hesabın var mı? giriş yap

  • bu önermeye inanan 100 kişiye sorduk;

    62si "mozart yaşasaydı yurtseven kardeşler'e katılırdı" dedi. geri kalanlar "o kim ki?" dercesine bakmakla yetindi..

  • merak etmeyin bir gün annesiz babasız da geçireceksiniz; o gün bari hayatınızda sevdiğiniz birileri olmazsa, o zaman görürsünüz.

  • ne evlatlar var amk diye içlendiren bi soru. biz daha hala "anne iki liran var mı bozuk minibüse bincem" diye para istiyoruz.

  • akşam ailecek sofrada otururken eşime bir şey anlatmaya çalışıyorum. ama defne müthiş tiz sesler çıkarıp konuşmamızı sürekli engelliyor. defalarca rica ettikten sonra bir noktada dayanamayıp yüksek sesle patlıyorum. bu defne'ye hayatta ilk bağırışım. son olsun:

    - yeter ama kızım annenle konuşmaya çalışıyorum!

    (birden gözleri doluyor, içine kapanıyor, yıkılıyorum, hemen sarılıyorum)

    - çok özür dilerim bağırdığım için tatlım.

    (ağladı ağlayacak, sesi titriyor, sarmaş dolaşız)

    - baba...

    - söyle canım?

    - neden...

    - neden mi bağırdım?

    - hayır, neden... neden çok üzüldüğümüz zaman alt dudağımız titrer?

  • normaldir.

    insanlar o kadar nefret etti ki kızılaydan, kan vermeyi bile güvenli bulmuyorlar.

    ben düzenli kan bağışçısıyım, hala gidip kan veriyorum. vermek istemeyen arkadaşları ikna etmeye çalıştığımda bana "ben kan versem o kadar ihtiyaç sahibinden önce akp'li bir kalantorun akrabasına gider, daha kötüsü, katar'a satmayacaklarını nereden bileceğim" cevabı aldım.
    hak veriyor muyum? evet... kan ihtiyacının öneminin de farkındayım. ama kurumu rezil rüsva etmeseydiniz, kurumu birilerinin para kaçakçılığına alet etmeseydiniz bunlar olmazdı.

    beter olun diyeceğim de, size bir şey olmuyor. olan ihtiyaç sahibine oluyor. kızılay'ı bari temiz bıraksaydınız. orayı da kirletip lekelediniz. elinizin değdiği ve pislenmeyen tek bir şey yok.

    edit: bir yazar şunu attı.
    (bkz: kızılay'ın topladığı kanların yurtdışına satılması)
    kaynak

    yazıklar olsun.

  • kampüste bildiri okuyan devrimci delikanlının ezan okunmaya başlayınca söylevine ara vermesi. ülkücülerden önce alkış alması sonra dayak yemesi.

  • " tavşanlı linyit spor kütahyalı bir çocuk için neyi ifade ediyorsa feride yengende benim için onu ifade ediyor yavrum "

    (bkz: işler güçler)

    daha nasıl ifade edilebilir ki be

  • kimine göre saygısızlık kimine göre ise değildir. onu tartışmayacağım. sadece ufak bir tüyo vereceğim sizlere. çoğu banka, kartı yanında olmayanlar için t.c. no veya vergi no'yu girerek de sıra numarası verdiriyor.

    hani alışveriş yaptığınız firmalar size fatura kesiyor ya, işte herhangi bir firmanın vergi numarasını oradan bakarak not alın. sıra alırken de o numarayı girip sıra alın. eğer o firma o bankayla çalışıyorsa, sıranız 5 dakikaya gelecektir.

    bizi tercih ettiğiniz için teşekkür eder; yine bekleriz.

    zorunlu edit: bazı bankalarda, bazı görevliler, bazı sorunlu günlerine denk gelindiğinde, bazı uyuzluklar yapabiliyormuş. o yüzden numara alırken bir de normal bir sıra numarası alın da benim kulaklarımı çok çınlatmayın. kahrolsun bağzı şeyler.

  • ailemle tesise gittim. alkollü bir serseri bana sataşırsa devletin polisi işini iyi yapmıyor demektir. bir sonraki seçim devleti de değiştiririm.

    ayrıca şunu anlamayacak kadar gerzeksin. hiçbir yerde izin vermediğin için o serseriler evinin köşe başında duruyor, o yüzden sen hava almaya semtine çıkmak yerine “sosyal tesis”e gitmek zorunda kalıyorsun.

    (bkz: ibb sosyal tesislerinde bira satışı/@seovi)
    edit: her alkollüye polis mi vereceğiz gibi bin mesaj geldi. salak mısınız çocuğum. heryeri güvenlik kulübesi, güvenlik, polis, zabıta dolu bir sosyal tesisten bahsediyoruz. kaldıki bu yerlerde öpüşen iki gence anında müdahale ediliyor ama alkol olup taşkınlık yapan gruba müdahale etmiyorlarsa bilerek etmiyorlardır. onlara ettirmeyenleri de değiştirirsin,
    etmeye başlarlar. bu kadar basit.

  • bir şeylerin düzeltebilmesi için önce farkındalık gerekir. izdihamın içinde olanların “ben ne yapıyorum? neden bunu yapmak zorunda kaldım?” demesi gerekir. ama şu an olan; “oh ucuza aldım kar ettim.”
    sorunu kabullenmezsek daha çok izdihamlar görürüz.