ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
evlenilecek kız ve eğlenilecek kız arasındaki fark
-
herkes eğlenebildiğim kızla evlenirim demiş de, burada başlığın asıl anlamının ne olduğunu herkes biliyor ve yine erkeklerin yüzde 95'i evlenmeyi düşündüğü kızın geçmişte "eğlendiğini" sorgulayıp kafayı yiyerek karşısındaki kıza da çileyi çektiriyor. burada yazılanlar o yüzden hiç samimi gelmiyor ne yazık ki. eğlenebildiğim kızla evlenirim diyen erkeklerin hepsi eğlenemediği kızlarla evlenip sonrasında da çileler içinde "evlenmeyin abi rezil kepaze çok iğrenç bir yaşam keşke evlenmeseydim hayatımı yaşamaya devam etseydim" diyor.
kanzuk'un ölümü
-
(bkz: dürüm yetmezliği)
odadaki fil
-
(bkz: fatih aker) ve en yakın arkadaşı kod adı doktor'un dinlemekten keyif aldığım podcast yayını.
doktor her kahkaha attığında ben de gülüyorum. sanki rakı sofrasında eğlenceli bir sohbete şahit olmak gibi hissettiriyor. üstelik kafalar açıkken.
fatih, sosyal medyada çok uzun zamandır takip ettiğim, durumlara ve olaylara getirdiği yorumları her zaman farklı, çoğu zaman haklı olan olan biriydi. en yakın arkadaşı ile sansürsüz muhabbetlerine bizi dahil etmesi oldukça keyifli oldu. biraz depresyon belirtileri gösteriyor. varoluşsal sancılar için çok ideal yaşlar bunlar. yolları açık olsun. bölümler biraz daha "ben bitiyorum bak, veda et artık bana" diye kendini belli ederek bitse, biz de kendimizi hazırlasak diyorum.
mcdonald's'ta doğumgünü kutlamış efsanevi nesil
-
harbi efsane olabilir bunlar.
ben eskiden mc donaldsta hamburger menu yiyebilmek icin 1 hafta para biriktirirdim lan.
öyle boyle pahali degildi. nusret gibi bir seydi eskiden. yani bendeki algi oyleydi en azindan.
lc waikikiden alisveris yapmak icin tukedici kredisine basvurulan yillardi o yillar.
kinder surprizi 2-3 arkadas birlesip alabiliyorduk. 2500 tl idi hic unutmam.
çok zengindir bu neslin ebeveynleri çooook.
gıda fiyatlarının çıldırması
-
bugün bimden aldığım şeyler 99.50 tl tuttu.
neler mi aldım?
- bir adet binvezir kaşar peyniri 500g
- bir adet dost beyaz peynir 1000g
- 16'lı tuvalet kağıdı (blume)
- milka çikolata (büyük)
- 4 ekmek
bim böyleyse gerisini siz düşünün.
johann wolfgang von goethe
-
"bir erkek, eğer dünyada kendinden başka erkek olmasaydı, bir başka erkek daha yaratırdı; oysa aynı durumda bir kadın, kendi hemcinsinden bir tane daha yaratmayı bir an olsun bile düşünmeden sonsuza dek yaşayabilir."* diyen adamdır.
*çeviri: gökhan özgün
dükkanını 2.30'da kapatıp 5.30'da açan bakkal
-
ne zaman uyuduğu belli olmayan biyonik bakkaldır.
20 seneden beri gözlemlerim.
bir fiil, 365 gün bu şekilde çalışır.
arasıra, bazı bazı, oturdğu yerde uyukladığını gördüysemde, biri içeri girer girmez doğrulur.
ulan ben kafayı yicem, beni uykususuz bıraktı. sabah kalkıyorum bunun için bakıyorum. orada akşam uzatıyorum kafamı, bazı zaman 3'leri buluyor kapatması.
bir insan günde 2.5 saat uykuyla 20 seneden beri yaşar mı?
enyştayn mı bu amk.?
2 tane çocuğu var bide. ne ara o çocukları yaptı anlamış değilim.
edit; bir fiil değil bilfiilimiş..
yeter ulan debe editi; anladık bir fiil deil. siz büyük resme bakın? kimden ulan bu çocuklar?
debe editi; hepbirlikte bir fiil bi el atalım
(bkz: taşlıdere ilköğretim okulu yardım kampanyası)
bir sms'e iki kontörün gittiği dönemler
-
kısa yazmak için sesli harfleri feda ettiğimiz yıllardır. o gün bugündür toparlayamadık.
1680 yılında eyüp'ten etiler'e nasıl gidiliyordu
-
1680 yılında etiler yoktu, diyerek başlanması gereken soru. etiler, adını etibank'ın yaptırdığı konut kooperatifinden alır. etibank da cumhuriyet sonrası açılan ve selçuklu öncesi anadolu medeniyetlerini (sümer, hitit*, akad*) isim olarak benimseyen bir bankadır. etiler'in olduğu bölge 18. yüzyıla kadar ormanlık araziydi. kışın kurt inerdi. bölgeden bir arazi 18 yüzyıl sonlarında kaptanı deryaya tahsis edilince levend* adını aldı. bugünkü levent mahallesinin kurulması ise 1950lere kadar bekleyecekti*.
eyüp ise bizans döneminden beri bir yerleşmeydi, sahabelerden eyüp el ensari ve ordusunun 7. yüzyıl sonunda kapılarına dayanıp bozguna uğradığı konstantiniyye surlarında yer alan bir bizans toprağıydı. 15. yüzyılda konstantiniyye osmanlılar tarafından alındıktan sonra fatih sultan mehmed, ilk kuşatmayı yapan eyüp el ensari'nin mezarını aratmaya başladı. kuşatmayı yapan müslümanlar, surların dışındaki bir manastır mezarlığının dışına gömülmüşlerdi. akşemseddin rüyaya yatıp mezarın yerini tesbit edince burası türbe yapıldı, ve üzerine görkemli bir cami yaptırıldı. cami son haline gelene kadar epey elden geçmiştir. eyüp uzunca bir süre şehir dışında bir köy, mezarlık ve ruhani mekan olarak kaldı.(tarîh-i sultan süleyman, nakkaş osman, 1580*)
1680 yılında muhtemelen eyüp'ten, konstantiniyye'den gelirken bindiğiniz atla haliç kıyısına kadar gidip, kayıkla karşıya geçip, galata'dan yukarı ormanın içine doğru da eşrafın "delü mü sikdü acep?" bakışları arasında at üstünde gidebilirdiniz.
rakının yurt dışında tutmamasının sebebi
-
kurtarılacak bir memleketleri olmamasından kaynaklanıyordur.
ali koç
-
lan ben “bu adam ülkeyi yönetse keşke” diyodum... abow... ben bu işten hiç anlamıyomuşum ya...
iyi ki dağdaki çobanla benim oyum birmiş lan...
%52'nin %48'e %100 hükmetmesi
-
hayırlı olsun kardeşim, başkanlık sistemi ile tanışmışsın.