hesabın var mı? giriş yap

  • halamlara gitmiştim gece orada kalacaktım. lakin giderken sigara almayı unutmuşum. mecburen enişteminkilerden bir kaç tane otlanacağım. ( çalacağım )

    sigara paketi eniştemin önündeki sehpanın üzerinde duruyor ve eniştemin hiçbir yere kımıldayacağı yok. lise 1'e giden ve o an ders çalışmakta olan kuzenimden yardım istedim.

    b: ozan ya ben sigara çalacağım da eniştem gitmiyor bir türlü. bir şey sormak bahanesiyle çağırsana. ( eniştem kendisine bir şeyler sorulmasından çok hoşlanır.)

    kuzenim tamam dedi babasını çağırdı. ben de paketten birkaç tane sigara aşırdım derken içeriden çaat diye bir ses geldi ve eniştem:

    " 2 kere 2'nin kaç ettiğini bilmiyor musun gerizekalı."

    hay senin sorduğun soruyu...

  • 15 nisan 1920 gunu bugun artik boston'un bir mahallesi haline gelmis bulunan guneyindeki braintree adli kasabada bulunan bir fabrikanin muhasebecileri oldurulur ve iscilere dagitilmak uzerine hazirlanmis yaklasik 16 bin dolar civarinda para, gorgu taniklarina gore 5 italyan gorunumlu adam tarafindan gaspedilir. bu olaydan 20 gun sonra 5 mayis 1920 gunu polis boston'in guneyinde durdurgu bir yolcu arabasindan indirdigi ve uzerlerinden silah ve anarsist bildiriler cikan iki gocmeni soygunla ilgili olduklari gerekcesiyle tutuklar. nicola sacco adindaki ayakkabici ile bartolomeo vanzetti adli balikci bu iki italyan kokenli gocmen, isci grevlerinde ve politik yuruyuslerde her zaman on saflarda bulunan iki anarsisttir.

    31 mayis 1921'de dedham, massachusetts'te, county serif'inin "hear ye! hear ye! god save the commonwealth of massachusetts!" nidasiyla baslayacak davanin 20. yuzyilin en cok tartisilacak davalarindan biri olacagi, 6 kitada yanki yapacagini, insanlik tarihinin ilk kuresel kitle gosterilerinden birine neden olacagini herkes gibi saniklardan "anarchist bastards" diye sozeden amerikan milliyetcisi yargic da habersizdi suphesiz. kit ingilizceleriyle surekli olarak masum olduklarini ve olayla bir ilgilerinin olmadigini soylemeye calisirken, savcinin ne dediklerini anlamadigini ileri surerek, yargilama hukukuna acikca ters bir sekilde cevaplamasi cok zor sorulari bile sadece "evet ya da hayir" diye cevaplandirmalarini istedigi bu iki gocmen anarsist, temmuz 1921'de olume mahkum edilirler. aralarinda bertrand russel, george bernard shaw, dorothy parker gibi bircok unlu ismin de bulundugu yazarlar, sairler, politikacilar ve sivil orgutlerin yillar surecek yeniden yargilanma cabalari, o donem amerikasina karabasan gibi cokmus red scare adli hz konjonktur'un agir atmosferinde bir sonuc vermez ve olaydan 7 yil sonra 1927 yilinda bu iki adam elektrikli sandalye ile idam edilirler. sacco ve vanzetti'nin idami sadece abd'de degil dunyanin bircok kosesinde ama ozellikle latin amerika kentleri ve avrupa'da yuzbinlerce kisinin katildigi dev protesto eylemlerine neden olur. abd'nin paris ve lizbon buyukelciliklerine bombali saldirilar bile gerceklestirilir. almanya'daki protesto gosterilerinde ise olaylar cikar ve 6 kisi olur. italya'nin bir cok kentinde amerika'yla ilgili hersey hedef haline gelir.
    dava tartismasi 1925 yilinda cezaevindeki bir suclunun sacco ve vanzetti'nin olayla bir ilgisi olmadigini, olayi isleyenlerden biri oldugunu itiraf etmesine ragmen ciddiye alinmamasi, dava surecinde ve hatta sonrasinda bile o 16 bin dolarin akibetinin ve nerde oldugunun hicbir sekilde arastirilmamasi, olayin basindan beri polisin elinde olan sacco'ya ait silahin ve mermilerinin olaydan 40 kusur yil sonra 1960'lardaki garip bir balistik incelemeyle olayda kullanildiginin belirlenmesi gibi bircok garipligi de barindiriyor.
    23 agustos 1927 gunu idam edilen nick sacco'nun son cumlesi, "yasasin anarsizm! elveda karicigim, cocuklarim ve arkadaslarim" olur. kayda gecen infaz ani kelimesiyse en insani en saf yardim cagrisidir; "mama!".
    sacco'nun hemen ardindan infaz odasina getirilen vanzetti'nin son sozleriyse "sunun bilinmesini isterim ki masumum! hicbir suc islemedim. bazi gunahlarim oldu ama suc islemedim. ne bu sucu ne de bir baskasini!". kayitlar infaz aninda vanzetti'nin hickirarak yuksek sesle agladigini ancak konusmadigini soyluyor.
    idamlardan 50 yil sonra 1977 yilinda, massachussets valisi michael dukakis, bugun bile cogunlukca, gocmen olmalarinin ama daha cok da ideolojilerinin kurbani olduklarina inanilan bu iki anarsistin, adil yargilanmadiklari gerekcesiyle iade-i itibarlarina karar verir.
    in dubio pro reo denen yargilama ilkesinin ne kadar onemli oldugunu ve "konjonkturel agir atmosfer"lerin adaletsizlik, hukuksuzluk ya da zulme mesruiyet saglamak icin ne kadar munbit bir iklim oldugunu gosteren bu trajik davayi anlatan filmler cekildi, oyunlar oynandi, hikayeler yazildi, sarkilar bestelendi. sacco'nun dedham hapishanesinin koridorlarinda yankilanan "sono innocente!"* cigliklarini duymadiysak bile joan baez ablanin here's to you agitini dinledigimiz her defasinda duymamak mumkun degil bu drami;
    here's to you, nicola and bart
    rest forever here in our hearts
    the last and final moment is yours
    that agony is your triumph

  • sen onları ayırt edebileceğini mi zannediyorsun?

    herkesten önce chpli olur onlar. sen de aval aval bakarsın. türkiyede sorun ahlak sorunu başka birşey değil.

  • tek süper kahramanımız keloğlan, o da ölüm döşeğindeki prensesi tarhana çorbasıyla iyileştirmeye çalışıyordu.

  • hangi 5 kıtada at sürdüklerini merak ediyordur. asya, avrupa, afrika 3 etti.

    edit: evvel zaman içinde pireler berber develer tellal iken osmanlı'nın 5 kıtada at koşturduğunu iddia eden bir entry vardı. iş bu entry o entrye ithafen girilmiştir.

  • ah çıkmış 2 mekanın. sevindim.

    mekanlardan birisi, 4 arkadaştık... 3 kişi kalktı bi kaç bişey içip. ben de son bi bira içeyim gitmeden dedim. sipariş verdim. abi bugün cumartesi, diğer arkadaşların gelmeyecekse veremem dediler. içip kalkıcam dedim. birayı verelim yolda iç mekanda tek oturamazsın dedi..

    daha önce de benzerini diğeri yapmıştı bir başka cumartesi. yine eve dönerken bi bira içeyim 10dk dedim. bana sokağın aşağısında bi boşluk gösterdi. orda ayakta içer misin demişti.

    umarım açılmaz hiç biri diyorum.
    sevgiler.

  • spor yaparken saldırıya uğrayan bir kadının saldırıyı anlatırken "üzerimde kapüşonlu mont vardı ve her yerim kapalıydı" şeklinde bir açıklama yapması, daha doğrusu kendini böyle bir açıklama yapmak zorunda hissetmesi ne kadar acı verici bir şey lan. allah belanızı versin, memleketi getirdiğiniz hale bak.

  • zorunlu olarak toplanan verginin hayatı kolaylaştıracak konularda harcanması yerine tam tersine insanların hayatını zorlaştıran bir sorunu daha da büyütmek üzerine harcanması olayıdır.
    sokak köpeklerini beslemek sorunu çözmüyor daha da büyütüyor. bugün 40 yarın 80 sonra 160 milyon harcarsın. bunun sonu yok.

    tek çözüm medeni ülkelerde de olduğu gibi başıboş hayvanların toplanıp barınaklara alınması, belirli süre sahiplendirilmezse de uyutulmasıdır. milyonlarca kopek için uygulanabilir başka bir çözüm yok maalesef. sorun eninde sonunda bu şekilde çözülmek zorunda kalacak. ama çözümü ne kadar ertelersek her geçen gün daha da büyümeye devam ediyor.