ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
türkiye ekonomisinin %1.8 küçülmesi
-
küçülme değildir fit olmadır o.
dusunun kilolusunuz. doktora gidiyorsunuz ve kilo vermenizi söylüyor. siz de kilonuzun yüzde 1.8 ini kaybediyorsunuz. rahatliuorsunuz bir anlamda.
oh be ak troll gibi yazmak çok kolaymış.
şafak sezer yeni kemal sunal'dır
90'lı yıllardaki zenginlik belirtileri
okan yalabık
-
muhteşem yüzyıl'da sergilediği oyunculuktan dolayı, gölgede kaldığını anlayan halit ergenç tarafından boğdurulmuştur.
kullanmak için can atılan replikler
-
-başınız sağolsun emine hanım...
chp'nin referandumu aihm'e taşıması
-
16 nisan 2017 anayasa değişikliği referandumu ile alakalı aşağıdaki konu başlıklarını tarihe not düşelim;
(bkz: 16 nisan 2017 ysk darbesi)
(bkz: mutlak butlanla maluldür)
(bkz: 16 nisan 2017 ysk açıklaması)
(bkz: mühürsüz pusula geçersizdir)
(bkz: 2.5 milyon mühürsüz evet oyu)
(bkz: 16 nisan 2017 referandum hileleri)
(bkz: defalarca oy kullanan evet seçmeni)
(bkz: hayır oyu sıfır çıkan 961 adet sandık)
(bkz: 16 nisan 2017 halk oylaması hileleri)
(bkz: 18 nisan 2017 yılmaz özdil köşe yazısı)
(bkz: evetçilerin ysk skandalına sessiz kalması)
(bkz: 27 nisan 2017 ysk gerekçeli karar açıklaması)
(bkz: 16 nisan 2017 referandumunda hile yapılması)
(bkz: muş'ta kalaşnikof ile zorla evet verdiren adam)
(bkz: referandumda viranşehir de yapılan seçim hilesi)
(bkz: 16 nisan 2017 mühürsüz oy pusulalarının kabulü)
(bkz: akp talebi üzerine mühürsüz oyları geçerli saydık)
(bkz: 16 nisan 2017 referandumda blok oy kullanılması)
(bkz: 18 nisan 2017 hayırımıza sahip çıkıyoruz eylemleri)
(bkz: 18 nisan 2017 saygı öztürk mühürsüz pusula yazısı)
(bkz: 17 nisan 2017 ümit özdağ'ın referandum açıklaması)
(bkz: ysk'nın mühürsüz pusula geçerlidir kararı almaması)
edit : başlığı açan suser'ın geçmişte yazdıkları : #5048198.
edit 2 : ysk’nın 16 nisan 2017 tarih ve 560 sayılı kararı hakkında bir inceleme
anunnaki
-
sümer mitolojisi'nde ilk tanrısal varlık an/anu'nun soyundan doğan tanrılardır. zecharia sitchin'in pseudoscientific araştırmalarının ve onun sayesinde birçok yazılı metine ve internet kaynağına yayılan sonuçlarında öngörüldüğü gibi ibrani teolojisiyle olan ilişkileri hiçbir zaman kanıtlanmamış, farazi görüşlerdir. birçok yerde bahsedildiği gibi gizemi çözülememiş veya dünya dışı varlıklarla ilişkilendirilebilecek bir kavram değildir. annunnaki hakkındaki kaynaklarımız az sayıdaki sümerce edebi tablet, ayrıca akkad ve asur kaynaklı mitlerdir. enuma eliş de bu kaynaklar arasında sayılabilir. annunnaki kavramını anlamak için bu kavramın mitolojide hangi basamaklar arasında olduğunu da bilmek gerekir.
sümer mitolojisi'ndeki ilk varlık mammu'dur. mammu, ilksel deniz'dir. her şeyin başlangıcında ilksel deniz vardır. bu zamana kadar ele geçirilen sümer metinlerinde ilksel denizin kökeni ya da yaratılışı, ortaya çıkışı ile ilgili kesin bir bilgi yoktur. muhtemelen bu, hellen mitolojisi'ndeki okeanos ve thetis'in oluşturduğu "ilksel sular" ile aynı şeydir. sami mitolojisi'nde de tiamat olarak geçer. nammu büyük olasılıkla "yaratılmamış", "ezelden beri var olan" bir "ilk mekan" olarak tasavvur ediliyordu. ayrıca burada tek, hellen'de çift olarak ortaya çıkmasının sebebini de bilmiyoruz.
sonrasında kozmik dağ, hursag doğar. ilksel deniz nammu, gök ile yerin birliğinden oluşan hursag'ı, kozmik dağı oluşturdu. burada kaynağımız sümerce bir tablette geçen şu pasajdır: "gök ile yer dağının ardında an, annunnaki'leri dölledi." bu kozmik dağ kavramı, hellen'deki kaos ile bağdaştırılabilir. yani sümerli rahiplere göre bizim 21. yüzyılda evren olarak adlandırdığımız, "her şeyin öncesinde var olan şey", ilksel deniz nammu'ydu. muhtemelen, hellen'de, samilerde ve hint - iran mitlerinde olduğu gibi, burada da bu ilksel deniz'in yaratılıp yaratılmadığı düşünülmemişti bile. sümerliler, "her şeyin içinde olup bittiği mekan", "zamanı ve tüm mekanları içine alan" kavram olarak nammu'yu görmüşler, kozmik dağı ise "ikincil evren", "tanrıların ve tanrıların ardından gelen varlıkların mekanı" olarak düşünmüşlerdir.
tanrı an'ı burada, yukarıdaki pasajla ilgili olarak açıklamaya çalışmak istiyorum. gördüğümüz gibi burada an, henüz kaos varken, "gök ile yer henüz ayrılmamışken" var olan bir kişilik olarak karşımıza çıkıyor. hem de anthropomorf olarak. yani insan şeklinde. bu elbette diğer mitolojiler ile bağdaştıramadığımız bir durum olduğu için bize ilginç geliyor. samuel noah kramer bunu şu şekilde kolaylaştırmıştır:
1. bir zamanlar ilksel deniz vardı. nammu.
2. ilksel deniz'in meydana getirdiği gök ile yer birleşti. kozmik dağ oluştu. hursag.
3. gök ile yer henüz ayrılmamışken ilk tanrısal kişilik, an doğdu.
4. gök ile yer ayrıldı, an çocuklarını doğurdu (annunnakiler) ve evren düzenlendi.
an'ın kimin tarafından yaratıldığını bilmiyoruz. doğrudan veya dolaylı olarak ondan bahseden bir tablet bulunup okunana dek de bilemeyeceğiz. ancak şunu anlıyoruz ki an, sümer mitolojisi'ndeki ilk ve en büyük tanrıdır.
annunnaki'ye gelecek olursak, sözcüğün geçtiği her sümerce tablette, istisnasız olarak her tablette ve her satırda, bu sözün an'ın çocukları, yani an'dan doğan ilk tanrılar manasında olduğu açık seçik ortadadır ve tartışmaya yer yoktur. yani birincil kaynaklarda, annunnaki kavramını günümüz tabiriyle ve günümüzde kullanılan anlamıyla dünya dışı varlıklarla ilişkilendirmemizi sağlayabilecek herhangi bir bulgu yoktur. annunaki çoğu zaman ibrani mitolojisi'ndeki nefilim ile de bağdaştırılmıştır ancak bunu yapmak için de elimizde yeterince bulgu yok. dolayısıyla annunnaki hakkındaki sözdebilim kafasıyla yazılıp çizilen çoğu teori ve "mistik" açıklama kanıtlanmaya veya yanlışlanmaya müsait olmayan varsayımlardan ibarettir.
tanrı an'dan doğan ilk tanrı neslinin sümer pantheonundaki konumları biliniyor. çoğu hakkında kısa da olsa edebi kaynak var. mitolojide bundan sonra tanrı an, yer ile, yani ki ile birleşip, insanları yaratan tanrı neslini doğurur ve evrene ve dünyaya, tanrı an'ın soyundan doğan ilk ve ikincil tanrılar ve tanrıçalar hükmeder.
ayrıca sümer mitolojisi için (bkz: #26693168)
havuzun içine mi düşer yoksa dışına mı
-
araç (ve dolayısıyla onunla aynı hızda olan adam ) çok yüksek bir hızda ilerlemiyorsa, adam havuzun içine düşer... bunun nedeni momentumun korunumudur... yani kabaca ifade edersek, atlama anında adamın hızı da aracın hızıyla aynıdır ve bu hız korunur... ancak burada havanın oluşturduğu sürtünme de bir etkendir (hava direnci) ve adamın bir miktar daha geriye düşmesine yol açar... ne kadar geriye düşeceği aracın (ve adamın) hızına bağlıdır... bu nedenle, eğer araç (ve dolayısıyla adam) çok yüksek bir hızda ilerliyorsa havuzun dışına da düşebilir...
tanım: hız, göreceli hız, momentum, momentumun korunması, hava sürtünmesi (direnci) konularına aşina biri için kavranması kolay bir sorudur...
horizontal ile vertical'ı karıştırmak
-
vertical limit filmini dusunun verticalin ne oldugunu hatirlarsiniz
debe editi rica edildi : (bkz: karanliga kufretmek yerine bir mum yakiyoruz)
sümeyye erdoğan'ın evlenmesi
söyleyeni entel gösteren kelimeler
friedrich nietzsche
-
übermensch yani üstinsan kavraminin yaraticisi.
kimi zaman yokluga adadiklariyla nihilizmin babalarindan da denebilir.
insani hayvan ve üstinsan arasinda bir koprü olarak gordü.
insanin eksiklerinden arinarak ya$amasinin daha iyi bir dünya yaratacigini dü$ündü.asla bir insanin digerine üstünlügünden bahsetmedi,aksine insanlarin topyekün varolan insan kiliflarini a$malarini hedefledi.
cogu zaman irkcilikla suclanmasinin yegane nedeni hitler ve nazistlerin kendi kirli sava$larina nietzsche'yi alet etmi$ olmalaridir.
zerdü$t boyle diyordu adli eseri en cok basilmi$ ve farkli dillere cevrilmi$ eseridir.bu eserde üc büyük din oncesindeki en büyük din olan ve kaynagini irandan alan mazdaizm'den etkilendigi gorülür.mazdaizm dininde ahura-mazdaya inanilirdi,inanca gore ahura-mazda herkesin icindeydi.bu dinin en büyük ozelligi ya$ama tarzlariyla komünizme benziyor olu$uydu.ozel mülkiyet yoktu.lüks ve gereksiz tüketim kar$itligi vardi.mazdekler gittikleri heryerde merkeziyetcilige ve lüks hayata kar$i ciktiklari icin güclü devlet yapilari icinde kabul gormediler.onlardan geriye hicbir yazili belge kalmam$ti,ancak nietzsche'nin onlardan bahseden cok eski latince par$ömenler üzerinde cali$tigi biliniyor.
mazdekci anlayi$ nazilere maledilemeyecegi gibi nietzsche de sosyal fa$izmle alakasi olmayan büyük bir dü$ünürdür.
kafasi cali$an cogu insan gibi o da delirerek olmü$tür.
'kendin alabilecegin bir hakki asla ba$kasinin sana vermesine izin verme' - f.nietszche
ebru şallı
-
bu acıya birinci taraftan şahidim. abim öldüğünde annem 43 yaşındaydı. abimin cenazesinden 1 hafta sonra işine döndü, 1 ay sonra ev taşıdık, 3 ay sonra tatil yaptık. annemin yaşamaya çalışmasını gözünden görüyordum. öyle bir acı ki bu kendini bir pençelerine bıraksa bir daha toplanmaz korkusu vardı kadının gözlerinde. bizim için yaşamayı seçti. annem bir hafta sonra işine dönerken böyle densizler yine eleştirmişti, annem cevap olarak da 'ben şimdi dönerim dönmem, dönmezsem ne değişecek ki, en azından bir işe yarıyorum' demişti. kendisi sınıf öğretmenidir. hayatınızda en fazla kırılan kemiğin acısını yaşamışsınız, sizin ne haddinize nasıl acı yaşanır öğretmek?