ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
buzdolabını çekip hani ekonomi kötüydü diyen çocuk
-
yalnız o dolapta yemeklik hiçbir şey yok.
bir de havalı havalı buzluğu açınca etle vs dolu olduğunu gösterecek zannettim de, orası da boş.
sadece sarı renkli, ki o da şişelere ve poşetlere doldurulmuş limon suyu diye tahmin ettiğim şeyden başka bir şey yok buzlukta.
hayır o dolabın içinde ekonominin çok iyi olduğunu gösteren ne var?
hakikaten bu hayat bunlara müstehak ya, biz boşa kendimizi harap ediyoruz.
ne gerek var, yesin ketçabını baksın keyfine.
edit:elli tane mesaj almışım tavuk suyudur, kemik suyudur vs diye.
“tavuk suyudur la o” diyen de var. *
tamam tavuk suyu olsun. madem ekonomi o kadar iyi, niye bir tane tavuğu haşlayıp poşet poşet suyunu saklamış ki her yemeğe koymak için?
alsın doldursun dolabını tavukla, etle, butla. ne seviyorsa artık?
ayrıca limon suyunu şekilli dondurup içeceklere attıklarını görmüştüm, oradan aklıma geldi. ekonomi de o kadar iyi olunca. *
mario gomez
-
son yıllarda beşiktaşımıza gelen en efektif futbolcu olduğu yetmezmiş gibi tam bir karakter abidesi de olan topçumuzdur. seneye tolga'nın durumu ne olur bilinmez ama eğer kalırsa kaptanlık bandını da kendisine takmamız lazım. ayrıca bildiği diller sayesinde takımda en fazla futbolcuyla anlaşıp iletişim kurabilen oyuncu da mario gomezdir muhtemelen. ana dili almanca olan almancılarımız ve vatandaşı beck malum zaten, geri kalan yabancılarımızdan kanadalı-arjantinli-brezilyalı-portekizli-ispanyol olanlarla da zaten ikinci dili olan ispanyolca ve advance ingilizcesiyle (maç sonu röportajlarını inigilizce veriyor zaten) çok rahat iletişim kuruyordur. geriye bir tek mustafa pektemek falan kalıyor, onla da muhatap olmasın zaten, ne gerek var, pektemek gitsin almanca öğrensin peşinde gezsin gomez'in.
sıla ve hazer amani ilişkisi
-
şu sılayı türk televizyonları ve halkı fazla gözünde büyütüyor diyor ve susuyorum
dedesi yaşındaki adamı döverek öldüren genç
-
insanlık dramıdır.
daha 16 yaşında bir insan silahla geziyor ve bunu yapabilecek kadar vahşileşebiliyorsa, bunun değil ailesinin suçudur. ailesine de potansiyel katiller gözüyle bakılarak incelenmesi gerekir. bu insan müsveddesinin ise herhangi bir zamanda herhangi bir koşulda sokağa salınmaması gerekir.
her gün banyo yapan insan
-
bir noktadan sonra mağazadaki tüm banyoları bitirmesi olasıdır. (bkz: duş almak) (bkz: banyo yapmak)
binali'nin konya'ya gittiğine pişman olması
-
-katilinden cankurtaranlık bekleyen kurban.
-tecavüzcüsünden kocalık bekleyen mağdur.
yani çok özet şeyler bunlar ve özet hikayeler.
hayat evren ve fiziği anlamaya çalışmak
-
öncelikle ön yargılardan arınmakla başlar. kimse anasının karnından sicim teorisini veya m teorisini bilerek doğmadı.
artık bilgiye kolayca ulaşabildiğimiz bir çağda yaşıyoruz. evren hakkında merak ettiğimiz çoğu şeyin türkçe kaynağı var artık. fakat bilgiyi de doğru yerden edinmek önemli. ve bu yolda okunacak kitaplar, izlenecek belgeseller kilit noktadadır.
işte hayata, evrene ve fiziğe dair bilgi edinmek isteyen kişiye yol göstereceğini umduğum kaynaklar:
kitaplar;
evrenin zarafeti - brian greene
evrenin dokusu - brian greene
saklı gerçeklik - brian greene
--bu kitapların bu sırada okunması önemli. evrenin zarafetiyle temel atılmalı daha sonra diğer kitaplara geçilmeli. brian greene'in anlatış tarzı gerçekten güzel. bol örnekli, açıklayıcı. bilal'e anlatır gibi anlatıyor.
zamanın kısa tarihi - stephen hawking
--gerçekten kısa ve kafa karıştırıcı olabiliyor. yazım tarihi de eski olduğu için içindeki bazı bilgiler güncel değil. ilk sırada okunacak bir kitap değil bana kalırsa. fakat fiziğe bir bakış açısı kazandırdığı kesin. ve stephen hawking'in içinde olduğu çalışmaları ilk elden yazılmış haliyle okumak muhteşem.
kör saatçi - richard dawkins
--biyolojiyle yani hayatla ilgili bir kitap. her şeyi çok net anlatıyor. evrime dair merakı olan okumalı.
belgeseller;
wonders of the universe - brian cox
wonders of the solar system - brian cox
wonders of life - brian cox
--hayatımda izlediğim en harika belgesel serileri. net. yazdığım sırayla izlenirse daha iyi, öyle yapmazsanız canınız sağ olsun. çünkü önce evreni tanıyıp genel resmi görmek, daha sonra güneş sistemine odaklanıp onun harikalarına tanık olmak ve en son hayatın gizemlerini öğrenmek hem anlamayı kolaylaştıracak hem de belgeselden alınan zevki arttıracaktır.
brian cox'un sunumu harika. bir olguyu anlattıktan sonra izleyiciye düşünecek zaman bırakıyor. görselleri, grafikleri harika. bunca yazdığım şey arasından hiçbirini okumasanız-izlemeseniz bile bu serileri izleyin.
cosmos a spacetime odyssey - neil degrasse tyson ann druyan
--carl sagan'ın meşhur cosmos belgeselinin yeniden gözden geçirilmiş ve güncellenmiş hali diyebiliriz. her ne kadar neil degrasse tyson'dan hazzetmesem de belgeselin ufuk açıcı olduğunu inkar edemeyeceğim.
into the universe with stephen hawking - stephen hawking benedict cumberbatch
--herhalde mükemmel karışım dedikleri budur. benedict cumberbatch'ın seslendirmesiyle hayat bulan bir stephen hawking belgeseli. 3 bölümden oluşuyor. wonders serisinden sonra izlenmeli.
what on earth is wrong with gravity - bbc horizon yapımı
do you know what time it is - bbc horizon yapımı
umarım bu başlığın altına güzel eklemeler olur ve hepimizin ufku daha da genişler.
edit: yazdığım tüm belgesellerin türkçe altyazıları vardır.
debe edit: lütfen gerçekten acil olmayan durumlarda acil servise başvurmayın. aile hekimi diye bişey var çok tatlı. boğaz ağrınıza, karın ağrınıza vs. bakabilir, gerektiğinde üst kuruma sevk edebilir. acil servisler kız bakma yeri değildir.
dürüst namuslu iyi kalpli ilkokul mezunu insan
-
(bkz: anne)
ışık hızıyla seyahat eden astronotun maaşı
-
arkadaşım adam 20 yıl sonra döndüğünde belki sevdiği yakınlarını kaybetmiş olucak ve sevdiklerinden 20 yıl uzakta kalmış olucak.sevdikleri dicek ki gittin 20 yıl gelmedin biz ne yedik ne içtik haberin var mı senin ha var mı dicekler. belki eşi menepoza girmiş olucak. çocuk yapamıcaklar bir daha. adam 20 yıl sonranın dünyasına adapte olamıcak. belki döndüğünde ülkesini ve evini bile yerinde bulamıcak. şimdi bu adama 24 saatti diye çift vardiyadan hesaplayıp günlük yövmiye mi verilsin. bence en azından bir kaç maaş ikramiye full akbil ve yemek ticketini da hakkediyor.