşılaştığınızda, çaresizlikten 3'ünden birini (der,die,das) illa ki kullanmak zorundaysanız (yani kafadan sallayacaksanız) ve eğer kelimenin son harfi "e" ile bitmekteyse "die" deneyiniz. diğer "der, das"dan çok daha yüksek tutturma şansınız olur.

    bu arada, bunun kaynağı ben değilim. almanya'da ilkokuldayken öğretmenim söylediydi yardımcı olur diye, sizinle paylaşmak istedim sol frame'de başlığa rastlayınca. artikelleri ile birlikte yer alan 400-500 kelimelik örnek bir liste bulursanız oradan da "e" harfi ile bitenlerin başında en çok hangi artikel var diye istatistik çıkarabilirsiniz.

    iyi çalışmalar hepinize.

    edit - örnek...

    die katze
    die tanne
    die buche
    die rose
    die tulpe
    die pflaume
    die eiche
    die nelke
    die birne
    die kirsche
    die melodie
    die sonne
    die straße
    die stunde

    edit 2 -

    arkadaşlar grammer'i halletikten sonra "almanca-almanca" sözlük edinin ve oradan öğrenin kelimelerin anlamlarını.
    peki nasıl işliyor bu yöntem?
    örneğin "elma / apfel" kelimesini "almanca-almanca" sözlükten baktınız.
    orada size almanca olarak "ağaçta yetişir, yeşil veya kırmızı renkte olur, suludur" gibi veya benzeri bir tanımlama yapar.
    bu tanımlamayı almanca olarak okurken diyelim ki cümlenin içinde geçen "ağaç" kelimesini bilmiyorsunuz, ve bundan ötürü de cümleyi tam olarak anlayamadınız.
    "elma" kelimesini öğrenmeyi yarıda bırakıyorsunuz ve "ağaç" kelimesine atlıyorsunuz.
    "ağaç" kelimesinin tanımlamasında da diyelim ki "toprakta yetişir, kahverengi tonda gövdesi olur, yeşil yaprakları olur" benzeri bir cümle var.
    1- bu cümlenin tamamını eksiksiz şekilde anladıysanız ve "ağac"ın ne olduğunu öğrendiyseniz, elma kelimesine geri dönüp tanımlamasını tekrar okuyarak %100 şeklinde anlayarak sonlandırıyorsunuz.
    2- bu ağaç tanımlamasını okurken cümle içerisinde yine bilmediğiniz bir kelime varsa, bu sefer ağaç kelimesini yarıda bırakıp o bilmediğiniz kelimeye zaplıyorsunuz.
    bu yöntem ile sadece 1 kelimeyi öğrenmek için çıktığınız yolculukta ister istemez 4-5 kelime daha öğrenmiş oluyorsunuz ve bu şekilde tanımlamalar yoluyla öğrendiğiniz için de aklınızda daha kalıcı olacaktır. çünkü tanımlamayı okurken gözünüzde detayları ile birlikte canlandırmanızı sağlıyor. bu tıpkı roman okuduğunuzda senaryonun aklınızda kalması gibi etki yaratıyor, çünkü roman okurken aynı yöntemle hayal gücünü kullanıyorsunuz, gözünüzde canlandırıyorsunuz. ama bir teknik makale okusanız, detaylı şekilde bu kadar aklınızda kalmıyor.

    edit 3 -
    lütfen almanca ile ilgili yeşillendirip soru sormayın, türkçe dil bilgim hiç yok. yani almanca'da bildiğimi size sizin anlayacağınız dilde ve teknik dil terimlerinizle aktaramam.

  • flaşbakınla bi 15 yıl öncesine dönelim. sene 1997 civarı. her mahallede kesif bok kokulu atari salonları ve içinde cıvıl cıvıl bir nesil. gözleri dönmüş bir şekilde adukent, apargat çekenler, mustafa'yla kadillağa binip kendini miami'de sananlar, mortal kombat, tekken önünde bekleşen zayıf, çelimsiz bir elde ekmek arası domates peynir bebeler... işte bu nesil.

    bizim buralarda ne hikmetse atari salonlarındaki aletlerin jeton giriş yeri köşeli değildi. bildiğin düz, yuvarlak bir delik anlayacağın. adam jetona 100 kuruş istiyor o zamanlar. lan it, 100 kuruşu bulsam gidip max, panda stix neyim alıp yerim, içinden beleş çıkar bir daha yerim. para mı basıyoruz biz? hah tam bu soruya müteakip benim jeton düştü. köşeli değildi tabi. ablamın para koleksiyonu kutusu richie richin gözlerindeki dolarlar gibi parladı bende. içinde yıllarca biriktirilmiş madeni para koleksiyonunu çekmeceden bulmamla birlikte soluğu atari salonunda alıp hunharca katletmem, ablamda yıllardır "bu benim koleksiyonlarım nerde gören var mı?" sorusuna dönüşmüştü tabi. ama günler haftaları haftalar ayları kovaladıktan sonra iktisadın en mühim konusu kıt kaynaklara yenik düşmüş, sadece domates peynirli ekmeğimle "bi el versene bak ben geçerim senin için" gibi dravdan laflar etmeye başlamıştım.

    11 yaşlarındaki bu veletler için çareler bitmezdi yine de. bisikletlerin fren telini delikten sokup çıkarmak suretiyle sınırsız hak elde edebileceklerini anlamaları çok da zor olmamıştı. matematikte ilk defa x görüp saatlerce bu x ne lan diyen bu gençler bisiklet teliyle saatlerce atari oynuyordu.

    taa ki baba atari salonunun kapısında eller cepte dikilip, o dayaktan beter bakışlarıyla seni süzene kadar... kafa yere çevrilir ve salya sümük eve gidilirdi. hakkını helal et amca. her akşam o kasayı açtığında gördüğün suudi dinarları, avusturya şilinleri için beni affet.

    zorunlu edit: bazı arkadaşlar suudi dinarı olmaz demiş. arkadaş 12 yaşındaydım aklımda öyle kalmış. 15 yıldır ne suudi arabistan parası gördüm ne gazetelerin ekonomi sayfasını açıp suudi parasını merak ettim. sikimde de değil zaten :) . dinara sokim mustapha'ya bişey olmasın.

  • o gece kendisi cumhurbaşkanı olsa ne olurdu allah bilir ama 50 senedir ülkemizi onun gibiler yönetseydi zaten fetö puştları kurumlarımız içinde böyle çöreklenemezdi. dolayısıyla 15 temmuz yaşanmazdı. bence önemli olan da bu.

  • şurada konu edilen olay;
    http://m.uludagsozluk.com/…inin-önünde-öldürülmesi/
    --- spoiler ---

    başlığın tam hali '07.08.2021 ablam sezen kaplan'in doğup büyüdüğü evin ve 13 yaşindaki kizinin gözleri önünde bir trafik magandasi tarafindan katledilmesi' olacaktı. tanım, çocuklarıyla birlikte zorlu bir yaşam mücadelesi veren bir annenin doğup büyüdüğü evin önünde adına maalesef kaza denen bir cinayete kurban gitmesi olayı.

    https://www.hizliresim.com/e7aqsqp
    https://www.hizliresim.com/4fx6p2d
    https://www.hizliresim.com/5fvj2ko

    bu benim güzeller güzeli, dünyalar iyisi sezen ablam... ablamı 7 ağustos 2021 sabaha karşı 05.30da adına asla trafik kazası demek istemediğim korkunç bir cinayette kaybettik. sezen ablam urfa'da kendisine şiddet uygulayan eşinden ayrı, iskenderun ilçesine bağlı gökmeydan belediyesi'ndeki rahmetli baba evinde 3 çocuğuyla hayat mücadelesi veriyordu tam 4 yıldır. her sabah yaptığı gibi erkenden uyanmış önce çocuklarının karnını doyurup sonra işe gidebilmek için 13 yaşındaki kızıyla fırına gitmiş, ekmek simit almış dönüyordu. evimizin hemen karşısında, kızı ile çift yönlü, ara kaldırımla bölünmüş yoldan karşıya geçmek kalmıştı bir tek.

    sabahın o saatinde bomboş yolda kızı ondan önce ara kaldırıma çıktı, bir adım atıp aşağı indi, sonra annesini beklemek üzere geri bir adım atarak tekrar ara kaldırıma çıktı ve tam o sırada hemen az önce bulunduğu yerden ışık huzmesi denebilecek hızda ve şiddette bir araba geçti. yeğenim korkunç bir ölümden kıl payı kurtulmanın dehşetini yaşarken hemen o anda arabanın üzerinde maalesef yazarken bile kalbim sıkışıyor, annesinin cansız bedenini gördü. aynı hızla devam eden araç, üzerine yapışmış olan ablacığımın gerçekten korkunç haldeki bedenini üstünden atıp neredeyse 100 metre boyunca havada savurarak evinin ilerisine fırlattı.

    kamera görüntülerine baktığımızda ablamın kızından biraz geride karşıya geçmeye çalıştığını; fakat bu hızda ve alkollü, adeta avlayacak insan aramaya çıkmış birinin gelip kendisine vuracağını tahmin edemediği için, maalesef o hızdaki aracı ancak kurtuluşu kalmadığı noktada görüp kendini kurtarmaya fırsat bulamadığını, inanılmaz bir hızla, dehşet verici şekilde gelmekte olan aracı farkettiğinde ise korkuyla ve kurtulurum umuduyla hızlandığını; ancak maalesef kurtulamadığını gördük. katil, ablama vurduktan sonra ne bir fren ne bir duraksama belirtisi göstermemiş, hız kesmeden ve hatta az önce de anlattığım gibi kendinde değil bir halde şerit değiştirerek, neredeyse yeğenimi de biçecekken yeğenimin geriye doğru tek adımıyla bunu yapamadan kaçıp gitmiş, gözcüler belediyesi eski belediye başkanı babası necmettin güler'e sığınmıştır. babası 4 saat boyunca oğlunun akşamdan kalma halinin geçmesini ve kanındaki alkol oranının düşmesini beklemiş, o 4 saat sonrasında polise haber vermiş, katil bir gece bile nezarette tutulmadan salıverilmiştir.

    şimdi... bu benim rahmetli melek ablam sezen kaplan iken şu an dışarıda elini kolunu sallaya sallaya gezen katil neden ali g.'dir!! ali g. değil! gözcüler belediyesi eski başkanı necmettin güler'in oğlu ali güler! yapılan haberleri istediğin kadar sildir ablamın katilinin adını sanını herkese duyurmak benim boynumun borcudur. bizler daha acımızla boğuşurken, daha ablamın akıl almaz boyutta zarar görmüş parçalanmış bedeni için hıçkıra hıçkıra ağlarken kendimizi adalet arayışında bulduk. daha kaybımızı kabullenemeden, defalarca defalarca ablamın katledildiği sahneleri izleyip hak hukuk aramanın peşine düştük. sizlerden ricam bu yazıyı, bu cinayeti, bu ismi duyurabildiğiniz kadar duyurmanızdır. başka canlar yanmasın artık. kimse birilerinin paşa oğulları yüzünden, onların zevkleri, merakları, şımarıklıkları yüzünden, egoları kibirleri yüzünden, kendini bilmezlikleri, vicdandan mahrum kalmışlıkları yüzünden canından olmasın...

    olaydan sonra hızla kaçırılmak istenen aracın yakınlarımız tarafından çekilen fotoğrafları. bu fotoğraflara bakınca bile ablamın nasıl korkunç bir cinayete kurban gittiğini anlayabilirsiniz.

    https://www.hizliresim.com/quhgec1
    https://www.hizliresim.com/8lslu4j

    yerel basında :

    https://www.hizliresim.com/oeqjbwr
    https://www.hizliresim.com/jy6j27q

    alkol var, hız inanılmaz boyutta var, olay yerinden kaçma var, bir çocuğa hayatının en korkunç en travmatik en acı anlarını yaşatma var, 3 yetim, acı dolu bir aile ve acıyı paylaşan sayısız insan var. suçlu? suçlu yok ki demek, tutuklanan yok. hapse giren yok. neredeyse ablama neden ekmek almaya çıkmış, o saatte evinin önünde ne işi varmış, neden üst geçitsiz yaya geçitsiz yollardan mecburen karşıya, evine geçmeye çalışmış, neden 180 km hızla beliren araçtan korkup korkmak ne kelime dehşete kapılıp karşıya sağ salim yetişirim umuduyla hızlanmış ve hatta neden ölmüş diyecekler...

    hep birlikte #aligülertutukluyargılansın #sezeniçinadalet istiyoruz diyebilmeyi ve sesimize ses olmanızı rica ediyoruz. twitter : https://twitter.com/tacyaprak1

    konuyu, hesabı veya bağlantısı olan biri ekşi sözlük'e de taşıyabilirse ayrıca minnettar kalırım.

    adalet hepimiz için hava gibi, su gibi şart. çünkü "burası bizim değil, bizi öldürmek isteyenlerin ülkesi..."

    mekanın cennet olsun ablacığım...
    --- spoiler ---

  • "bizler tarihin ortanca çocuklarıyız..bir amacımız yada yerimiz yok..ne büyük savaş yaşadık nede büyük buhranı..bizim en büyük buhranımız...hayatlarımız... televizyonla büyürken milyoner film yıldızı yada rock star olacağımızı sandık...amaolmayacağız...bunu yavaş yavaş öğreniyoruz...ve çokça kızgınız..."

    (bkz: fight club)

    güzel çarpmışsın kardeş.