ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yurt dışında yaşanılan küçük şoklar
-
iran'da olan taarruf kültürü ilk gittiğiniz zaman küçük bir şok yaşatır.
mağazaya girip alışveriş yapıyorsunuz, parayı uzatınca almak istemiyorlar, illaki ısrar edeceksiniz.
"gabele şoma ru nedare" diyorlar hep. yani aldığınız ürün size layık değil, para vermeyin gibisinden. tabii bunu nezaketen söylüyorlar, sizin parayı almaları için ısrar etmeniz gerekiyor.
her seferinde bunu yapmak çok yorucu oluyor.
sarraf bile para bozarken bu cümleyi kuruyor.
sürekli maruz kalınca insan, içinden "tamam bana layık değil madem ver paramı" demek istiyor.
bu taaruf kültürü her alanda çok yaygın. birbirini abartılı övmeler, yemek için ısrar etmeler.
ilk kimin aklına geldiği merak edilen şeyler
-
(bkz: balkon)
arkadaş sen nasıl rahat düşkünü,açık hava sevdalısı bir adamdın ki balkonu buldun? hiç mi korkmadın bunun altına da destek falan koymadık ama yıkılır mı acaba diye? pencere neyine yetmedi aq?
çanakkale savaşının asıl kahramanı liman paşadır
-
çanakkale savaşı süresince mustafa kemal ile liman von sanders arasında, savaşın gidişatı ve genel yönetimi bakımından esaslı görüş ayrılıkları olmuştur. von sanders - bir alman olarak, doğal biçimde kendi ülkesinin çıkarlarını düşünmüş ve - ingilizleri mümkün olduğunca çanakkale'ye yığıp, dikkatlerini batı cephesinden uzaklaştırmaya, güçlerini bölmeye yönelik bir strateji izlemişken; mustafa kemal, hemen her koşulda düşmanı hızla ve temelli yok etmeyi ön plana almıştır.
bunun en tipik bir örneği, ingilizlerin karaya çıkarma yaptıkları 25 nisan 1915 günü yaşananlardır. von sanders muhteşem (!) bir öngörü ile ingilizlerin saros körfezinden çıkarma yapacağını düşünüp, ona göre bir savunma planı yapmıştır. mustafa kemal ise ingilizlerin çıkarma yapacağı yeri mutlak bir doğrulukla öngörmüş ve tarihe o meşhur "süngü tak!" talimatını vererek geçtiği gün yaşanmıştır.
son olarak, von sanders'in o sırada hala saros körfezi çevresinde dolaşıp durduğunu, oysa asıl ingiliz çıkarma birliklerinin çoktan çıkarmaya başladıklarını söylemekten ben utanıyorum da şu günlerde bile bir yerden kıvırıp, atatürk'e laf atacak adamlar utanmıyor diyerek işbu entryime son veriyorum.
chp'nin konya'dan birinci parti çıktığı gün
sinan oğan'a oy verenlerin 2. tur seçimi
-
seçmen temelini anlayamayan siyaset yapmasın bence.
çevremdeki 8-9 kişi ile birlikte ilk tur sinan ikinci tur kemal diyoruz.
koyun olmadığımızı görsünler.
avm'de yılbaşı ağacına tepki gösteren kadın
-
yılbaşı kutlamak suretiyle benim başörtülü bacımı mağdur etmişler.
sanayi çırağının öğretmenlere sözleri
-
iki puan verse sanki doktor olacak yapraam.. çocuk sevgimin mına koydu bu tiktok nesli.
ssg'nin yazarların aklı ile alay eden tweet'i
-
esesci tipi demagoji. oglum iki gunde yazar yaptiginiz troll degil de ne oluyor sozluk muhtari mi?
müslüm gürses
-
yıllarca posterleri odamın duvarlarını süsledi...
yok yahu dinlediğimden falan değil. aklım sıra dalga geçmek için. ben ağır metalciydim. elimde gitarım, saçlar belime kadar, aman da ne karizmatiktim. ama o öyle miydi? bıyıklı bi kıronun tekiydi gözümde. beni ziyarete gelenler "bu posterler ne lan? hahahah" falan derdi. bakıp bakıp gülerdik o komik resimlere. aykırıydım ya ben, espiri anlayışım da aykırı olmalıydı... eh kendi çapımda çok ekmeğini yedim bu salaklıkların itiraf etmeliyim.
şimdi şu adamın alçak gönüllülüğüne bakıyorum, belki de o zamanlar odamın halini görse en çok kendi güler, posterleri imzalardı. yorumculuğuna bakıyorum, ulan allahına kadar okuyor. hoşgörüsüne bakıyorum, evliya mübarek...
kusura bakma müslüm baba. bir cahillik ettik. kusura bakma...