ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
rus isim sistemi
-
açılın beyler ve bayanlar; rus yazarlarını okurken geçirdiğiniz delilik nöbetlerine ve nereden çıktı bu 120 +kişi serzenişlerinize cevap olmaya geldim. rusların isimlendirme sistemini öğreniyoruz:
örneğimiz: avdotya romanovna raskolnikova.
1. rusçada istisnasız her kişinin 3 ismi vardır: isim + babanın ismi + soyad.
örneğimizde avdotya kızın ismi, roman babasının ismi, raskolnikova ise soyadı oluyor.
2. bu isimlendirme biçimi ise erkek ve kıza göre değişiklik gösterir:
erkek ise, babanın ismi -oviç ile biter.
kızlarda ise -ovna olarak biter:
avdotya + roman(ovna)
radyan roman(oviç)
3. yine soyadlarda da erkek ve kıza göre ufak bir fark vardır, kız soyadları sonuna -a alır. erkek soyadları almaz.
avdotya romanovna raskolnikova
rodion romanoviç raskolnikov
bu ikisi kardeşler bildiğiniz gibi.
-------------------------------------------
4. peki rus film ve edebi eserlerinde neden sürekli iki isim görürüz?
avdotya romanovna şunu yaptı, radyan romanoviç bunu yaptı vs gibisinden.
çünkü ruslarda bizdeki gibi - bey, -hanım kullanılmaz.
bunlara denk düşen gaspadin ve gaspaja var ama kullanılan yere göre şöyle oluyor: konuştuğunuz kişi rus ise ve sizden yaşça büyükse veya yeni tanıştırılmışsınız aranızda bir konuşma geçiyor ise veya aranızda belirli bir saygı mesafesi var ise, bu kişiye "avdotya hanım" yerine geçen "avdotya romanovna" şeklinde seslenirsiniz. türkçede sanki saygı göstermeniz gerek ama siz bu kişiye ismiyle sesleniyormuşsunuz gibi bir hava oluyor ama öyle değil. dediğim şekilde kullanılır ve abartmadan ama mümkün olduğunca konuşurken bu isim dile getirilir.
- avdotya romanovna, geçen gün bir makale okudum, bu konuda size bilgi vermek isterim.
gibi.
------------------------------------------------
5. şimdi gelelim zurnanın zırt dediği yere.
siz bu insana avdotya romanovna şeklinde hitap ediyorsunuz, fakat rusçada kişinin yakınları, kendisine asla formal ismiyle hitap etmez. o ismin mutlaka kısaltılmış ya da sevimlileştirilmiş bir versiyonu vardır.
elena: lenoçka
maria: maşa
anna: aniçka
daria: daşa
natalya: nataşa
ivan: vanya
dimitry: dima
gibi. ve fakat bazı isimlerin bu hali, ismin kendisine benzemeyebilir:
alexander: saşa
avdotya: dunya
gibi.
bu hadisenin kötü tarafı ise, bu şekildeki isimlerin tek versiyonu yoktur, ismi mariya olan birine arkadaşı: maşa, annesi marunya, kardeşi maruşka diye seslenebilir.
---------------------------------------------------------
dolayısıyla, avdotya romanovna raskolnikova'nın maceralarını okurken:
avdotya romanovna raskolnikova
avdotya romanovna
dunya
dunechka
aynı kişidir.
bir rus kitabında ortalama 50 karakter olduğunu düşünürsek, işte bu edebiyatı takip etmek isteyip delirenlere yol gösterecek olan kılavuz budur.
sonuç: not alınız)
türk filmi replikleri
-
unutursak ayip olur:
"dokunma artık aileme! dokunma çocuklarıma! dokunma oğluma! dokunma gelinime! eğer onların kılına zarar gelirse ben, ömründe bir karıncayı bile incitmemis olan ben, yaşar usta, hiç düşünmeden çeker vururum seni! anlıyor musun? vururum ve dönüp arkama bakmam bile..."
(bkz: yasar usta)
iş mülakatlarında sorulan sinir sorulara cevaplar
-
başvurularıma dönmeyen bir ton firma varken başvurmadığım halde teklif aldığım firmayla bugün yaşadığım :
- neden bizimle çalışmak istiyorsunuz ?
- açıkçası siz beni davet ettiniz.
- peki neden kabul ettiniz ?
- neden benimle çalışmak istediğinizi merak ediyorum.
ciddiydim aslında ben.
1. sınıfa başlayan çocuğun oyun hamuru isyanı
-
"yeni bilgiler öğrenmek yerine neden bebek şeyleriyle oynayalım ki?"
dont worry çucuğum, 6 ay sonra yaşadığın ülkenin başbakanından daha iyi okuyup yazabilen biri olacaksın.
okan bayülgen
-
üçüncü bölümümüzle devam ediyoruz.
tarihi eser korumasındaki doğan apartmanı'ndan almış olduğu üç daireden biri olan 3 numaralı dairede, benimle çalışmaya başlamadan önce, mutfak ile orta salon arasında kapı açmak maksadı ile, yıkılması kesinlikle yasak olan taşıyıcı duvarı yıktırmış olan kişi.
aynı kişi, daha sonra, manzarasına geliyor diye, imar izni olan iki katlı bir yapıyı, uğur dündar'ı sıkıştırarak, skandal olarak televizyondan kampanya başlatmak suretiyle yıktırmaya çalışmıştır. uğur dündar bunu yemeyince, söz konusu yapının sahipleriyle, arkalarından hiçbir iş çevirmemiş gibi oturup konuşmuş, "ne güzel olmuş burası" demiştir.
eski sevgilisi olan mankenleri, oyuncuları ve birkaç kişiyi daha model olarak kullanıp hazırladığı fotoğraf sergisinin açılışından önce bütün fotoğrafları benimle birlikte teftiş ederken şöyle demiştir:
"işte şimdi gelecek bakacak herkes, vay be diyecek, adam bu karıların hepsini s*kmiş... işte bunu dedirtmek için yapıyorum bu sergiyi!"
biraz da eğlenelim...
gelin, audi marka olan arabasını alırken neden özellikle a8l modelini seçtiğini kendisinden dinleyelim:
"abi, şimdi a6 alacak halimiz yok. koskoca okan bayülgen'iz. a8 almam lazım. e ama arada dünya kadar bilmemkaç euro fiyat farkı olmasına rağmen, dışarıdan bakınca a6 mı a8 mi olduğu anlaşılmıyor. tek fark, arkadaki yazı. bu audi, yazı karakterini öyle bir seçmiş ki, 6 ile 8 birbirine benziyor. sonra beni gören taksici bilmemneci diyecek ki bu kesin a6, zaten türkiye'de a8 bir avuç var. yok ya! ben o kadar fiyat farkı verecem, a8 alacam, ama beni a6'ya biniyor sanacaklar! eee, ben de baktım ki sadece a8'lerde olan bir l modeli var, "long" manasında, onu aldık ki yandaki "l"yi görünce anlarlar a6 olmadığını. elçilik arabası gibi araba tabi long olduğu için, köşeleri möşeleri dönemiyoruz, ama o kadar para verip a6'ya biniyor dedirtmem." (argodan arındırılmıştır)
türkiye'nin serge gainsbourg'u desinler sana istiyordun, onun da sonu pek hoş olmamıştı, hatırlatırım.
devam edeceğiz...
ferhangi şeyler
-
bu oyunu bilmemkacinci seyredi$imde vuku bulan bir olayi anlatmak isterim ustadin zekasini afi$e etme adina. kendisi oyunun unlu sarki sozu yazma kisminda sozleri soylemektedir.
- bugun evden cikasim yok, caa cubbap cubbap cubaabi cubbap cubaabi
- telefonu acaaasim yok, caa cubbap cubbap cubaabi cubbap cubaabi
- acelem var kosaasim yok, caa cubbap cubbap cubaabi cubbap cubaabi
tam bu sirada onlerde bir kadin ziplayarak "ben daha once bu oyunu seyrettim" vurgusu yapmak icin
- rakimiz var iceeesim yok ekikieki der.
ferhan sensoy kadina soyle bir bakar.
- hanfendi cok guzel, adiniz nedir?
- *isim soyad sallamadir* fahriye
- fahriye cok guzel (daktiloda yazar) soyad?
- tandoveroglu* (daktiloda yazar)
- isminizi neden sordugumu biliyor musunuz?
- hayir?
- soyliim, simdi burda bir sarki sozu yaziyoruz malum, bunun da dogal olarak bir telif ucreti olacak
- evet..
- ben uc misra yazdim, siz de bir.. ben o telif ucretini alicam, siz de ucun birini.
bu lafin ardindan salon yikilircasina kahkaya boguldu, ben kendisini ayakta alki$ladim.
1-29 ağustos 1970 citroen paris kabil paris yarışı
-
494 ekibin; citroen dyane, mehari ve 2cv ler (döşova) araçlar ile katıldığı, ülkemizden edirne-istanbul-izmit-ankara-kayseri-sivas-erzurum-ağrı rotası ile geçtikleri ve ekiplerin iran, afganistan ve türkiye sınırları içerisinde yerel kültürel hayatı belgelendirecek fotoğraf veya kısa film çekme zorunluluklarının olduğu 16.500 km'lik, rotası şu şekilde olan yarış.
ne hoş ki 70'lerde insanlar rahat rahat araçları ile bu rotayı kullanabiliyorlarmış.
benzer bir organizasyon ise 1971 yılında tekrarlanmış ve 13.500 km'lik paris-persepolis-paris yarışı yapılmıştır.
youtube'dan bulabildiğim, içerisinde 1970 yılına dair bolca istanbul, türkiye görüntülerinin olduğu ve sonradan temizlendiği anlaşılan video.
aynı görüntülerin filtresiz ve daha uzun versiyonu.
hırvatistan citroen kulübünün yayınladığı ve videolardan alınmış ve filtrelenmiş fotoğraflardan oluşan bir nevi slayt seçkisi.
14 nisan 2022 şahan gökbakar'ın mülteci yorumu
-
aşağıdaki gibidir:
"bu suriyeli,afgan ve pakistanlı mültecilerin kontrolsüzce ülkemize kabul edilmeleri ve 10-15 sene sonra toplumumuzun ve ülkemizin dönüşeceği hali düşündükçe göğsüme bir ağırlık çöküyor.neden kanımızı dökerek aldığımız bu toprakları, bu kadar rahat paylaşıma açtık? hazmedemiyorum"
https://twitter.com/…kar/status/1514643701468913670
izmir atatürk lisesi'nde yemek skandalı
-
2023-2024 eğitim öğretim yılı başladığında okulun öğrencilerini ve velilerini dumura uğratan olay. çocuklar ilk gün makarna ve çorbayla karşılandı. akşama yine aynısı. sonraki günler ve öğünler de hep aynı devam etti. arada bir öğün kuru fasulye, bir öğün de nohut verdiler.
kızım da bu yıl yatılı olarak hazırlık sınıfında okumaya başladığı için olan biteni yakından takip edebiliyorum.
sabah kahvaltısı içler acısı. çocuklar okul açıldığı günden bu yana etli yemek nedir görmedi. dün mantı çıkmış, kızım telefonu açmış bana coşkuyla anlatıyor. annesi dedi ki: "kızım içini açıp baktın mı, et var mıydı?"
şu yemeklerin fotoğraflarını görünce ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız umarım.
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
okul idaresi hükümetin reva gördüğü 39 tl ile çocuklara nasıl 3 öğün yemek vereceğinin çaresizliği içerisinde. okul aile birliği de velilerin bağışlarıyla durumu kotarmaya çalışıyor.
saray'da ve meclis'te çöpe dökülenleri düşününce sinir olmamak elde değil.
öğrenci velileri olarak çocuklarımıza reva görülen bu saçma sapan durumdan kurtulmanın yollarını arıyoruz. fatih portakal da bu okuldan mezun. fox tv, sözcü tv ve diğer basın araçlarını da devreye sokmaya çalışıyoruz ama bize biraz sabredin bütçe artırımı talep edildi deniyor. bu ne kadar sürer bilemiyorum.
okul müdürünün de katıldığı online bir toplantı yaptılar pazartesi günü. okul müdürü geçen yıl öğle yemeklerinin fiyatında artış yapmış ve bu yüzden soruşturma geçirmiş. ben toplantıda kendisinde bu sorunun çözümüne dair pek bir azim ve kararlılık göremedim. sanırım geçirdiği soruşturma onu biraz pasifize etmiş.
bakın ben okul müdürünü ya da okuldaki başka bir görevliyi suçlamıyorum. suçlu düpedüz hükümet. diyanete, savaşa, göçmene para akıtan hükümet kendi çocuklarını aç bırakıyor. bu çocuklar ülkenin lgs denilen rezalet sınav sisteminden alnının akıyla çıkmış, yüzde 0,7lik dilimin içinde, geleceğin umudu, zeki ve çalışkan çocuklar. öyle olmasa da olurdu? ne fark eder? gelişme çağındaki çocuklar bunlar.
arka sokaklar klişeleri
-
bir doktor var adını bilmiyorum,şevket çoruh'un oğlunun kanser tedavisini de o yaptı.kurşun yiyen onda,boğaz ağrısı olan onda,çükü ağrıyan onda.
tüvtürk'ün devamlı kusur uydurması rezaleti
-
fabrika çıkışı karartılmış arka cama kusur yazıldı.
şase numarasını okuyamamış, açtım bizzat gösterdim, düzeltilmesi için tekrar ücret ödemeniz gerek dedi, müdürünü buldum sıvadım, düzeltildi.
lastikleri orijinal ebadından farklı yazmışlar, kitapçığında buldum gösterdim, kemküm ettiler.
kim ulan bu tüvtürk denen garabet kurum? ve kim musallat etti bu cahil ve hipermetrop sığırları arabalarımıza.
not : ben de hipermetropum ama gözlük kullanıyorum ve hiç bir detayı kaçırmıyorum.
debe editi : yolun da farın da açık olsun
şahan gökbakar'ın 1 mayıs yorumu
-
“sanki dün ss'in varsova gettosundan çıkışa izin vermeyeceği ve oraya gidip buna direnilirse olayların çıkacağı belli değildi. bile bile lades!!! amaç?”
-polizeiführer jurgen sahan, mayis 1943, ezelden beri ezenin yaninda