ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
türkiye ermenistan sınırı mayın temizliği
-
ben bu filmi izlemiştim. şahsım büyük kafkasya projesi eşbaşkanlığına terfi etti sanırım.
otel fiyatlarının uçması
-
8000 dolara 2 kisi uc ay boyunca uzak dogu'da kral gibi yasarsin. tayland, endonezya, malezya, vietnam, singapur, kambocya, filipinler birinden digerine gecersin. boyle bir parayi bedava kokteyl icmek icin bir tatil koyune vermek tek kelimeyle vizyonsuzluktur.
suspension of disbelief
-
özellikle film izlerken biz farkına varmasak da çok işimize yarayan bir kavramdır. belli bir noktada inançsızlığımızı askıya almaya razı olmazsak, yani hikayenin dayandığı bazı gerçek dışı / fantastik önermeleri doğru kabul etme konusunda hikayecinin bize sunduğu kontrata imzayı basmazsak, tüm film bize deli saçması, abuk sabuk gelecektir. o zaman film boyunca iki dakkada bir 'ama zaman yolculuğu diye bişey yoktur ki', 'ama adam ordan düşse ölürdü', vs diye soylenip dururuz, filmi senaristin/yonetmenin arzu ettigi niyetlerle degil, komedi niyetine izleriz*. seyredenleri inancsizliklarini askiya almaya bir filmin ilk dakikalari icinde ikna etmek zorundadir filmciler. bu yuzden film jenerikleri onemlidir, sizi hemen bir havaya sokarlar. filme gec girdiginizde o havaya girememeniz ve filmi cok begenenlere karsilik sizin 'ne lavuk filmdi be, oyle sey mi olur bidi bidi' diye konusmaniz cok muhtemeldir. profesyonel seyirci*** inancsizligi askiya alma konusunda cok antrenmanlidir, zaman zaman kahvaltıdan once bes adet inanilmaz seye birden inandıkları görülür (bkz: lewis carroll). prodüksiyon/hikaye cok basarili olmasa bile inancsizligi askiya almakta tereddüt etmeyiz. cocukken oyle miydi ya? henuz film izlemede profesyonellesmemisken, izledigimiz filmlere seyirci kalmayi beceremezken annemize sordugumuz 'niye su oldu, karakter niye gitti' sorularina annemizin verdigi film olmazdi yanıtı bunun göstergesidir.
1. köprüye hala boğaziçi demek
-
"boğaziçi" demeye devam edeceğiz, ayrıca bütün "arena" statlarının adını tekrar "atatürk" yapıp, 3. havaalanını "atatürk" yapıp, adı hacı-hoca olan bütün yerlerin adını cumhuriyet değerlerine uygun adlarla değiştireceğiz.
doktor çıkışıdır lütfen park etmeyiniz tabelası
-
aynı egodan ambulans ekiplerinde de var. ay herkes beni sevsin, bana yol versin tripleri, artistik tepe süsleri vs. patlama, bekle, değil mi yaa?!
edit: gelen mesajların gösterdiği sonuç: bu mecrada ironiden anlama oranı %95'lerde...%5 de sağolsun, varolsun. sokak hayvanlarını unutmayalım bu arada çünkü kar artıyor, durum vahim. allah yardımcımız olsun.
iş mülakatlarında sorulan sinir sorulara cevaplar
-
- ücret beklentiniz ne?
* siz ikea'ya gittiniz mi?
- ?? evet gittim
* bütün mobilyaların üstünde fiyat etiketi var değil mi?
- evet
* peki hiç mudo'ya gittiniz mi?
- evet
* mudo'da bir ağaç var üzerindeki fiyat etiketini gördünüz mü?
- evet
* işte o ağaç benim.
dur lan sonucu yazmayı unutmuşum: bir, dayak nedir? iki, neden atılır?
istanbul is the new cool
-
"çıkar telefonunu." diyen çizgili tişörtlü milli irade dayıları yok, türbanlı bacılarım yok, haftada 6 gün, günde 10+ saat çalışarak asgari ücret alan insanların bindiği kalabalık metrobüs yok.
bu mu gerçekten istanbul?
babaanne ile diyaloglar
-
babane telefon açar, dersleri sorar;
- eh fena değil babane, idare ediyoruz işte
- geçtin mi hepsinden var mı kaldığın?
- işte bir dersten kaldım, diğerleri fena değil ama.
- hangi dersmiş o?
- eee... elektromanyetizma...
- nesini anlamadın ki de yapamadın, anlat neymiş yani o ders?
- şimdi babane.. ee.. elektrik.. yüzeyler.. curl.. silindirik var.. şimdi, hesap..
- bak işte bilmiyomuşsun ondan kalmışsın doğru düzgün bir anlatamadın bile
- ...
selçuk üniversitesi'de yapılan hava savunma robotu
-
(bkz: şimdi toys'r'us düşünsün)